Haziran Dosya sözlük

Haziran Dosya sözlük
Giriş Tarihi: 3.6.2014 14:34 Son Güncelleme: 28.11.2014 10:47
SAYI:02Haziran 2014
Bu dosyada adı geçen insanlar ve kavramlar için sözlük
Soybilim: Tarihte ailelerin, soyların kökenlerini, atalardan torunlara dek sıralanışlarını ve akrabalık ilişkilerini inceleyen bilim dalı.

Seksizm: Bir cinsiyetin tabiatı gereğince diğer bir cinsiyet üzerine üstün kabul edilmesi siyaset, ekonomi ve toplumsal hayatın önemli alanlarında yetkin olması inancıdır.

Postmodern: Modernizm sonrası. Modernizm ötesi. Aynı paradigmal çerçeveyi ya da uygarlık düzlemini paylaşmakla beraber, modernliğe ve onun düşünce tarzı olan modernizme yapılan içsel eleştiri ve alternatif geliştirmeye yönelik çabalarının tümü. Felsefe, bilim, sanat, mimari, şiir ve sosyal yaşamın değişik alanlarında modernizmi eleştiren, sorgulayan, reddeden anlayış, düşünce ve oluşumlar.

Holigan: Özellikle futbolda fanatizmi besleyen, aşırı davranışlarda bulunan ve çevreye zarar vermeye eğilimli taraftar.

Şovenizm: Napolyon'un hayranı, asker olan N. Chauvin'in adından esinlenerek üretilen ırk veya vatanına aşırı bağlılık, ya da yabancılara olan düşmanlıktan kaynaklanan, başkalarına hayat hakkı tanımayan, abartılı vatanseverlik duygusunun biçimlendirildiği milliyetçilik faaliyetlerini ifade etmek üzere kullanılan terim.

Anomali: Kuralsızlık. Normsuzluk. Genellikle toplumsal geçiş dönemlerinde veya bir toplumun hızlı değişim geçiren kesimlerinde görülen ve var olan kuralların kişiler nezdindeki bağlayıcılıklarının kaybolması, buna karşılık yeni kuralların da eskilerinin yerine ikame edilecek kadar kabul görmemesi sonucu, kişilerin davranışlarını uyduracakları etkin toplumsal normların olmadığı, göreli normsuzluk durumu.

Fanatizm:
Bir felsefi, siyasal ideolojik görüşe veya bilimsel iddiaya karşı sorgu ve eleştirisiz tam teslimiyet; bir görüş veya tavrın şiddete bile başvuracak ölçüde savunuculuğunu yapmak. Benimsenen bir görüş, düşünce veya tavrın tartışmaya açılmadan, bütün eleştirilerin dışında tutularak savunulması. Ateşli taraftarlık; körü körüne bağlılık. Böyle bir tavır içinde olan kişiye fanatik denir.

Friedrich Savigny (1779 - 1861): 19'uncu yüzyılın en saygın ve itibarlı hukukçularındandır. Tarihsel Hukuk Okulu'nun ve Savigny'nin hukuka katkısı, en azından hukuk kurallarını toplumun bir parçası olarak görülmesini sağlamasıdır. Aynı şekilde, hukukçuların ve de hukuku uygulayanların genel olarak toplumun bir parçası olduğunu ve bu anlamda onların, toplumun hukuk anlayışını yansıttıklarını söylemeleri belli bir gerçekliğe tekabül etmektedir der Freeman, M.D.A. Savigny, günümüzde ortaya atılan hukuk sosyolojisi teorilerinin birçoğundaki düşünsel temeli, daha 19'uncu yüzyıldan görmüştür.

Benedict Anderson (1936 - ...): İngiliz-İrlanda kökenli Amerikalı politik bilimci olan Benedict Anderson, ulusların doğuşunu ve gelişimini, dinsel cemaatlerle, hanedanlıkların çöküşüyle, kapitalizm ve yayıncılığın gelişmesi, resmi devlet dillerinin oluşumu ve zaman kavrayışımızın değişmesiyle ilişkilendiriyor. Ulusu, kan bağı ve din gibi eski tip cemaatlerin yerini alan hayal edilmiş bir topluluk olarak ele alan yazar, milliyetçiliğin, Amerika'da ortaya çıktıktan sonra, önce Avrupa'daki halk hareketleri, sonra emperyalist güçler ve nihayet Üçüncü Dünya'nın anti-emperyalist mücadeleleri tarafından kopyalanıp çoğaltılabilir bir model oluşturduğunu savunuyor.

Jerry Falwell (1933 - 2007): Protestan Papaz Jerry Falwell, Amerika'da yaklaşık 15 milyon mensubu bulunan, Protestan mezhebinin Güneyli Baptist kolunun önde gelen liderlerindendir. Televizyon yoluyla misyonerlik de yapan televangelist Falwell, Protestan misyonerlerin mühim eğitim merkezlerinden olan Liberty (Özgürlük) Üniversitesi'nin kurucusudur. Falwell ve birlikte çalıştığı Protestan papazlar Fundamentalizm hareketin en önemli kişileridir, ve özellikle İncil'in dilini kullanırlar bu alanda.



Dogmatizm: Olumsuz bir sıfat olarak, düşünce ekollerinin muarızlarını nitelemek için kullandıkları ve öne sürülen tezin tartışılmasına taraftar olmamak yahut mantıksal açıdan savunulabilir olmamasına rağmen bir iddiayı hararetle savunarak, her türlü eleştiriye şiddetle karşı çıkmak şeklinde kendini gösteren tavır. Bir doktrinin doğruluğunun araştırma, irdeleme ve sorgulamaya tabi tutulmaksızın koyu bir tarafgirlikle savunulması.

Endoktrinasyon: 1. Genel anlamda siyasal tutumları değiştirmek, özel anlamda da savaş esirlerinin eski anlayışlarının yerine yeni bir değer ve inanç sistemi empoze etmek için yapılan sistematik baskıya dayalı propaganda.
2. İnsanların zihninde düşünsel veya ideolojik dönüşüm yaratmaya yönelik doğrudan ya da dolaylı her türlü sistemli telkin, yönlendime ve baskı.

Kreasyon: 1. Yaratma işi. 2. Yaratım. 3. Bir terzinin veya modaevinin yarattığı her türlü yeni model.

Fundamentalizm: 1. 20'nci yüzyılın başlarında, Kitab-ı Mukaddes'in nihai otorite olduğunu kabul ederek modernist ve bilimsel eleştirilere karşı çıkan Hıristiyan hareketi. 2. 20'nci yüzyılda ABD'de ortaya çıkan Protestan menşeili mutaassıp akım. 3. Hıristiyanlık dışındaki radikal dini akımlar da böyle adlandırılmaktadır, köktencilik, köktendincilik.

Evanjelik: 1. Protestanlık ile ilgili. 2. İncil ile ilgili ya da İncil'e ve onun öğretilerine uygun olan.

Siyonizm: T. Hertz'in sistemleştirdiği biçimiyle Yahudiler tarafından yaygın kabul edilen, yaygın kabul gören ve Yahudilerin insanlığın efendileri diğer toplumlarınsa bunların hizmetçileri olması gerektiği inancına dayalı, yüzyıllar boyu dünyada dağınık olarak yaşayan Yahudileri vaat edilen topraklar üzerinde güçlü bir devlet çatısı altında toplayarak dünyaya hâkim kılmak amacı güden Yahudicilik ideolojisi.

Hegomonik: Siyasal, sosyal ve kültürel araçlar kullanılarak bir sınıfın diğeri üzerinde kurduğu, kısmen rızaya dayalı egemenlik.

Etnisite: Verili bir grubun üyelerini ötekilerden ayırt eden kültürel değer ve normlar. Etnik bir grup, üyelerinin kendilerini etraflarındaki öteki gruplardan ayırt eden ortak bir kültürel kimliğin kesin olarak farkında olmayı paylaştıkları bir gruptur. Hemen hemen bütün toplumlarda, etnik farklılıklar, güç ve maddi servetteki farklılaşmalarla el ele gider. Etnik farklılıkların aynı zamanda ırksal farklılıklar olarak algılandığı durumlarda bu ayrışmalar daha da öne çıkarılır.

Stereotip: 1. Kalıp Yargı. Toplumsal bir grup, sınıf, ideoloji veya cinsiyet yahut ırkla ilgili tek yönlü, abartılmış aşırı basitleştirilmiş ve önyargılı genellemeler. 2. Bir olay veya düşünceyi muhtemelen özgün ve özgünlüklerini dikkate almadan, daha önce bilinen veya kurgulanan standart kalıplara sokarak değerlendirme; bu bakış açısıyla yapılan genelleme.

Manivela: 1. Bir cismi hareket ettirmeye, çevirmeye yarayan bir mile tutturulmuş, çevrilerek hareket ettirilen kol. 2. Bir cismi kaldırmak veya yerinden oynatmakta kullanılan çeşitli aletlere verilen ad.

Öforik: Sevinçle havalara uçan, mutluluktan yerinde duramayacak halde olan.

Madun: 1. Alt. 2. Ast. 3. Bastırılmış. Kendini ifade edemeyecek hale getirilmiş. İkinci sınıf. 4. Birinin buyruğu altında olan görevli, ast, alt aşamasında bulunan.

Dogma: 1. Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün, sorgulanamaz, tartışılamaz hakikat kabul edilmesi. 2. İtiraz kabul etmeyen, tüm sorgulama süreçlerinin dışında tutulan önermelerden her biri.

Doktrin: Belli bir konuda aynı hedef için ortaya atılan düşüncelerdir.
BİZE ULAŞIN