Güven Adıgüzel: RAP'İN MUHALİF HALLERİ ÜZERİNE BİR PANORAMA

RAPİN MUHALİF HALLERİ ÜZERİNE BİR PANORAMA
Giriş Tarihi: 22.12.2022 14:55 Son Güncelleme: 22.12.2022 15:13

Rap doğdu ve gettolarda büyüdü. Siyahların şarkısıydı. Ötekiler ordusunun isyanını taşıyordu kalbinde. Fransa'da Mağrip'in sesi, Filistin'de direniş hattı, Almanya'da göçmenlerin isyan marşı olarak yeniden doğdu. Sözü aleve buladı. İran'da ölümle sınandı.

DOĞUM LEKESİYLE YAŞAYAN MÜZİK
Rap'in ritmik Amerikan/Afrikan şiiri olarak doğuşu en sert yerlerde/en sert şekilde gerçekleşti. Rap doğdu ve gettolarda büyüdü. Siyahların şarkısıydı, onların dilinde, onların kültür ikliminde kıvamını buldu. Harlem gibi tekinsiz mahallelerin ruhunu, bütün arka sokakların anlamını ve ötekiler ordusunun isyanını taşıyordu kalbinde. Elbette hep böyle devam etmedi. Piyasaya göre şekillendi, doğum sancılarını unuttu, içeriğini, biçimini koşullara uyum sağlayarak değiştirdi. Hüzün ve öfkeyle doğdu ama neşeli havalarda dolaştı Amerika'yı. Bazen altın kolye, bazen çete savaşlarında. Yine de kendini sürekli hatırladı, doğum lekesini unutmadı. Bu lekeyle yaşadı. Fransa'da Mağrip'in sesi, Filistin'de direniş hattı, Almanya'da göçmenlerin isyan marşı olarak yeniden doğdu. Sözü aleve buladı. Ritmi harladı. Afrika'dan ses verdi, Türkiye'de popa savaş açtı, İran'da ölümle sınandı. Düştü, kalktı, doğdu, öldü, dirildi. Varlığını her daim halkanın en dışındakilerin haysiyetine borçlandı. Muhalif, öfkeli, politik. Kaderi böyleydi. Kaderini sevdi rap. Doğum lekesini unutmadı.

RAP'İN "MUTLU TAVUK" OLARAK PORTESİ
Türkiye'yi 20 yıl boyunca yeraltından sallayarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaşan rap müzik, karizmatik icracılarıyla çıktığı bu zorlu yolda, nihayetinde ana akım olmayı başararak zirveyi ele geçirdi. Rap, piyasadaki yükselişine devam ederken, son dönemde icra edilen müziğin iyiden iyiye "ritimli söz'' kalıbından çıkarak kıvrak bir "beat" üzerine bozuk bir Türkçeyle okunan, içeriksiz, anlamsız, sıradan, "tekerlemeden hallice'' sayıklamalara dönüştüğüne üzülerek şahitlik ettik. Rap, ruhunu öldürerek ana akım olmaya ikna oldu. İsyanı bitti, protest dili yumuşadı, poplaştı ve dönüştü. Bu haliyle, tüyleri yolunmuş tuhaf bir tavuk gibi gıdaklayarak ortalarda dolaşıyor ve bütün ilgiyi üzerine topluyor. Evet, artık yumurtası daha değerli. Solucan yemiyor, toprağı karıştırmıyor, sürüngenleri korkutmuyor, gıdaklıyor sadece. Tüyleri yolunmuş, tuhaf görünüyor ve yumurtası değerli. Gıdaklamasına bulduğu yeni müşterileriyle çok mutlu bir tavuk artık. Ama yine de unutmadan; bir bahçemiz var, bir taraf çiçekli bir tarafsa çöl / bir tarafta gök kuşağı, öbür tarafsa kör / sınırda kalmışlardanız biz hep sınıfta kalmışlardan çok uzaktayız!

SÖNDÜRÜLEN KARA ATEŞ; TUPAC


25 yaşında ayrıldığı rap dünyasının vazgeçilmez yıldızı olarak "yaşamaya'' devam eden bir efsane. Lesane Parish Crooks olarak doğsa da Tupac Amaru Shakur olmaya azmetti ve bunu başardı. Kara Panterler'de aktivist olan annesi Afeni Shakur, oğlunun adını, "parıldayan yılan" anlamına gelen namıyla tanınan, sömürgecilere direnen son İnka Kralı Tupac Amaru'dan esinlenerek değiştirmesini şu sözlerle gerekçelendirmişti: "Dünyadaki devrimci yerli halkın ismine sahip olmasını istedim. Onun sadece bir mahallenin değil bir dünya kültürünün parçası olduğunu bilmesini istedim.'' Ailesinden miras kalan muhalifliğiyle, Amerikan sistemi içindeki sakıncalı kara öfkelerden biriydi Tupac. Ama onu yok eden ateşi (uyuşturucu, şiddet, para) harlamaya devam ederek, öfkesini iki yaka arasında devam eden çete savaşlarında eritmeyi tercih etti. Daha fazlasını yapabilirdi. Karizması buna yeterdi. Doğu-Batı rekabeti/düşmanlığı, başta plak şirketleri olmak üzere pastanın tüm bileşenlerinin desteklediği bir kavgaydı. Daha en baştan -bu kavganın içinde yer alarak- ulaşacağı başka büyük ideallerden uzaklaşmış oldu. Yine de şarkılarındaki tavrıyla çağdaşlarına göre daha ayrıksı bir yerde duruyordu Tupac. Daha şiirsel ve daha sosyal içerikli şarkıların adamı oldu. Eşitsizliğe, ayrımcılığa, insan hakları ihlallerine ve siyah olmaya dair şarkılardı bunlar. Tupac'ın kurduğu gruplar arasında "Kanunsuzlar" (Outlaws) adlı oluşumun yeri çok özeldi. Kanunsuzlar adıyla bir araya gelen grup üyelerinin mahlasları (sahne adları) şöyleydi: Qadafi, Husein Fatal, Castro, Mussolini, Humeyni, İdi Amin. Tupac Amerikan sistemi için kontrolsüz bir kara ateşti, çok profesyonelce söndürüldü.

BU SÖZLER ŞEYH CERRAH İÇİN


Filistin'in işgal altındaki bölgesi Gazze Şeridi'nde hayatını sürdüren 13 yaşındaki rap'çi Abdurrahman eş-Şanti (MC Abdul), İsrail'in rutin olarak yaptığı
insanlık dışı saldırılarına tepki olarak, arka fonda yıkılan evlerin enkazında sevdiklerini arayan Filistinlilerin bulunduğu gerçek bir video klip eşliğinde söylediği şarkısıyla, geçtiğimiz yıl dünyanın gündemine girmişti. Filistin rap'i için MC Abdul, uzun bir yolun görünür bir çığlığı haline geldi. Ama sözle direniş bu acılı topraklar için yeni bir şey değil. Filistin'e ömrünü adayan büyük şairlerin izinden giden ritimli söz sanatçıları, uzun yıllardır seslerini rap'leriyle bayrak yaparak sallıyorlar. Muhalif oldukları meselenin tam ortasında yaşayarak üstelik. Bu sözler Şeyh Cerrah için diyen MC Abdul'un şarkısındaki gibi yani her şey: "Göğü aydınlatan havai fişeklerin olmadığından emin olmak için/ Bayramı kutlamaya ve inancımızı korumaya çalışıyoruz/Sanırım unutulmayacak anılar nasıl biriktiriliyor görebiliyorsun/Filistin.

"SUSAMAM"IN SUSTUĞU YERLER HAKKINDA
Şanışer adıyla bilinen Sarp Palaur'un 17 rap'çiyle birlikte hazırladığı; doğa, adalet, gurbet, eğitim, kadına şiddet ve hayvan hakları gibi temalar üzerinden eleştirel mesajlar veren şarkısı "Susamam", büyük ses getirmiş, geniş kitleler tarafından beğenilmişti. Rap'in protest bir dilin içinden anlamını arayan ritimli şiirler toplamı olarak, bizatihi varlık gerekçesiyle en başından beri buralarda dolaştığını söyleyebiliriz. Rap "öteki'ye doğru yapar hamlesini her zaman, dışardan gelerek içeriyi sarsar. Malum, muhaliflik artık bir paket. Özellikle uluslararası ölçekte durum böyle. "Susamam" şarkısında bu paket doğrudan satın alınarak, ortada duran meseleler, bir-kaç "verse"/bölüm haricinde derinliği olmayan sözlerle terennüm edilmiş ve buradan politik bir alana doğru yol alınmıştı. "Şiddet kötüdür, hayvanlar ölmesin, adalet lazım, nerde insan hakları, yerlere izmarit atmayalım'' tonunda ilerleyen şarkıya gelen başat tepkiler, yakın dönem askeri darbe girişimleriyle ve terörle, evet adıyla sanıyla PKK terörüyle ilgili bir itirazın neden akla gelmediğine yönelik uzun bir zinciri kapsıyordu. "Susamam"ın tüm sorunları anlatmak iddiası üzerine kurulu bir yapısı yoktu, burası tamam. "Netameli'' konulara hiç girmeden toplu halde şık bir poz verilebilir elbette. Ama söz, en derinden kavranmış o mutlak gerçeği arayacaktır her zaman.

CEZA SAHASINDA METAFİZİK BİR İHTİLAL


Rap'çi Ceza'nın gerçek meselelere karşı şarkılarıyla aldığı pozisyon, durduğu yerin sıhhati açısından ''anlamlı'' salvoların sahibi bir MC olduğunun göstergesi. Ceza'nın rap'i, dünyanın bizzat kendisine, hayatın içindeki iktidarlara ve insan ilişkilerinden gündelik hayat pratiklerine kadar yaşamayı yoran bütün olumsuzluklara şiirsel bir "söz" ile muhalif olmanın adı. Evin delisi. Suç ve ceza. Rap ve o. Suçu ilk üstlenenlerden. Ceza sahasına ilk giren. Rap'iyle hep baş başa. Hüner sahibi bir ozan; kafiyeli, protest, ritmik. Sesini ve sözünü Karacaoğlan'dan geleneksel âşıklara kadar uzanan geniş bir hatta tartıya çıkarırken, ritimli Amerikan şiirine, ayaklarını bastığı toprak parçasından hareket ederek bakmasını biliyor. Zihnindeki ideal Public Enemy ve Run DMC olduğu kadar ruhundaki dem Barak Baba ve Neyzen Tevfik… Meclis-i âlâ'dır yani, buradan ilhamla yazar sözlerini ve bu zenginlikten doğan şarkıları müzikal tavrıyla da eşdeğerdir. Hayatla derdi olan, dünyaya söz söyleyen, sesini tanıyan, insanın anlamına doğru hiza alan gerçek şarkıların ozanı olmaktan vazgeçmemeye kararlı bir rap'çi. Tek bir ihtimal vardır yani: Metafizik ihtilâl.

BİZE ULAŞIN