HAKAN ARSLANBENZER
-
Dedemden dinlediğim masallar
17 Şubat 2018, Cumartesi
Masallar, hikâyeler, cenknameler, battalnameler… Bir neslin kahramanlarını oluşturan türlerdi. Sezai Karakoç’un o güzel şiirinde söylediği gibi; “Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde/Binmiş gelirdi Ali bir kır ata.” Televizyonun ve elektriğin olmadığı kış gecelerinde çocuklar bu hikâyeleri dinleyerek büyüdüler. Hz. Ali vardı, Battal Gazi vardı, Dedem Korkut vardı, Kerem ile Aslı vardı… Hepsi birer kahramandı çocuklar için. En güzel yanı da masalların sonunda daima iyiler kazanır, kötüler kaybederdi. Bugünün çocukları, kahramanlarını televizyon dizilerinden yahut Hollywood yapımı filmlerden seçiyor. Biz de bundan sonra bu bölümde, dergiyi elinize aldığınızda çocuklarınıza, kardeşlerinize, arkadaşlarınıza okuyabileceğiniz masalları, küçükken yine birinci ağızdan dinlemiş olan kişilere anlattırarak o kış gecelerine selam vermek istedik. Kendi kahramanlarımız unutulmasın ve iyiler kazanmaya devam etsin diye…;
-
14'üncü yüzyılda bir dahi: İbn Haldun
15 Mayıs 2017, Pazartesi
İbn Haldun’u bildiğimiz İslam âlimi ve bürokratı kimliğinden çıkaran oryantalizm, ona modern Batı düşüncesinin sapa yerde kalmış bir ‘önceli kıyafeti’ giydirdi. Bir fanteziden ibaret olan bu görüşü tamamen terk etmenin ve İbn Haldun’u kendimiz olarak kendisinden okumanın vakti gelmiş de geçiyor.;
-
Büyük bir strateji unsuru olarak ütopya
02 Kasım 2016, Çarşamba
Tür olarak ütopyayı tarihle mitolojinin arasında bir yerde görmek gerekir. Platon’un Devlet’i yahut Farabi’nin Medinetü’l-Fazıla’sı gibi siyasi-felsef i ütopyaların yüksek dil ve mantık seviyesine kanmamak gerek. Bunlar da tarih şuuru ve mitoloji zevkine yaslanan eserlerdi; üslupları bunu hissettiriyor.;