Hakkı Öcal: NASIL ANTİSİYONİST OLUNUR?

NASIL ANTİSİYONİST OLUNUR?
Giriş Tarihi: 10.1.2024 11:26 Son Güncelleme: 10.1.2024 11:26
Avrupalının ve Amerikalının anladığı özgürlük daima “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” özgürlüğüdür. Ve bu anlayış milyonlarca Yahudi’yi yok ederken, yüz binlercesini fırınlardan kurtaran Osmanlı, Türkiye ve bugün yok ettikleri, insandan bile saymadıkları Filistinli Müslümanlar olmuştu.

Hz. Meryem'in adını duasız zikretmez Müslümanlar da Hristiyanlar da. Fransa'dan tüm dünyaya yayılmış ve bu arada İstanbul'da da kök salmış bir okul zinciri de onun adını taşıyor:

Notre Dame de Sion. Yani "Bizim Siyonlu hanımefendimiz." Hristiyan Fransızlar, bilhassa Katolik olanlar, Hz. İsa'ya ulûhiyet atfedince, onun annesine de bir peygamber annesine gösterilmesi gerekenden aşırı ihtimamla, isimler, lakaplar uydurdular: Burada "Notre Dame," her ne kadar "Hanımefendi" diye tercüme ediliyorsa da Tevrat'ın Tekvin (Yaratılış) kitabının çevirilerinde, tekrarı bile gerekmeyen ilahlaştırma ifadeleri içerir. Ki bu Kur'an'da da Hz. İsa'nın sorgusu olarak zikredilir. (Maide 5:116: "Ve hani Allah, ey Meryemoğlu İsa diyecek, sen misin insanlara, Allah'ı bırakın da beni ve annemi iki tanrı tanıyın diyen...")

Konuya dönersek, Sion, kabaca Kudüs demek. Hz. Davut'un tapınağını yapmak için bölgede yer bakarken bulduğu bir tepe. Ama bayağı yüksek bir tepe. O kadar ki uzaktan baktığın zaman düz ovada parladığını görürdü herkes. Zamanla hem İbranice hem de Aramice, Kudüs'ün bir diğer ismi, tepenin adı olarak değil, ama insanoğlu için bir idealin adı, bir hedefin ışığı, ilahi bir çağrının simgesi gibi anlamlar kazandı.


İbrani ve Arami mi dedik? Evet, bahsi geçen Eski Ahid'in Tekvin (Yaratılış) kitabında anlatıldığı üzere, Hz. Nuh'un oğullarından Şem veya Sem'in iki oğlu oldu. Birine Heber, diğerine Aram adını verdi. Sem'in sülalesi, yani Semit'lerin böyle iki kolu oldu: Heber'den İbraniler, Aram'dan Aramiler türedi. Yani bugünkü İsraillilerin çoğunluğunu teşkil eden İbraniler ve Arapların çoğunu teşkil eden Aramiler. Ne oluyor? Her ikisi de Semit sülalesinden geliyor. Nitekim bugün İbrani ve Arami bütün dillere, "Semitik diller" ve bunları ana dili olarak konuşanlara da Semitik kavimler deniyor. Kısaca isteseniz de anti-semitik olamazsınız eğer (1) diliniz ve kavminiz Semitik ise; (2) siz değil, diliniz değil ama inandığınız kitap (Kur'an) bu dillerden biri
ile yazılmış ve Sem'in sülalesinden olan Hz. İbrahim'in ailesinden birine, bir Arap'a, Hz. Muhammed (sav)'e indirilmiş ise…

"Semitizm" ve "Siyonizm"

Sorulacak soru şu:

Nasıl antisemitik ve antisiyonist olunur?

Olunamaz. Veya olunur, eğer siz "Semitizm" ve "Siyonizm" diye ırklar ve ideolojiler icat eder ve bunlara anlamlar yükler; sonra da bu anlamları taşıyan fikriyatınızla, teorilerinizle, ideolojilerinizle, kısaca siyasetinizle bağdaşmayan kişileri ötekileştirmek için uluslararası kampanyalar açar; ABD, AB yönetimleri ve birçok ülkelerin hükumetlerini bu ideolojilerin hizmetkarı yaparsanız, karşınızda devasa bir kitle bulursunuz. Bu kitle, size göre sadece sizin siyasetinize karşı çıkan, başka siyasetleri savunan normal kişiler olmaktan çıkar ve "anti-semitizm" ve "antisiyonizm" denen şeyin taraftarı, kötü kişiler olurlar.

Yani başka bir ifadeyle, siz insanları sırf sizin söz gelimi Filistin'deki işgal siyasetinizi onaylamıyor diye yaftalamaya başlarsınız. Birleşmiş Milletler'in Filistin'in paylaşılması planını ilk günden itibaren göz ardı edersiniz ve size "Ne yapıyorsun? Bu toprakları işgal edemezsin!" diyenlere cevap vermek yerine, ABD, İngiltere ve Fransa'nın verdiği silahlarla cevap verir ve Almanya'nın verdiği atom bombaları ile tehditler savurursunuz: "Sen Musevilerin, İsrail'in varlık hakkını reddediyorsun; çünkü sen antisemitiksin, antisiyonistsin."

Yarattığınız ırka kendince yasalar çıkartır ve "İsrail Yahudilerin vatanıdır" dersiniz, "Burada benim de evim-köyüm var! Ama ben Musevi değilim!" diyene, "Sen anti-semitiksin, antisiyonistsin. Benim varlık hakkımı inkâr ediyorsun" diye karşılık verirsiniz. Sadece retorik bir karşılıkla yetinmezsiniz, o kişilerin evini ve köyünü yok ederek karşılık verirsiniz. Çünkü ne milli üretiminizle ne ihracatınızla yani elde ettiğiniz gelirle asla edinemeyeceğiniz bir silah yığınağınız vardır.


Nereden ediniyorsunuz bunları? Çünkü Avrupalı şu ya da bu sebeple son 400 yıldır zihninde bir "Yahudi Meselesi" icat etmiş ve buna cevap olarak birkaç kere Avrupa ülkelerindeki Yahudileri ya toplu katletmiş ya sürmüş ve en son Almanya'nın yaptığı gibi 6 milyonunu fırınlarda yakmış (Holokost) yani size borçlu kalmıştır. Bu borç, 1950'lerden sonra modernite denen anlayışla birlikte Avrupalının yeniden keşfettiği medeniyet kurallarına göre sizin, İsrail adına işlediğiniz ve işleyeceğiniz her suçu hoş görmek, kabul etmek, benimsemek, dahası desteklemek ve sizin tarafınızdan antisemitik ve antisiyonist diye damgalanmamak için size daha çok silah ve para vermek suretiyle ödeniyor.

Sahte ideolojinin koruma zırhı

Yoksa İsrail ne insan varlığı ne teknoloji stoku ve ne de mali imkanları ile Filistin'i işgal etmek, 10 milyon Filistinliyi kovup, geri kalan 3 milyonunu Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze denen açık hava hapishanelerine dolduracak maddi imkâna sahiptir. Bu mezalim, bu Apartheid (ırk ayrımı), ancak bir ideoloji ile mümkündür. İsrail, bu sahte ideolojinin yarattığı koruma zırhı olmasa ne bu toprakları işgal edebilir ne de binlerce Filistinliyi esir kamplarında tutabilir.

ABD, Holokost'u, yani Almanların Nazi Soykırımını zamanında önleme imkânına sahipti. Fransa da öyle... Polonya da öyle… Ama yapmadılar. ABD, başkan Franklin D. Roosevelt yönetiminde iki yıl Almanların gaz odaları ve ceset yakma fırınları inşa etmesini seyretti. İngiltere başbakanı Neville Chamberlain, bizzat gidip, Hitler'e garantiler sundu, eğer savaşı İngiltere' ye sıçratmazsa Avrupa'daki hiçbir uygulamasına müdahale etmeyeceğine dair.

Şu meşhur özgürlük simgesi General Charles De Gaulle yok mu? Kapağı İngiltere'ye attı ve Almanların Fransız topraklarında Natzweiler- Struthof toplama kampını ve gaz odasını inşa etmesine ve bu tesisin imha edemediği milyonlarca Yahudi'nin trenlerle Almanya'ya sevkine seyirci kaldı. Avrupalının ve Amerikalının anladığı özgürlük daima "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" özgürlüğüdür. Ve bu anlayış milyonlarca Yahudi'yi yok ederken, yüz binlercesini fırınlardan kurtaran Osmanlı ve Türkiye, bugün yok ettikleri, insandan bile saymadıkları Filistinli Müslümanlar olmuştu.

Şimdi size BM kararlarına göre Filistin topraklarının insanca paylaşımını hatırlatan, Filistinlilerin de tıpkı Museviler gibi bir devlet hakkı olduğunu savunanlara dönüp, antisemitik ve antisiyonist diye damga vurmak İsrailli yöneticileri de onları destekleyen ABD ve Avrupa liderlerini de Savaş Suçları Mahkemesi'nden kurtarmayacaktır. İsterseniz buna "Sen de antisemitik ve antisiyonistsin" diye karşılık verebilirsiniz. Bu çarpık ideolojiniz kimsenin
umurunda değil artık.

BİZE ULAŞIN