Sena Subaşı: AKM’NİN SAHNE ARKASINDA NELER OLUYOR?

AKM’NİN SAHNE ARKASINDA NELER OLUYOR?
Giriş Tarihi: 4.1.2023 10:57 Son Güncelleme: 4.1.2023 11:06

2021'de yenilenen haliyle açılan Atatürk Kültür Merkezi sadece İstanbul'un değil, Türkiye'nin de en önemli sanat merkezlerinden biri oldu. İçinde birbirinden farklı eserlerin sergilendiği bu sanat ve kültür merkezi her gün sayısız seyirciyi ağırlıyor. Geçtiğimiz ay Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolları çatısı altında Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ile hem AKM'de hem de şehrin her köşesinde sanatla iç içe birkaç hafta geçirdik. Perde önünde sergilenen yaklaşık iki saatlik bir eseri izledikten sonra biz seyirciler için keyifle eve dönme vakti geliyor. Fakat perde önüne çıkan bu eserin perdenin arkasında nasıl süreçlerden geçtiği, kaç kişinin bu temsilde emeğinin olduğunu bilmiyoruz.


Bir eser seyirci önüne çıkmadan önce hangi aşamalardan geçiyor? Sahnede sergilenen eserin mutfağında nasıl bir hazırlık hâkim? Bu merakımızı gidermek için bu ay AKM'ye bir kez daha giderek sahne arkasını geziyorum ve AKM'nin yalnızca bir sahne olmadığına, aslında bir nevi fabrika gibi çalışan bir kompleks olduğuna şahit oluyorum. "Sahneye çıkan eserlerin arka planında neler oluyor?" sorusunun yanıtını almak için AKM'ye gittiğimde öncelikle bir eserin sahnelenme sürecinde A'dan Z'ye her şeyin kurum çatısı altında hazırlandığını görüyorum.


İstanbul Devlet Opera ve Balesi ve Modern Dans Topluluğu, İstanbul Devlet Tiyatrosu, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve onun alt kurumlarından Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu, İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu, İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, Devlet Halk Dansları Topluluğu kurumlarını içerisinde barındıran AKM'de her kurumun yüzlerce çalışanıyla beraber kendine ait demir atölyesi, boyahane, marangoz atölyesi, heykel ve plastik atölyesi, dekor atölyesi, peruk ve şapka atölyesi, butafor atölyesi, tamir atölyesi gibi birçok atölyeye sahip olduğunu öğreniyorum.


Kostüm ve dekor tasarımlarının yine kurum içerisindeki tasarımcılar ve ressamlar tarafından yapıldığını, demir ustalarının, fotoğrafçı ve video kurgularının, kuru temizlemesinin dahi kurum çatısı altında yapılarak bir eserin sahnelendiği söyleniyor.


1250 kişiyle çalışan bir sanat fabrikası

AKM'de toplamda 1250 kişi çalışıyor. Bir eserin nasıl hazırlandığını sorduğumda şu cevabı alıyorum; "Bu zamana kadar sahne gerisi mutfağında büyük bir özveri ile çalışan sanat emekçileri bir eserin sahnelenmesinde en büyük güçtür; üç boyutlu devasa dekorlar heykeller, fonlar eserin kurulum aşamasında sahne makinistleri, mekanikçiler, aksesuarcılar, sanatçıların saçlarını yapan kuaför ve makyözler, sanatçıları giydiren gardropçular, ses, ışık, görüntü olmak üzere tüm birimler gizli kahramanlarıdır."


Bu gizli kahramanların eşlik ettiği sahne arkası süreci şöyle işliyor: "İlk olarak dekor üretim atölyelerinde dekoratör tarafından tasarlanan, rejisör tarafından onaylanan eser tasarımı, teknik çizimleri yapılarak atölyelere gönderilir, ilgili dekoratör nezaretinde demir, ahşap, bez, boya, köpük işlemlerinden geçilerek üç boyutlu dekorlar haline getirilir. Mekân farklılığına göre sahneye kurulur. Bu arada eserin hangi dönemse, kostüm kreatörü eşliğinde terzi atölyelerinde dikilir, provaları yapılır, genel prova da son kontroller yapılarak, ertesi gün ilk temsil olan prömiyerle sanatseverlerle buluşur."


Opera hazırlıkları


Mekânın farklı alanlarında yer alan birkaç atölyeyi gezme fırsatı da buluyorum. Hafta sonu için 1870'li yılların İspanya'sını anlatan ve dünyanın en seçkin operalarından biri olan Carmen'in hazırlıklarına şahit oluyorum. Tüm tasarımlar, dekor, orkestra, saç ve makyaj dâhil bu operanın sahnelenmesi için arkada yaklaşık 800 kişi bilfiil emek veriyor.


Sergilenen bir eserin en önemli ve en özenilen parçası olan kostüm, AKM çatısı altındaki bu atölyelerde zanaatkârlar tarafında tek tek elleriyle uğraşarak üretiliyor. 1870'li yıllarının İspanya'sının renkli ve eğlenceli elbiselerini görmek için AKM'nin kostüm atölyesine giriyorum. Carmen'in kostümlerini görmek için girdiğim bu atölyede tüm operaların tasarımcılardan gelen kostüm tasarımlarının tek tek elde dikildiği, her köşesinde başka bir döneme ve başka bir kültüre ait bir kostümle karşılaştığım eğlenceli bir mekân.

Yine AKM çatısı altında bulunan tasarımcılar ve kostüm kreatörlerinin eserlere ve dönemlere göre çalıştığı bu atölyede bir eserin kostümlerinin hazırlanmasının üç ayı bulduğunu öğreniyorum. Her bir sanatçı için ayrı kostümlerin hazırlandığı atölyede üç ayın sonunda birbirinden farklı 100'e yakın farklı model olmak üzere toplamda 450 kostüm hazırlanıyor. Carmen operasının tüm kostümleri de yine tek tek elde hazırlanarak yaklaşık üç ayda ortaya çıkmış.

Her sanatçı için başka bir parça

Başka bir eser için hazırlandığını gördüğüm bir kostüm oldukça dikkatimi çekiyor. Kostümün kumaşındaki desenlerin bir ressam tarafından çizildiğini, bazen eserin geçtiği döneme ait kostüm bulunamadığında ressamlarla beraber çalışılıp özel dizayn edilmiş kumaşların da basıldığını öğreniyorum..

Açık bir kapıdan raflarda çeşit çeşit, renk renk duran şapkaları görünce içine girmeden edemediğim bir atölyenin opera eserlerinin şapka, başlık, peruk ve maskelerinin tasarlandığı yer olduğunu görüyorum. Her bir parçanın tek tek elde hazırlandığı bu atölyede Carmen için hazırlanan bir şapkanın yaklaşık bir haftada üretildiği söyleniyor. Şapka ve başlıklar sahnede tamamlayıcı bir rol üstlendiği için titizlikle çalışıldığını belirten tasarımcı, her sanatçı için başka bir parça üretildiğini belirtiyor.

Sanatçıların sahne ayakkabılarının nasıl yapıldığını sorduğumda ise bu defa beni tüm ayakkabıların elde üretildiği kocaman bir kundura atölyesine götürüyorlar.

Her şey elde imal ediliyor

Operada yer alan sanatçıların tek tek ayak ölçüleri alındıktan sonra kişiye özel bir tasarım yapılıyor ve Yalnızca Carmen için 400 adet ayakkabı bir aydan fazla bir zamanda yine tek tek elde imal ediliyor. Neden elde yapmayı tercih ettiklerini sorduğumda ise "Fabrikasyon ürünleri gibi tek tip bir ayakkabı yapmıyoruz, her sanatçıya, her elbiseye özel tasarım yapıyoruz. Bu sebeple sanat işini eski usul yapmak zorundayız" deniyor.

O sırada dikkatimi gardırop bölümü çekiyor. Arka planda, sahne önünde izlediğimiz sanatçıların dakikalar içinde bambaşka parçalardan oluşan kostümlerle seyircinin önüne çıkmasında büyük rol oynayan bir ekip yer alıyor. Bu ekip sayesinde giyip çıkarılması oldukça zor olan kostümler ve aksesuarlar sahne akarken temsil esnasında bazen bir dakika içinde değiştiriliyor.

Özenle hazırlanan bu kostümlerin temizliğinin de tıpkı hazırlık aşaması gibi zahmetli olduğunu atölyeleri gezdiğim sırada kuru temizleme bölümüne geldiğimde görüyorum. Kostümlerin büyük bir çoğunluğunun elde yıkandığı bu atölyede bir parçanın temizlenmesi birkaç işlemden sonra gerçekleşiyor. Bir kostüm için bir, belki 1,5 saat çalıştığını söyleyen kuru temizleme görevlisi 60 parçalık bir gösterinin kostümlerinin yalnızca temizlenmesinin ve ütüsünün neredeyse dört gün sürdüğünü belirtiyor.

Koca bir sanat tarihi burada saklanıyor

Çıkmaya yakın genişçe bir kütüphane ilgimi çekiyor. Buranın yalnızca operada rol dağılımı yapıldıktan sonra sanatçıların gelip notaların fotokopilerini aldığı ve notaların, fotoğrafların saklandığı bir arşiv olduğunu zannediyorum. Fakat arkada duran kütüphaneyi ve içerisindeki oldukça eski olduğu anlaşılan eserleri görünce bu kısmın farklı bir alan olduğunu anlıyorum.

Merakım şu cevapla gideriliyor: "Burada dünya çapında birçok eserin ilk basımları duruyor. 1900'lü yıllarda yayınevleri edisyon olarak basmış ve sonrasında bunlar korunmaya başlanmış. Bizim kütüphanemize de gelen bu ilk basımları muhafaza altında tutuyoruz. Bu gördüğünüz orijinal eserlere değer biçilemez, maddi hiçbir karşılığı yok. Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma'sı, Puccini'nin Tosca'sı, Donizetti'nin Don Pasquale'si gibi bilindik bütün büyük operaların ilk basımları burada muhafaza ediliyor." Burada orijinal notlar da mevcut, çalışmalar için kopyalar da duruyor. Aynı zamanda bu zamana kadar AKM'de sergilenen eserlerin fotoğraf ve videolarının da saklandığı bu arşivde koca bir sanat tarihi yatıyormuş aslında.

BİZE ULAŞIN