Mehmet Fatih Öz: 10: ÖNCE KENDİNİ SEVMEK

10: ÖNCE KENDİNİ SEVMEK
Giriş Tarihi: 18.7.2022 10:47 Son Güncelleme: 18.7.2022 10:53
Araba içine yerleştirilen kameranın gözünden bir kadının şoförün sorunlarına tanık oluyoruz, Abbas Kiyarüstemi imzalı “10” adlı filmi izlerken. Bu teknik sayesinde film içinde, kimsenin fark etmediği üçüncü bir göz olarak var oluyor, olaylar karşısında tarafsız bir şekilde karar verebiliyoruz. Film, İran toplumunda kadının yeri başta olmak üzere birçok konuyu irdeliyor.

Abbas Kiyarüstemi'nin "Les Chaiers du cinêma" tarafından 2002 yılının en iyi filmlerinden biri seçilen "10" adlı filmi, İran toplumunda kadının yeri başta olmak üzere birçok konuyu irdeliyor. Seyirci, bir kadının kullandığı arabanın içine yerleştirilen kamera ile onun ve çevresinin sorunlarına tanık oluyor. Bu sayede film içinde, kimsenin fark etmediği üçüncü bir göz olarak var oluyor, olaylar karşısında tarafsız bir şekilde karar verebiliyoruz.


Film eşinden ayrılarak, yeni bir evlilik yapan kadının, kendi ve çevresi etrafında gelişen olaylarını anlatıyor. İran'da kadın olmanın zorluğunu yalın bir şekilde ortaya koyuluyor. Arabaya "10" farklı zamanda binen kişilerden dördü arabayı kullanan kadının oğludur. Annesine karşı saygısız davranışları, onu acımazca eleştirmesi ve ona nefretini gizlememesi kadının toplumdaki rolünü sorgulatıyor. Çocuk annesini hep aynı yemekleri yapmak ve eve hizmetçi tutmasıyla yargılıyor. Film, bir kadının görevi toplumun ona dayattığı sorumluluklardan ibaret midir, sorusuna cevap arıyor. Doğrudan olmasa bile, kadınların iç dünyasını gösterdiği için, herkes aynı yargıya varabiliyor: Hayır! Arabayı kullanan anne mutluluğu arıyor. Bunu ise benliğini ortaya
koyarak; sınırların dışına çıkarak başaracağına inanıyor. Kendi dünyasında istediği kontrolü sağlamış, ihtiyaç piramidini kendi kurmuş gözüküyor. Bunu başaran bir kadın var. İran'da yaşayan kadınların kendine ayrı bir yol açmasının kriterleri de satır aralarına yerleştirilmiş. Konuşmalardan ve kadının arabasının olmasından bir maddi kaygı gütmediği gösterilmiş. Kadının eğitim durumuna dair ise bir gösterge yok. Böylece Doğu toplumlarının şekillendiren öncellikli unsur anlatılmış. Bu coğrafyada, para eğitimden daha etkilidir düşüncesi ön planda tutulmuş olabilir. Parası olan kadın kendi ayakları üstünde durabilir, hayalleri için adım atabilir anlayışı yansıtılmış.

Hayatlara şahitlik


Seyirci, filmde arabayı kullanan kadın dışında dört kadına daha şahit oluyor. İlk kadın arabayı kullanan kadının kardeşidir. Bu kişi, hayatın akışında kendisine biçilen rolü kabul eden, tipik bir anne figürünü çağrıştırmakta. Ablasına benzemek gibi bir niyeti yok ve İran halkının beklediği ideal kadını temsil eder. Filmde onun hayat karşısındaki beklentileri hakkında bir bilgi verilmez. Kendisi için değil, başkaları için var olmuş hissiyatı uyandırılmak istenmiş. Sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmek için çalıştığı görülüyor. Basit olduğu kadar en net örnek, yeğeninin, kendisine ve ailesine karşı olumsuz davranışlarını, ablasına şikâyet etmesidir. İkinci kadın ise sevdiği erkekle evlenmek isteyen birisi. O, arabaya iki kez biner. İlk bindiğinde sevdiği adamla evlenmek için türbeye giden, bir kadın olarak ondan beklenilen kuralları uygulamaya çalışan birisi olarak gösterilir. İkinci bindiğinde ise sevdiği adamın onu istemediğini belirtir. Bu sebeple kuralların dışına çıkmıştır. Saçını çok kısa kesmiştir. Bu kişi toplum düzeni içinde dışlanmamak için sahte bir hayatı kabul eden kadınları temsil etmektedir.

Üçüncüsü bir hayat kadınıdır. Arabayı kullanan kadın ile konuşmaları gizemlidir. Sahnenin havası da bu şekilde oluşturulmuştur. Konuşmalardan kadının, para için bu hayatı tercih ettiği anlaşılıyor. Bu kişi imkânı (parası) olmadan sınırların dışına çıkmak ve hiçbir yalanı kabul etmemek (sevmediği bir adamla ömür boyu birlikte olmak) için mücadele eden kadınları temsil etmektedir. Arabayı kullanan kadına en benzeyen kişi de bu kadındır. İkisi de "kendi" olmak istemiştir. Bu yüzden birisi (arabayı kullanan kadın) ilk eşinden ayrıldıktan sonra sevdiğini net bir şekilde söyleyemediği ikinci bir evlilik yapmış, diğeri ise (hayat kadını) para için her gün başka bir erkekle olmaya başlamış ama hiçbir erkeğe bağlı kalmamıştır. Bu sahnede "hangi kadın daha özgür?" sorusuna cevap aranmaktadır.

Dördüncü ise yaşlı bir kadındır. Arabayı süren kadın, türbe ziyareti yapmak yolda bekleyen bu kadını almıştır. Bu yaşlı kadın maddi açıdan sıkıntıdadır ve kendisini ibadete vererek hayatında her şeyin düzeleceğine inanmaktadır.

"10" filminde yaşananların arka planında inanç yatmakta. Türbeye gidip dua eden kadınların yer aldığı sahnede bunu görüyoruz. Arabaya binen, evlenmek isteyen kadın, eskiden dine pek inanmadığını ama artık inanmaya başladığını belirtmiştir. Toplum düzenine uyarak amacına ulaşmak istediği için inanmış olabilir mi? Evet:

Çünkü evlenmek istediği adam onu terk edince saçını çok kısa kesmiştir, Arabayı süren kadının da inanç konusunda kararsız olduğuna dair belirtiler vardır: Yaşlı kadının ısrarına rağmen türbeyi ziyaret etmemiştir. Bir konuşmasında ise inanç konusunda kararsız olduğunu belirtmiştir. Hayat kadınının isteyerek kabullendiği yaşamı da onun inancı hakkındaki fikrini belirtmiş oluyor. Arabayı süren kadının kardeşinin inancı konusunda bir gösterge yoktur. Yaşlı kadın ise sorgusuz bir şekilde inanmaktadır. Bu farklı örneklerden yola çıkarak; İran'da yaşayan geleneği temsil eden kişilerle, yeniliği temsil eden kişiler arasındaki fark inanç üzerinden gösterilmiştir. Geleneği temsil eden kişiler keskin çizgilerle onlara öğretilenleri uygulamaktadır. Yeniliği temsil eden kişiler ise içinde bulundukları olumsuz durumun ana sebebini aramaktadır ve boşluktadır.

Güç dengeleri


Filmde, içinde bulundukları toplumda asıl gücün erkeklerde olduğu da belirtilmiş. Annelik / eşlik görevlerini kısmen reddeden bir kadının sürekli araba sürüyor olması; hatta hayat kadını, onu erkek sandığı için arabasına binmişti. Bir adam tarafından reddedilen kadının saçlarını çok kısa keserek bir erkeğe benzemesi buna kanıt. Güçlü hissetmek isteyen kadınlar da, bazen erkeklerin rollerini üstleniyor bazense fizikselözelliklerine sahip oluyor. Böylece kendilerine olan güvenleri artıyor.

Seyirci başrolde yer alan kadının, oğlu ile arasındaki konuşmalarda "insan önce kendini sevmeli" dediğine sıkça şahit oluyor. "10"da, insanların kendi olma yolunda yaşadıkları zorlukları; bu zorluğu aşıp kendini bulan insanların ise sorumluluklarını reddederek girdiği çıkmazlar anlatılıyor. Sistemin bozukluğunu kabullenen toplumlar arasından sıyrılmak isteyenlerin, istemeden de olsa kendisini ve çevresini yere düşürebileceği fikri öne çıkıyor.

BİZE ULAŞIN