Ayşe Eyyüpkoca Atila: Bir Dostluğun Amentüsü: Gurbetnâme

Bir Dostluğun Amentüsü: Gurbetnâme
Giriş Tarihi: 20.6.2018 17:24 Son Güncelleme: 20.6.2018 17:25

Gurbetnâme/Süheyl Ünver-Uğur Derman mektuplaşmaları

"Zaman gidiyor, aman" diyoruz Zaman gitmiyor, biz gidiyoruz Biz ömrümüzü mahvediyoruz Tükenen ömre zaman diyoruz"

Rıza Tevfik

Dünyada eşine az rastlanır bir zarafetin temsilidir merhum Süheyl Ünver. Amerika'ya bir yıllığına gidecekken talebesi Uğur Derman'dan gurbette kendisini mektupsuz bırakmamasını ister. İstanbul'da başlayan tanışıklık ve birlikte yapılan çalışmaların ardından esas yakınlaşma, henüz 23 yaşındaki talebesiyle arasındaki mektuplaşmalarla başlar ve bu mektuplaşma 11 ay kadar devam eder. İstanbul'dan ve ortak tanıdıklardan havadisler, şiirler, nükteler, beyitlerle süslenmiş bu hakkaniyetli mektuplar Sâmiha Uluant Ataman'ın hazırladığı Gurbetnâme ismiyle yakın zamanda Kubbealtı Yayınları tarafından kitaplaştırıldı.

Hâlini sorduğumuz, her dem yüreğimizi yolladığımız, birbirimiHâlini sorduğumuz, her dem yüreğimizi yolladığımız, birbirimizin derûnunu paylaşıp cezbeye kapıldığımız, hasbıhalinden huzur bulduğumuz, olmazsa olmaz dediğimiz, varlığına kalben razı olduğumuz insan dostumuzdur. Bir dostlukta ter dökülmüşse, o dostluk helaldir, hilesizdir, hak edilmiştir. Tam da bu minval üzere, aziz hocasının gurbette yara açan sancılarını ve vatan hasretini mektuplarıyla dindiren "Aziz ve Uğurlu Dermanı" çok şükür hâlâ aramızda. Ve iyi ki, dostluğunu yurtta ve gurbette mektuplarına pelesenk etmiş.

Süheyl Ünver ve Uğur Derman… İkisi de birer gemi gibi ve her birinin kendine ait bir hedefi, güzergâhı var. Onların yolları hoca talebe ilişkisinden çok ötede bir yerde, bundan 60 yıl önce Amerika-İstanbul posta güzergâhında gizli saklı akan bir akıntıya, dünya ve ahiret sermayesine dönüşmüş, nihayetinde ise gönül ve meşrep benzerliğiyle neşvünema bulmuş. Mektubunda şöyle hitap ediyor Süheyl Ünver kıymetli yoldaşına:

"Benim Uğurlu Dermanım, Amerika'dan dönmeme iki noktadan müteessirim. Birisi daha yanımda iken tahassürüm artan oğlum orada, Evliyâullahın himâyesinde, diğeri artık sizin o güzel mektuplarınızı alamayacağım."

Ne kadar ince, ne kadar zarif… Bezm-i âlemde tanış olup dünyada da dostluğunu devam ettiren ne kadar insan kaldı sahi? Hiçbir şeyle doymayan, kanmayan, hiçbir şeyle yetinmeyen, muhabbetin ve dostluğun tamamıyla posalaştığı, hurdalaştığı şu zamanda tarihimizin, belleklerimizin, en önemlisi insani ilişkilerimizin sokak aralarında kaybolduğu o çarpıcı renkleri, sesleri ve tılsımları ilaç gibi sunmuş. 60 yıl öncesini aksettiren bu satırların, başından sonuna kadar sadece vefa ve has gayeler barındırdığını sayfalar arasında kayboldukça yakinen göreceksiniz. Yunus Emre'nin deyişiyle, "Dost yüzünü göremezsem, bu gözlerim nemdir benim" diyen gönüllerde baki olmak, benzer ve örnek hüviyetler kazanmak temennisiyle…

BİZE ULAŞIN