Ne var ne yok?
Bugünümüze şükür diyelim.
Halk otobüsüne en son ne zaman bindiniz?
Yakın zamanda bindim. Zaten, toplu taşıma vasıtalarını kullanıyorum.
Telefonunuzu ne zaman değiştirirsiniz?
Kendisinden hayır beklenmeyecek vakte kadar elimde tutarım. Çıkmadık candan ümit kesilmez değil mi?
Dilinize pelesenk olan bir şarkı?
"Ezelden aşinanım" diye başlayan, güftesi Akif'e ait olan şarkı. İlk kelimenin esrarından mıdır bilmem, dilime geliverir.
En sevdiğiniz marş?
Önceki sorunun cevabından sonra şaşırtıcı gelse de söyleyeyim: el-İntifada. Bu hareketli Arapça marş, ta lise yıllarımın yadigârı.
Bitiremediğiniz bir kitap, yarıda kalmış bir film?
Elmalılı Hamdi Yazır Efendi'nin tefsirini okumayı bir türlü tamamına erdiremedim. Ona üzülürüm. Sinemadan ise, Hayatın Tuzu isimli film yarıda kalmıştı. İmam karakterinin sözlerini ve kapalı dükkândan bakan gözün kime ait olduğunu merak etsem de, bir daha izlemek kısmet olmadı.
Atasözü mü aforizma mı?
"El mi yaman, bey mi yaman" diyorsunuz yani. Galiba, cevabı vermiş oldum.
Ne toplarsınız, ne biriktirirsiniz?
Kolonya şişeleri biriktiriyorum. Bilhassa, Pamukova gibi küçük yerlerde, zarif örnekleriyle karşılaşmak mümkün. Bu hevesim, güzelliğe küçük bir katkı sadedinde.
Keşke şunu yapsaydım dediğiniz meslek?
İçimde bir ukde olan öğretmenlik mesleğimi icra etmek isterdim.
Canımdan geçerim ondan vazgeçmem dediğiniz şey?
Din-i mübin-i İslam. Cenab-ı Hak ayağımızı sabit eylesin diyelim.
Mıh gibi aklınızda olan bir an, bir görüntü?
Henüz yetişme çağındaydım... Rahmetli anneannem, tam yemeğe başlayacağımız sırada kapıyı çalan dilenciyi sofraya buyur etmişti; birlikte yemiştik. İşte benim için büyük bir öğüt olan o görüntüyü unutamam.
Keşke olmasaydı dediğiniz bir şey var mı?
Keşke yerine, "demek ki" sözünü tercih ediyorum. Keşke kelimesi, yaşanan olaydan tecrübe çıkarmayı ve takdirdeki hikmeti görmeyi engelleyebiliyor.
Seçme şansınız olsaydı kendinize hangi ismi verirsiniz?
Hiç düşünmedim ki. Hem, ismimden memnunum.
"Hayatta olsalardı da muhabbetin belini kırsaydık" dediğiniz üç kişi?
Muhabbetine doymadığım dostlar, çok şükür ki hayattalar. Sohbetimiz ahiretlik olsun diye niyaz ediyoruz. Hani, hanımların kendi aralarında bir kardeşlik bağı vardır, birbirlerine "ahretliğim" diye hitap ederler. İşte öyle olsun inşallah.
Kalem mi klavye mi?
Her ne kadar klavyeyi kullansam da, hiç şüphesiz kalemin hakkı baki. Kur'an-ı Kerim'de kaleme yemin edilmiştir malum. Hem, insanlık diğer teknolojik araçlar gibi, isteyerek yahut istemeyerek bir gün klavyeden vazgeçebilir. Ama kalem öyle mi? Esas itibariyle olmazsa olmazımız, kıymetlimizdir o. İlk örneklerini düşünürsek eğer, tarih üstü denilen tekniğin en büyülü eseridir belki de.
Hayatınızı kolaylaştıran ya da zorlaştıran takıntılarınız neler?
Takıntılarım yok diye biliyorum.
En son ne zaman yalan söylediniz?
Yakın bir vakitte söylemiş olabilirim. Oğlum yemekte ayak dirediğinde, hocasını arayabileceğimi söylüyorum ona. Sanırım, bu dediğim tam anlamıyla yalan sayılmaz. Zira çok kızdırırsa, nazımızın geçtiği öğretmenimizden yardım isteyebilirim gerçekten.