Mustafa Akar: Enerji

Enerji
Giriş Tarihi: 8.08.2024 13:07 Son Güncelleme: 8.08.2024 13:07
Bu seferki yol ayrımının çok sahici, çok gerçek bir ayrım olduğu kanaatindeyim. Önümüzdeki seçimde, her sistem tıkanmasında darbeleri çağıran bir sisteme dönüşü mü, yoksa sivil ve icraatçı bir sistemi mi oylayacağız?

Türkiye'deki hâkim kültürü yönlendirdiklerini iddia eden seküler çevrelerin bir tezi vardı; gençler siyasetle ilgilenmek istemiyor, hayatlarını özgürce yaşamak istiyorlardı. Bu temennilerini de teknoloji ve bilimin ışığıyla aydınlatmak niyetindeler… En azından 2000'li yılların başında böyleydi. Ülkemiz aşama aşama bazı badireleri atlatırken, seküler çevreler de boş durmadılar ve hitap ettikleri kitleyi hipnotize etmeyi başardılar. Yeri geldi 17/25 Aralık kumpaslarına karşı Fetö dili kullandılar, Gezi Parkı ayaklanmasını özgürlük istemi diye yutturmak istediler. Ülkeye yapılan yolları, havaalanlarını, teknoloji hamlelerini, milli enerjiyi hep küçümsediler.

Amaç hipnotize edilen kitleyi temrinlerle sürekli etki altında tutmaktı. Bu konuda epey mahir olduklarını söyleyebilirim; fakat başka arkadaşlarım gibi ben kültürel bir üstünlükleri olduğunu düşünmedim hiçbir zaman; kültürdeki üstünlük ve iktidarları yalnızca psikolojik bir fark idi. Bu farkın da zamanla kapandığını gözlemliyorum. Çünkü rakı içmenin laiklik savunusu, bu ülkenin tapu sicil belgesi olan İslam'ı "karanlık" olarak göstermenin de kültürel
bir büyüklük olduğunu düşünecek kadar cahildirler. Değişmeyen soru şudur: Onuncu Yıl Marşı'nda falan "karanlığı boğan" kültürün Cumhuriyet'ten sonra ortaya attığı bir mimari fikir, bir müzik, bir resim, özgün sanat ve roman gösterebilir misiniz bana? Soruyu teke indiriyorum, Cumhuriyet'in mimari fikri nedir?

Türkiye her yirmi yılda bir -garip bir şekildeyeni yol ayrımlarına gelir. Bir tür değişmeyen yazgı mıdır bilmiyorum. Fakat bu seferki yol ayrımının çok sahici, çok gerçek bir ayrım olduğu kanaatindeyim. Önümüzdeki seçimde, her sistem tıkanmasında darbeleri çağıran bir sisteme dönüşü mü, yoksa sivil ve icraatçı bir sistemi mi oylayacağız? NATO'nun doğu hakkındaki tezlerinden başka bir şey sunamayan bir fikri mi, yoksa bölgesinde kendi milli değerleriyle yeniden büyük bir ülke olmaya çalışan fikri mi oylayacağız? Enerjide, teknolojide, ekonomide kendine yeten bir ülke mi olmak isteyeceğiz, yoksa enerjiyi, teknolojiyisatın alan, taklit eden bir ülke mi? Karar sizin. Dosyamız, biraz da bu yol ayrımının netleşmesi için bir fikir sunabilir size. Üstadımız Necip Fazıl'ın dediği gibi; "Otursun yerine bende her şekil/Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam." İyi okumalar.

BİZE ULAŞIN