Lacivert Yazı İşleri: SAVAŞTA VE BARIŞTA ÇOCUKLUĞUN İKİ HÂLİ

SAVAŞTA VE BARIŞTA ÇOCUKLUĞUN İKİ HÂLİ
Giriş Tarihi: 11.11.2024 10:39 Son Güncelleme: 11.11.2024 11:01
Çocuklar gelişim evrelerini çoğunlukla kitaplarla, oyunla, dijital araçlarla ve aileleriyle birlikte vakit geçirerek tamamlıyor. Ancak günümüzde öyle çocuklar da var ki hayatlarının en güzel çağı olması gereken bu dönemi işgal altında, şiddet ve vahşete şahit olarak geçiriyor. Bunların başında da Filistinli minikler geliyor. Bu sebeple bu mazlum çocukların durumuna odaklanalım ve İsrail’in hedefinde neden Filistinli çocukların olduğunu öğrenelim istedik. Filistinli öğrencilerin aktardığı bilgilerle Filistin’de çocuk olmayı Şeydanur Tezcan Özer ile konuştuk. Öte yandan çocukların dijitalleşme ile birlikte değişen okuma alışkanlarının, meraklarının, ilgilerinin ne yönde olduğunu ve felsefe eğitiminin çocuk gelişimine etkisini ise Hande Tabak anlattı.

İşgalciler Filistinli çocuklarla karşılaşmaya tahammül edemiyor
Dr. Öğr. Üyesi Şeydanur Tezcan Özer/ Karabük Üniversitesi Psikoloji Bölümü Bölüm Başkan Yardımcısı

İsrail'in hedefindeki çocuklar

Öncelikle İsrail'in işgalci ve soykırımcı politikalarının altında yatan mekanizmayı bilmek önem arz ediyor. Aslında dünyanın birçok yerinde maalesef sömürgeci uygulamalar benzerlik taşıyor. Sömürgeci ya da işgalciler, girdikleri bölgenin yerli halkını özellikle sevdiklerinden ayırarak, tutuklayarak
ya da birlik olmaktan alıkoyarak yıldırmaya çalışıyorlar. Yine çocukları eğitim müfredatları gibi yollarla asimile ederek, yani bir nevi zihinsel olarak etkisizleştirerek o topraklara hakim olmaya çalışıyorlar. Filistin özelinde konuşacak olursak; işgalciler 10 yıllar boyu devam eden baskılara ve tüm yıldırma politikalarına rağmen işgale karşı koyan Filistinli çocuklarla karşılaşmaya tahammül edemiyorlar ve tabiri caizse bu direnişten korkar hale geldiler. Filistinli çok sayıda öğrencim var. Onlardan biri bir İsrail sözünü söylemişti: "Büyükler ölecek, çocuklar unutacak!" Ancak tahmin ettikleri gibi olmadı, ne büyükler ölmekten yıldılar, ne de çocuklar yaşananların ne anlama geldiğini unuttular. Böyle olunca, işgalci yerleşimci İsrailliler çocuklardan korkar hale geldiler ve tabiatları gereği de bu korku onları gözlerini kırpmadan çocuk katili olmaya itti maalesef.

Filistin'de çocuk olmak

Filistinli gençlerle tanışmanın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Açıkçası onları gördükten sonra yıllardır süren bu direnişin nasıl güçlenerek
devam ettiğini daha iyi anladım. İçlerinde karakter olarak çeşitlilikler elbette bulunuyor ama hepsinde gözlemlediğim ortak bir duruş var ki, her şeyi
gözler önüne seriyor: Yaşamak ve yaşatmak için çabalamak! Durmadan çalışıyorlar. Bir öğrencim şöyle demişti: "Filistinli çocuklar olarak bizler gönüllü abi ve ablaların eşlik ettiği gruplar halinde vakit geçirir, okul haricinde bütün vaktimizi hep birlikte eğlenerek ve öğrenerek geçirirdik. Çoğu zaman camileri mesken edinir, orada gün boyu futbol oynar, yer içer, vakit girince hep birlikte namaz kılar, ardından Kuran eğitimi alırdık. Bu hep böyle devam etti, bizler çocukluğumuzu evden çok camilerde geçirdik." Yaşamayı sevmeyen direnemez. Bu çocukların en çok ihtiyacı olan umudu
yeşertmek olacak. İnsanın yaşamak için sebebi olmazsa yaşayamaz. İşte çocukluklarından beri vatanları uğruna her şeyi yapabileceklerine inanarak, durmadan çalışan bu gençler yaşam enerjisiyle dolular.


Diğer yandan bir özellikleri daha var. Ev ve hayatla ilgili sorumlulukları çok erken yaşlarda ediniyorlar. Bir öğrencim de bunu şu şekilde anlatmıştı: "Babamın hastalığı nedeniyle ilkokul 5. sınıfta Türkiye'ye taşınmak zorunda kaldık. Taşındığımız andan itibaren evin tüm mali idaresi bendeydi. Eve
giren 1 TL'yi bile not eder, tek tek gelir gider hesabı yapardım." Bir başka öğrencim şu an Gazze'de çadırlarda yaşayan yeğeninin bir günlük özetini şu şekilde yaptı: "Saat 7'de kalkıyorlar, yalnızca zahter ve peynirle kahvaltı yaptıktan sonra içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere uzak bir mesafede dağıtılan su sırasına giriyorlar. 3 sat sırada bekleyip, evin ihtiyacı olan tüm suyu eve kadar zar zor taşıyorlar. Sonra elektrikli aletleri şarj etmek üzere yine uzakta bir yere gidip bekliyorlar. Ardından Kuran ezberi yapıyorlar. Ardından yemek için yakacak bulmaya gidiyorlar. Yemek hazırlanırken onlar akşam namazına kadar ders çalışıyorlar. Akşam yemeği de çoğunlukla benzer menü. Ateşte pişen ekmek, peynir ve zahter. 8 gibi uyuyorlar." Bir çocuğun günlük rutinine inanabiliyor musunuz? Burada okumaya gelen Filistinli gençler, buradayken de ülkeleri için gidebildikleri her yere gidip
konuşmalar yapıyorlar, toplu organizasyonlar yapıyorlar, yapılan organizasyonlara destek veriyorlar. Yine bu gençler, ülkemiz için de ellerinden geleni yapmaya gayret ediyorlar. Çünkü hizmet üretmeye alışan bir ruh, her daim hizmet peşinde koşuyor.

Direnişe destek vermek

Ülkemizde de gençlerin bu konuya ses çıkardığı çok güzel örnekler var. Özellikle Amerika ve Avrupa'da liderlerine tepki gösteren gençlerin sesleri ve
gördükleri zorbalıklar elbette daha hızlı yayıldı ve duyuldu. Bu yaşananların sosyal girişimciliğe bir vasıta olduğunu düşünüyorum aslında. Biliyorsunuz dünyanın gidişatı artık sosyal girişimciliği teşvik ediyor. Yani ortada herhangi bir sorun gören birey, aynı sorunu dert eden diğer bazı kişilerle örgütlenip o sorunu çözme yolunda adımlar atıyor ve bu adımlar kimi zaman bu çaba bir teknolojiye, kimi zaman bir hizmete, kimi zaman bir sivil topluluk kurmaya evriliyor. Filistin'de son bir yıldır yaşananların gündeme gelmesi de insanları konu hakkında adım atmaya iterse, o zaman bu
hem direnişe destek vermek anlamında kıymetli olur hem de burada ortaya çıkan enerji ile insanlığa fayda sağlayacak bir adım atılmış olur.

Bugün çocuklar için kitap, birçok seçenekten sadece biri
Hande Tabak/VakıfBank Kültür Yayınları Çocuk Kitaplığı Editörü

Dijital çağda çocuklar için kitap

Günümüzde hepimiz için geçerli olduğu gibi, çocuklar için de vakit geçirmenin artık tek ya da alışageldik birkaç yolu yok. Seçeneklerimizin sayısı
özellikle teknolojik gelişmelerle birlikte her geçen gün artıyor. Dolayısıyla çocuklar için de kitap, diğer birçok seçenekten sadece biri. Seçeneğiniz çok olduğunda bir önem sıralaması yapmak daha zor. Üstelik kitap okumak zahmetli bir iş; dikkat ister, sabır ister, yalnızlığı sevmek ister, dijital oyun oynama eylemine nazaran daha çok duyuyu çalıştırır. Ancak ben, hâlihazırda tüm bunları seven bir çocuğun, kitapların dünyasında gezinmekten çok keyif alacağını biliyorum. Hem bir editör hem de bir okur olarak diyebilirim ki iyi hikâye, iyi kurgu, iyi kitap küçükten büyüğe herkesi etkilemeyi başarıyor. Resimli kitaplar üstelik bu hikâyeleri görsel bir şölene dönüştürüyor. Okumayı henüz öğrenmemiş çocukların resimli kitaplardaki hikâye akışını ilgiyle takip ettiğini, sonraki sayfayı merakla çevirdiğini gözlemliyorum. Ancak kitap okumanın gerektirdiği eylem paketine sahip olmayan bir
çocuk için kitap, altta kalan diğer seçeneklerden biri olabilir. Bu, beklenen bir durum. Böyle durumlarda sevdikleri dijital oyunların nasıl geliştirildiğini, nasıl yapıldığını öğrenmeleri yazıya ve kurguya olan ilgilerini arttırabilir diye düşünüyorum. Çünkü aslında sevilen filmler ve oyunlar iyi düşünülmüş senaryolardan ibaret.

Çocuk yetiştirmede çocuk edebiyatının rolü

Günümüzde ebeveynler çocukların kitaplar yoluyla değer kazanmasını, gelişimlerine katkı sağlamasını istiyorlar. Benim de geliştirdiğim projelerin
tümünde geçerli bir üst başlık var. Kitaplar, mikro ve makro sistemlerin birbiriyle nasıl iç içe olduğu ve birbirlerine olan etkisi gözetilerek hazırlanıyor.
Çocukların dikkatini buna çekmeye çalışıyorum. Bu nedenle yayınevinde yaptığımız işler, bir hikâyeleri olsa bile temelde bilgi merkezli ve bilgi görselleştirmeye dayanan işler. Proje geliştirmede ve yabancı yayınevlerinden kitap tercih ederken kendilerine danıştığım güçlü bir ekibimiz var. Başta çocuk edebiyatını ve kitapları seven iki önemli uzman psikoloğa, editör kurulumuza danışıyor ve tasarım sürecini uzmanlığı kitap tasarımı olan bir akademisyenle yürütüyorum. Üretim sürecinde ekip olmak, iş birliği yapmak süreci uzatıyor. Bu, yayıncılıkta arzu edilen bir durum olmasa da benim tercih ettiğim ve yayın direktörümüzün de beni desteklediği bir yöntem. Bu aşamalardan oluşan tasarım sürecinin, iyi düşünülmüş kitapların ortaya çıkmasını sağladığını ve kitaplara değer kattığını düşünüyorum.

Çocuklarla felsefe eğitimi neler sunuyor?

Bu yıl çocuklarla felsefe dersleri düzenlemeye başlayacağım. Felsefi bir konuyu birlikte sorguladığımız derslerde düşünce sürecimize odaklanıyoruz,
düşüncemizin dayanaklarını gözden geçiriyor, muğlak kalan noktaları berraklaştırmaya çalışıyoruz. Sözcükler arasında ilişki kurmak, benzerlikler
bulmak, analojik düşünmek, karşılaştırma yapmak, anlam belirsizliklerini fark etmek, akıl yürütme sürecimizin incelenmesi ve anadilimiz Türkçenin iyi kullanılması ile mümkün. Birlikte yapılan felsefe oturumları tüm bunları deneyimlemek için çocuklara bir imkân sunuyor. Derste, felsefi bir soruya bağlanabilecek dikkat çeken öyküleri kullanıyoruz ve bu durum, çocuklarda bu tür kitaplara karşı merak ve ilgi uyandırıyor.

BİZE ULAŞIN