Son dönemlerde sosyal medya ağlarında çocuklar ve gençler satanist gruplara, Neo (modern) pagan ritüellere yöneliyor. Özellikle dijital bir çöplüğe dönen TikTok gibi gençlerin hayatında olmazsa olmaz durumdaki sosyal medya platformlarının tamamında bu grupların varlık gösterdiğini görüyoruz. Ne yazık ki düşündüğünüzden daha da tehlikeli boyutlarda yayılıyorlar. Bu yaygınlaşmanın en büyük sebebi bu platformların kontrol edilemiyor olması ve hassasiyetleri olan insanların bu platformları zamanında çok ciddiye almamış olmasından kaynaklanıyor.
Paganizm veya Neo (modern) paganizmin burada kullanılmasının sebebi ise Pagan inanışlarının tek bir inanç, ibadet şekli ya da herhangi bir kutsal metin etrafında toplanmaması ve gençlerin büyük özenti duyduğu Batı toplumunda yaygın olması. Kendini hep Batılı gibi görmeye ve göstermeye çalışan yeni nesil bu çerçevede onlara verilen her şeyi benimsiyor ve sorgulamadan da kabul ediyor. Gençlerin satanizme ilgi duymasının altında yatan bir diğer sebep de bu! Çünkü satanizm Batı'da kiliseye karşı bir başkaldırı ve dilediği her şeyi yapma serbestliğinin ve özgürlüğün simgesi haline geldi.
Satanizm bizim topraklarımızda ortaya çıkan bir inanış değil. Bize Batı'dan gelme. Özünde Katolik Hristiyanlığına karşı aşırı isyankar grupların şeytanı tanrı olarak görüp ona tapınma faaliyetidir. Şeytana ibadet ederek, onu yücelterek şeytanı iyi tanrı pozisyonuna taşımaya çalışırlar ve bu
süreçte de ilahi tanrı olan Allah'ı da "kötü tanrı" olarak görüp, onunla savaşırlar.
Satanistler şeytanı Allah'a başkaldırmış, onurlu biri olarak görürler. Bu nedenle de onun bu başkaldırısına destek olup, ona hizmet ederler. Amaçlarına gelecek olursak, insanları sınırsız bir özgürlüğe ulaştırmayı hedeflediklerini söyleyebiliriz. Özellikle cinsel manada canlarının istediği gibi ne istiyorsa yapabilecekleri, kimsenin onlara zincir vuramayacağı ve kimsenin yapmak istediklerine hayır diyemeyeceği, zevklerini sınırsızca yaşamaya teşvik eden bir Tanrı'ya başkaldırma hareketidir.
Şeytanı ilah edinenler
Satanist gruplar çeşitlidir. Hatta birçoğu örgüt gibi hareket eder. Bu gruplar arasında en yaygın olanlardan ikisi şunlardır: Teistik Satanizm ve Ateistik Satanizm. Ateistik Satanizm, 1966'da Anton LaVey tarafından Şeytan Kilisesi'nin kurulmasıyla ortaya çıkmış bir inanış biçimidir. Bu satanist grup, ateisttir. Tanrı'ya ve şeytanın varlığına inanmaz. Bu noktada "Şeytanın varlığına inanmadıkları halde nasıl satanist olabiliyorlar?" sorusu akıllara gelecektir. Şeytanın varlığına inanmasalar da onu bir sembol olarak kabul eden satanistler, şeytanın insanın içindeki hayvani duyguları, içgüdüleri ve dürtüleri temsil eden bir figür olarak görürler. Bu inanış, Tanrı inancının insanların ve toplumun üzerinden tamamen kalkması, insanların özgürlük adı altında diledikleri her şeyi yapabilmelerini hedefler.
LaVey'in yazdığı "kutsal" kitaplara dayanan bu akım ezoterik ve sapkın bir inanıştır. Teistik satanizm olarak bilinen geleneksel satanizmde tanrı inancı vardır. Allah'a inanırlar özellikle Allah'ın haşa, kötü bir tanrı olduğuna şeytanın da ona başkaldıran insanlara güzellikleri ve özgürlüğü vadeden iyi bir tanrı olduğuna inanırlar. Kökenleri antik paganizme dayanan teistik satanizm, o dönemde şeytanın tanrı olarak kabul edilmesiyle benzer bir anlayışı
sürdürür. Günümüzde bu grubun, şeytanın sözlerinden oluştuğunu ve kâhinlerine yazdırdığına inandıkları kitapları bulunuyor.
Satanizmde belirli ve tek bir ritüel bulunmamakla birlikte, aşırı satanist gruplarla özdeşleşen "kedi kesme" ritüeline açıklık getirmek gerekiyor. Orta Çağ Avrupa'sında kara kediler, cadılıkla ve şeytani güçlerle ilişkilendirilirdi. Hatta kara kedilerin cadıların yardımcısı veyahut da bizzat cadıların kendisi olduğuna inanılırdı. Bu inanç doğrultusunda, aşırı satanist olan gruplar, kara büyü ritüellerinde kara kedileri kurban ederek, şeytanı memnun etmeye ve onu çağırmaya çalışır. Bu nedenle kara kediler bu tür ayinlerde özellikle tercih edilir.
Satanik sembolizm
Son zamanlarda satanizmle ilişkilendirilen bazı semboller de sıklıkla gündeme geliyor. Bu sembolleri detaylı şekilde incelemekte fayda var. İlk olarak
Baphomet sembolüne bakalım. Baphomet sembolü birçok kişinin farkında olmadan maruz kaldığı bir figürdür. Hatta Avrupa'da bazı şehirlerde, binalarda, heykellerde süsleme unsuru olarak kullanılması da dikkat çeker. Oysa bu bir şeytani figürdür. Baphomet, satanizmde ve şeytani ritüellerde önemli bir simge olarak kabul edilir. 14. yüzyılda Katolik Kilisesi'nden aforoz edilen Tapınak Şövalyeleri'nin bu figürü çizdiği ve hatta ona taptıkları iddia edilir.
Bu sembol, günümüzde birçok filmde, çizgi filmde, hediyelik eşyalarda ve aklınıza gelebilecek her yerde karşımıza çıkar. Subliminal mesaj olarak zihnimize işliyorlar. Pentagram sembolü, ters çevrilmiş bir yıldız şeklindedir ve satanistler için Hristiyanlıktaki haç ikonasını ve ruhu temsil eden
evrensel değerleri tersine çevirme anlayışını ifade eder. Normal yani ters çevrilmemiş pentagram insan ruhunu temsil eder. Ancak satanistler Allah'a başkaldırma, isyan etme ve ettirme inançları ve gayeleri nedeniyle pentagramı ters çevirerek kendilerine göre uyarlayıp simge olarak benimsemişlerdir.
Özellikle Avrupa'da satanistlerin boynunda ters haç işaretine rastlarız. Bunu Hristiyan bir ülkede onların diniyle dalga geçmek için yaparlar.
Simge deyip geçmemek gerek
Bu sembollerin arasında en merak edilen ise Lucifer Mührü'dür. Teistik satanist grubunun resmi sembolü olarak bilinen Lucifer, Hristiyanlıkta da şeytanı ifade etmek için kullanılır. Bu sembol, toplumumuzda da giderek daha fazla görünür hale gelmeye başladı. Hatırlayacak olursanız, geçtiğimiz
günlerde Edirnekapı surlarında yaşanan vahşette katilin odasında çizilmiş bir resim bulunmuştu. Bu resim, sur canisinin işlediği cinayeti planladığını gösteren bir kara kalem çalışmasıydı. Bu resim ile Lucifer Mührü yan yana konulduğunda, benzerliklerin olduğunu göreceksiniz.
Bu yaşanan cinayet bir ayindi ve bu ayindeki kurban da Lucifer'a, şeytana kurban edilen bir varlıktı. Satanist, pagan ritüeller nedeniyle işlenen cinayetlerde faillerin cinayeti işlemeden önce video çektiğini, arkalarında mektup bıraktığını ve her şeyi anlattığını da görüyoruz. Bu durumu toplum
tarafından dikkat çekme, kendisi gibi olan insanların içinde saygınlık görme ve onları da teşvik etmek amacıyla yaptıkları ayinlerde görüyoruz.
Kıyafetlerimizde, evimizde ve etrafımızda farkında olmadan bu sembolleri üzerimizde taşıyoruz. Bu anlamda çok dikkatli olmamız gerekiyor. Özellikle bu sembolleri Siyonistlerde çok görüyoruz. Sembollerle insanları işlemeye çalışıyorlar. Simge ya da sembol deyip bu unsurları masumlaştırmamak
gerek, uyanık olmak lazım. Bunlar kesinlikle bizim hayatımıza bilinçli sokulan simgeler ve semboller. İnsan bu sembollerle birlikte yaşamaya başladığı zaman onları benimsiyor ve kendinden bir parça olarak görüyor.
Bu aşamadan sonra bu sembollerin yanlış olduğunu, gerçekte neyi ifade ettiğini söyleyen kişilere karşı farkında olmadan reaksiyon gösteriyor. Zihin kontrolü altına giren bu kişiler neden böyle bir tepki verdiklerini bile bilmiyorlar. Karanlığa hizmet eden güruhlar insanlığı kaos ortamına sürüklemeye çalışıyor. Bunu da öncelikle şeytanı memnun etme ve sonrasında da kendi bireysel menfaatlerine karşılık insanları kullanma amacı güderek yapıyorlar.
Hak ile meşgul olmayanı batıl istila eder
Peki, satanizm gündemimizi bu kadar meşgul ederken ve özellikle çocukları, gençleri etkisi altına alırken neler yapmamız gerekiyor?
Öncelikle biz yetişkinlerin bu konuda çok dikkatli olması lazım. Peygamber Efendimiz "Şeytan insanın damarlarında gezen kan gibidir" diye buyuruyor. "Şeytan diye bir varlık var mı?" diye sorulacak olursa; var. Biz Müslümanlar olduğuna iman ediyoruz. Hem Hz. Peygamber'in hem de ondan önce gönderilen peygamberlerin anlatımlarında da şeytanın var olduğunu görüyoruz. Şeytanın izinden giden insi ve cinni varlıkların da ona hizmet ettiğini ve yardım ettiğini görüyoruz. Bu nedenle, insan kendine dikkat edecek, Müslüman kendisini koruyacak ve kollayacak, şeytandan ve şeytani figürlerden tamamen uzak duracak. Özetle, hak ile meşgul olacak. Eğer hak ile meşgul olmazsa batıl onu istila eder. Bu durum da Allah korusun onun sonu ve felaketi olur.
Bu son yaşanan olay özellikle ülke olarak, bizi sarstı. "Bir musibet bin nasihatten daha evladır" diyen bir ecdadın torunlarıyız değil mi? Bu olayı kulağımıza küpe yapalım. Evvela aileler çocuklarına sahip çıksınlar. Kimlerle arkadaşlık ettiklerine çok dikkat etsinler. Çocuklar ama özellikle gençler bu konuda çok daha dikkatli olsunlar. Çocukları ve gençleri etkileri altına alarak, geleceği inşa edecek bu nesilleri kendi saflarına çekmek ve onların üzerinden yıpratma ve savaş politikalarını yürütmek istiyorlar. Bu nedenle, gençlerimiz bu konuda son derece dikkatli olmalı. Ailelerinin gölgesinden dahi ayrılmasınlar, onlardan habersiz bir şey yapmasınlar.
Hiçbir anne- baba çocuğunun kötülüğünü istemez. Eğer aileleri bir şeye karşı çıkıyorsa bu durumu sağlıklı bir şekilde anlamaya çalışıp çözmeye çalışsınlar. "Sınırsız özgürlük" adı altında ahlak yozlaşmasına sebep olacak işlere kalkışmaları sadece onlara zarar verir. Satanizm, paganizm bizim milletimize, kültürümüze ve inanışımıza uyan bir akım değildir. Bu konuda ebeveynlere çok önemli bir rol düşüyor ancak asıl hedefte çocuklar ve gençler var, onların temiz zihinleri, temiz gönülleri… Bu nedenle çocukların ve gençlerin çok dikkatli olması gerekiyor.