Göksan Göktaş: TÜKETİM KÜLTÜRÜ “ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI”NI KÖRÜKLÜYOR!

TÜKETİM KÜLTÜRÜ “ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI”NI KÖRÜKLÜYOR!
Giriş Tarihi: 27.1.2023 11:05 Son Güncelleme: 27.1.2023 11:21

Onyomani, diğer adıyla "alışveriş bağımlılığı" ciddi bir psikiyatrik rahatsızlık… Ama tüm bağımlılıklar gibi bunu da körükleyen sebepler var. Bol limitli kredi kartları, hızlı internet alışverişi gibi günümüzün tüketimi kolaylaştıran ve teşvik eden imkânları bu rahatsızlığa yatkın kişileri kamçılıyor… Mutlu hissetmek ve başka psikolojik sıkıntıları bastırmak için çılgınca alışveriş yapmakla başlıyor her şey… Ve mutlu hissetme eşiği ile birlikte alışveriş dozu giderek artıyor… Sonrası ise psikolojik yıkım ve borç batağı… Alışveriş bağımlılığını tüm yönleriyle uzman psikiyatr, psikolog ve sosyologlardan dinledik.

"Alışveriş yapmak insan psikolojine iyi gelen bir şey çünkü yeni bir şey almak insanın zihinsel olarak farklı bir uyarana maruz kalmasını sağlıyor. Bir de aldığı insanın sevdiği, hoşuna giden bir şey ise ortaya çıkan etkiyi daha da artırıyor. İnsan yeni bir şey aldığında ilgisi bir süre o eşyaya yöneliyor ve onunla alakalı bir zihin süreci başlatıyor. Eğer kişiyi zihinsel olarak rahatsız eden şeyler varsa böylece o onlardan bir süreliğine de olsa uzaklaştırmış oluyor. Bu da kişinin psikolojik olarak kendisini iyi hissetmesine yardımcı oluyor. Ayrıca bir şeye sahip olmanın verdiği mutluluk da buna ekleniyor ve ortaya çıkan etki daha da artıyor…"

Alışveriş yapmanın zihinde uyandırdığı etkiyi bu sözlerle anlatıyor psikolog Ayhan Altaş… Tüm bağımlılık türlerinin başlangıcı aslında bu tanım…
Başka sıkıntıları, dertleri bastırma güdüsü…

DİĞER BAĞIMLILIKLARA BENZİYOR!

Aleyna Nazlıcan Aday / Psikolojik danışman

Psikolojik danışman Aleyna Nazlıcan Aday, onyomaninin pek çok bağımlılık türüyle benzer özellikler barındırdığını söylüyor: "Alıveriş bağımlılığı ve diğer bağımlılık türleri risk faktörleri açısından da benzerlik göstermektedir: Bireylerin uyum sorunları ve ruhsal bozukluklarının olması, bireylerin benlik bütünlüğünün olmaması ve özgüven düşüklüğü, cinsiyet, modern teknolojinin ve toplumsal algının etkisi, sosyal destek ağlarının olumsuz etkisidir. Alışveriş bağımlılığı diğer bağımlılıklardan tedavi yöntemi ile ayrışabilir. Alışveriş bağımlılığında daha çok bilişsel davranışçı terapi kullanılmaktadır. Stresle başa çıkma yöntemleri ile desteklenen tedavi yöntemi etkili sonuçlar göstermektedir. Diğer bağımlılık türlerinde farmakolojik tedavi, davranışçı terapi gibi farklı terapi ekollerinden de yararlanılabilir."

SOSYAL YIKIMI DA BERABERİNDE GETİRİYOR!

Prof. Dr. Vehbi Bayhan / Sosyolog


Onyomani, yani alışveriş bağımlılığı, günümüz tüketim toplumunda gittikçe artmaktadır. Alışveriş bağımlılığı, davranışsal bağımlılık boyutu ile psikolojik bir problem olmasının yanında sosyolojik bir sorunsaldır. Aile içinde doğan ve büyüyen birey, aileden başlayarak akran, okul, işyeri ve medya vasıtasıyla ömür boyu "sosyalleşme" sürecinden geçer. Birey, kendini başkası üzerinden tanımlar. "Ayna benlik" dediğimiz süreç, bireyin kendi izdüşümünün karşısındaki bireylerdeki izlenimidir. Tüketim toplumunun mottosu 'Tüketiyorum öyleyse varım" olduğu için birey, kendini içinde bulunduğu toplumda tüketiminin sergilenmesi kadar var olduğu yanılsaması içindedir. Ekonomik açıdan sanayi toplumunun üretiminin sürmesi için tüketimin oranının fazla olması gerekmektedir. Arz-talep ilişkisinde, üretilen emtialara talep reklam ve moda endüstrisi ile sağlanır. Reklamlarda mutluluk tüketim ile tanımlanmaktadır. Tüketimi özendiren diğer bir olgu sosyal medyadır. Sosyal medyada bireyin tüketim davranışlarına göre yazılan ve uygulanan algoritmalar bireyi sürekli tüketime yönlendirmektedir. Tüketim toplumunda "gösterişçi tüketim" olgusu sosyal statü ve prestij kazanmanın bir aracı olarak algılanmaktadır. Mutluluk, tüketimin hazzı ile doğru orantılı inşa edilmektedir. Tüketim, arzu nesnesine dönüşmektedir. Ancak, bireyin sınırsız ihtiyaçlarını bireysel ekonomik geliri ile orantılı gidermesi, yani bütçesine göre tüketimini planlaması gerekirken; alışveriş bağımlıları eğer maddi durumu yeterli değilse bile borçlanarak alışveriş yapmaktadırlar."

Alışveriş hayatın kaçınılmaz ihtiyacı… Ama öyle bir nokta var ki, alışveriş bazen bir "takıntı" olarak karşımıza çıkıyordu. Psikoloji bu rahatsızlığa onyomani diyor… "Oniomania"dan geliyor sözcük. Yunancada "onios" satılan, "mania" ise çılgınlık anlamına geliyor… Takıntılı satın alma bozukluğu, diğer adıyla da alışveriş bağımlılığı.

Uzmanlar son dönemde alışveriş bağımlılığının arttığı söylüyor. Hem içsel boşluk duygusu, hem her bağımlılıkta olduğu gibi internet satışları sayesinde bağımlılık duyulan objeye kolay ulaşım, kredi kartı kolaylığı gibi etkenler bağımlılığı körüklüyor.


Alışveriş bağımlılığı anlık istek veya hazların karşılanması için, herhangi bir ihtiyaç olmaksızın gerçekleştirilen ve tekrarlanan satın alma davranışı. Bağımlılık kavramı genel olarak madde kullanımını ifade etmek için kullanılsa da olumsuz sonuçları bulunan davranışların yapılmaya devam edilmesi de günümüzde davranışsal bağımlılık olarak tanımlanıyor. Alışveriş bağımlılığında satın alınan ürün yerine satın almanın verdiği haz ön planda. Satın alma konusunda aşırı davranışlar dikkat çekiyor.

Önüne geçilemeyen satın alma isteği


Uzmanlar alışveriş bağımlılığındaki aşırı davranışları dört unsur çerçevesinde değerlendiriyor. Önüne geçilemeyen satın alma isteği, satın alma sürecinde kontrol kaybı, satın alma sonucunda psikolojik, sosyal veya ekonomik olumsuzluklar yaşamak, yaşanan olumsuzluklara rağmen satın almaya devam etmek…

Değersizlik hissini hediye alarak örtüyordu


"Depresyon belirtileri ön planda olan bir danışanımda depresif belirtiler terapilerle azalınca alışveriş davranışı artmaya başladı. Kendisi bu davranıştan rahatsız olmadığı için etrafındakiler bu konu ile alakalı sorun yaşadığını, çok fazla alışveriş yaptığını bunun yanı sıra gereksiz, ihtiyacı olmayan şeyleri aldığını söylüyorlardı. Bu rahatsızlığı bana aktardığında bunun üzerine yoğunlaştık ve şunu da fark ettik ki, danışanımız alışveriş yapıp başkalarına hediye ediyor. Bu da kişiyi maddi olarak zorluyor hatta hediye aldığı kişiler çok samimi olmadığı kişiler olduğu için bazen bu hediyeleri anlamlandıramıyorlardı. Konu üzerine eğildiğimizde temelde değersizlik duygusunun olduğunu gördük. O da alışveriş ile kendini daha iyi hissetmeye çalışıyordu." (Aktaran: Psikiyatr Cem Keçe)

Bir oda dolusu ayakkabısı vardı


Bir başka danışanımda ise sadece ayakkabı alma davranışı vardı. Sürekli ayakkabı alıyor ve ayakkabılar için bir oda ayırmış bana fotoğraflarını da göstermişti. Odanın içinde ayakkabıları koyacak yer kalmayınca duvara raflar monte ederek yeni ayakkabılar için yerler açmıştı. Danışanımız ayakkabıların yüzde doksanından fazlasını hiç giymemesine rağmen yeni ayakkabı alma isteğini bastıramıyordu. (Aktaran: Klinik Psikolog Ayhan Altaş)

Kart limitini temizlik malzemesi alarak doldurdu


"28 yaşında erkek, evli danışanım, temizlik takıntısı nedeniyle terapi desteği almak istediğini söyledi. Pandemi döneminde takıntı rahatsızlığı maksimum seviyeye ulaşmıştı, azalan temizlik ürünleri yoğun kaygı yaşamasına neden oluyordu, evden çıkamıyordu, sürekli online alışveriş ile temizlik malzemesi satın alıyordu. Kredi kartının limitleri tükenmişti, eşinin de kredi kartını kullanıyordu bu da aralarında iletişim problemleri yaşamalarına neden olmuştu. Pandemi nedeniyle gününün tamamını evde geçirdikleri için sürekli temizlik yapması da eşi ile problem yaşayacak boyuta gelmişti. Hem temizlik takıntısı hem de alışveriş bağımlılığı problemi ile savaşıyordu. Psikiyatriye yönlendirmiştim, farmakolojik destek alıyordu. Bilişsel davranışçı ekolde ilerlediğim için öncelikle takıntısı üzerine yoğunlaştık, bu süreçte alışveriş bağımlılığı için davranışçı ilerledik ve bir tablo hazırladık. Eşi ile alışveriş bağımlılığı konusunda birlikte destek de aldılar; birkaç seans çift terapisine geldiler, psikoeğitim verdim. Sonrasında bireysel terapi ile devam ettik." (Aktaran: Psikolojik Danışman Aleyna Nazlıcan Aday)

Biriken kargo poşetlerini açmıyordu bile!


"38 yaşında bekâr bir hemşire olan danışanım, kontrolsüz satın alma konusunda yardım için başvurdu. Daha önce tekrarlayan majör depresif dönemler ve bir intihar girişimi öyküsü vardı. Başlangıçta tüm gelirini kendi için kıyafet ve eşyalar almaya harcıyordu. Sonraları işine yaramayan şeyleri de almaya başlayınca kredi kartı borçlarını ödeyemez hale gelmişti. Yalnız yaşadığı için davranışlarını izlemeye yardımcı olacak kimse de yoktu. Durum o kadar kötüleşmişti ki artık aldıklarını açmıyordu bile. Evde bir oda dolusu açılmamış kargo poşeti vardı. Psikoterapi sürecinde, altı yaşındayken anne babasının ölümünün ardından evlatlık verildiği ve yeni ailenin bir üyesi olduğunu hiçbir zaman hissetmediği ortaya çıktı. Satın aldığı şeyler onun aidiyet, sahip olma ihtiyacını karşılıyor gibi görünüyordu. Depresyonu için ilaç tedavisi ve terapi seanslarının sonunda artık alışveriş yapmaktan nefret ediyordu." (Aktaran: Psikiyatr Cem Keçe)

Temelinde düşük benlik saygısı vardı!


"29 yaşında, bilgisayar yazılımcısı olan erkek danışanım, teknolojiye olan merakı nedeniyle başladığı alışveriş davranışının alışkanlığa dönüştüğü şikâyetiyle terapiye başvurdu. Kendini kontrol edemez şekilde satın almaya devam ediyor, aldıklarını evde koyacak yer bulamıyordu. Evini adeta elektronik mağazasına çevirecek kadar çok ürün almıştı. Danışanın benlik saygısı ve özgüveni düşüktü, içine kapanık ve asosyal biriydi. Hiç arkadaşı yoktu. Hayatını bilgisayar başında geçiriyordu. Alışveriş yapmak onu yalnızlığından kurtarıyor, aldığı ürünlerle içindeki boşluğu doldurmaya çalışıyordu. Terapi seanslarının, sonunda kendini seven, özgüveni yerinde, sosyalleşmeye başlamış ve artık sadece gerektiğinde alışveriş yapan biri oldu." (Aktaran: Psikiyatr Cem Keçe)

Psikiyatr Cem Keçe onyomaniyi şöyle tanımlıyor: "Onyomani, kompulsif satın alma bozukluğu anlamına gelir. Para ve zaman kaybı, bunun sonucunda da pişmanlık, huzursuzluk gibi olumsuz sonuçlara neden olan alışveriş ve satın alma davranışı takıntısıdır. Kompulsif satın alma, karşı konulamaz, kontrol edilemez bir dürtü olarak deneyimlenen bir dürtü kontrol bozukluğu ve bağımlılıktır. Kompulsif satın alma, imkânlarının ötesinde harcama yapan insanlarla sınırlı değildir; aynı zamanda alışveriş yapmak için aşırı miktarda zaman harcayan veya kronik olarak bir şeyler satın almayı düşünen ama asla satın almayan kişileri de içerir."

Bütün bağımlılık türlerinde olduğu gibi alışverişte de aslında kişiyi mutlu eden ve verdiği bu mutluluğa duyulan aşırı istek söz konusu… Klinik Psikolog Ayhan Altaş, alışveriş, mutluluk ve haz arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: "Alışveriş yapmak insan psikolojisine iyi gelen bir şey çünkü yeni bir şey almak insanın zihinsel olarak farklı bir uyarana maruz kalması ve zihnin duyarlı hale gelmesine fayda sağlıyor. Bu da kişinin psikolojik olarak kendisini iyi hissetmesine yardımcı oluyor."

Peki, hangi aşamadan sonra kişi kendini alışveriş bağımlısı olarak buluyor? Altaş bu geçiş sürecini ise şu sözlerle özetliyor: "Alışverişin kişiyi iyi hissettirdiğini bir bilgi olarak kaydeden zihin daha sonra iyi hissetmek istediğinde alışverişe yönelebilir. Tabii insan hayatında sorunlar arttıkça alışveriş davranışı da artacaktır. Bir süre sonra alışverişin oluşturduğu mutluluk hali kişiye yeterli gelmemeye başlayacaktır. Kısa süreli etki sonrası tekrar mutlu olmak isteyen kişi yine alışveriş davranışına yönelecek ve her geçen gün daha fazla alışveriş davranışı görülecektir."

Onyomani kısır döngüsü


Tabii bütün bağımlılıklarda olduğu gibi bu sürecin sonunda da psikolojik, sosyolojik ve ekonomik yıkım var. Altaş'tan dinleyelim: "Bir süre sonra kişi artık alışverişten eskisi kadar mutluluk duymamaya başlayacak ve fazla alışveriş yaptığı için maddi sıkıntılar gibi başka sorunlar ortaya çıkacak o noktadan sonra artık eskiden mutlu eden alışveriş davranışı kişiyi mutsuz etmeye başlayacak daha sonra mutsuz olduğu için mutlu olma adına çözüm yolları arayacak ve zihninin alışverişten başka bildiği çözüm yolu olmadığı için tekrar alışverişe yönelecektir. Artık sorun bir kısır döngü haline gelmiştir. Mutlu olma isteği, alışverişe yönelme, alışverişin mutsuz etmesi, tekrar mutlu olma ihtiyacı ile alışverişe yönelme ve tekrar mutsuz olma. Bu noktadan sonra artık kişi alışveriş bağımlısı yani onyomani seviyesine gelmiştir."

Peki, onyomani niye artıyor, daha çok kimlerde görülüyor, tedavisi nedir, vaka örneklerinde görünen temel özellikler neler, bizde bu rahatsızlık ya da başlangıcı olup olmadığını nasıl anlarız? Buna benzer pek çok sorunun cevabını uzmanlardan aldık…

Nasıl bir tedavi uygulanıyor?


Psikolog Ayhan Altaş, onyomani vakalarında uygulanan tedavi biçimlerini şöyle anlatıyor: "Bağımlılık tedavilerinde en önemli konulardan birisi kişinin iç görüsünün olması, yani yaşadığı durumu bir psikolojik sorun olarak kabul etmesi ve terapi için terapist ile işbirliği yapması.

ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI TESTİ


1. Kendinizi mutsuz hissettiğinizde ilk yaptığınız şey alışveriş midir?


2. Kendinizi iyi hissetmek için alışveriş dışında yöntemleriniz var mıdır?


3. İhtiyacınız olmadığı halde bir şeyler alıyor musunuz?


4. Bir şeyler almak istememenize rağmen kendinizi alışveriş yaparken buluyor musunuz?


5. Alışveriş yaptıktan sonra kendinizi suçluyor ve pişmanlık duyuyor musunuz?


6. Gün içinde sürekli "Ne alabilirim?" diye düşünüyor musunuz?


7. Sürekli ne alacağınızı düşündüğünüz için işlerinize konsantre olmakta güçlük çekiyor musunuz?


8. Alışverişe harcadığınız zaman günlük işlerinizin aksamasına neden oluyor mu?


9. Bütçenize göre fazla alışveriş yaptığınızı düşünüyor musunuz?


10. Kontrolsüz bir şekilde alışveriş yaptığınızı düşünüyor musunuz?


SONUÇ: Soruların en az beş tanesine "Evet" diyorsanız. Alışveriş bağımlısı olabilirsiniz. Bu konu hakkında daha ayrıntılı psikolojik değerlendirme almanızı öneririz. (Hazırlayan: Klinik Psikolog Ayhan Altaş)

Eğer kişi yaşadığı durumun farkında ve değişime açıksa terapiden etkin faydayı sağlayacaktır. Alışveriş bağımlılığında kişi aşırı derece dürtüsel davranıyor ve kendine zarar verme riski söz konusuysa bu dürtüselliği bastırmak için psikiyatrik ilaç tedavisi gerekebilir. Bu seviyede olmayan kişilerde psikoterapi sorunu çözmek için yeterli olacaktır. Öncelikle şunu iyi anlamak lazım: Alışveriş davranışı kişinin hayatında hangi sorunu çözüyor? Daha sonra bu sorunu çözmek için daha sağlıklı alternatif yollar oluşturup zihni o yollara yönlendirmek gerekmektedir. Psikoterapi ise bunun daha hızlı olmasına yardımcı olacaktır. Profesyonel destek dışında kişiler kendileri de alternatifler üretebilirler. Sosyal çevreyi güçlendirip sosyal iletişimi artırabilirler. Zihinsel olarak kendisine iyi gelecek zihni başka yöne yönlendirebileceği aktivitelere yönelebilir. Alışveriş konusunda
kendisine bir kota koyabilir zamanla bu kotayı daha çok ihtiyacı olduğu şeylere yönlendirebilir. Alışveriş yaparken durup kendisine 'Buna ihtiyacım var mı? Bunu ne sıklıkla kullanacağım?' gibi sorular sorabilir. Bu sorular bilinçli zihninin mantıklı çözümler üretmesine yardımcı olacaktır.

BAĞIMLILARDA GÖRÜLEN 10 ÖZELLİK


1. Sürekli satın alma saplantısı

2. Ne kadar satın alsa da hiçbir zaman tatmin olmama.

3. Gereksiz şeylerin satın alınmasına karşı koymada zorluk.

4. Kontrolsüz alışveriş nedeniyle maddi sıkıntılar yaşama.

5. Alışveriş yapmakla aşırı meşgul olma, çok fazla zaman harcama nedeniyle gündelik aktiviteleri yapamama.

6. Kontrolsüz alışveriş nedeniyle işte, okulda veya evde sorunlar yaşama.

7. Alışveriş yapamadığında huzursuz ve kötü hissetme

8. Alışveriş yaparken coşkulu, heyecanlı ve mutlu hissetme.

9. Alışveriş yaptıktan sonra suçluluk ve pişmanlık duyma.

10. Satın alınan şeyleri başkalarından gizleme.

KURTULMAK İÇİN 5 ÖNERİ


1. "Dur düşün yap" tekniğini uygulayabilirler: Alacakları şeyin gerçek bir ihtiyaçn mı yoksa hazza ulaşmak için yapılan bir davranış mı olduğunu ayırt etmeleri için almayı düşündükleri ürünler için kendilerine bekleme süresi koyabilirler.


2. Sıkıntılarını paylaşabilecekleri, endişelerini dağıtabilecekleri yakın ilişki kurabilecekleri kişilerin olması yaşadıkları olumsuz duygulardan kurtulmak için alışveriş yapma davranışının önüne geçebilir.


3. Satın aldıkları ürünleri farklı satış formatlarında satarak bir gelir elde edebilirler. Bu sayede alışveriş yapmanın amacını değiştirmiş olabilir ve haz duygusunu para harcamak algısından soyutlayabilir.


4. Kredi kartlarını güvendikleri bir yakınına verebilir ve gerçek bir ihtiyaç durumunda kendisine vermesini isteyebilir.


5. ödül ve ceza yöntemini uygulayabilirler. Kendilerinin alışveriş yapma sıklıklarını tablo haline getirip sıklığı azaltacak küçük basit bir hedef belirleyebilirler. Kartopu etkisini unutmamalıdır. Küçük bir adım gerçekleştiğinde kendisini alışveriş dışında bir şey ile ödüllendirmeli ve daha
büyük bir hedef belirleyerek değişime devam etmelidir. (Aktaran: Aleyna Nazlıcan Aday / Psikolojik Danışman)

BİZE ULAŞIN