Birol Biçer: Novus ordo seclorum : Komplo teorisyenlerinin vazgeçilmez teması

Novus ordo seclorum : Komplo teorisyenlerinin vazgeçilmez teması
Giriş Tarihi: 21.10.2021 14:54 Son Güncelleme: 21.10.2021 14:54
Komplo teorileri arasında akla hayale gelmedik nice senaryo söz konusu ancak hiç şüphesiz Yeni Dünya Düzeni ile onu tamamlayan Dünyayı Yöneten Gizli Elitler teorileri bunların en gözdeleri arasında. Dahası bu temanın akla hayale gelmeyen uyarlamaları üretilmiş durumda

Yeni Dünya Düzeni… Bu tamlamayı son dönemlerde devlet başkanlarından, strateji uzmanlarından, askerlerden, diplomatlardan ve yazarlardan giderek daha sık duyar olduk. Uluslararası diplomasi ve strateji alanlarının hayli gözde bir kavramı olan ve her önemli gelişmeden sonra gelecek durumu öngörmek adına yapılan tahlillerin vazgeçilmezi olan Yeni Dünya Düzeni kavramının bir de fanatikleri var. Bu kavrama bir bağımlı gibi yapışmış ve dünyadaki hemen hemen her gelişmeyi bu mefhumun merceğinden görenler. Nam-ı diğer komplo teorisyenleri ve onların müdavimleri…

Evet, gerçekten de uluslararası ilişkilerin ve güç mücadelelerinin kritik safhalarında, kırılma noktalarında ya da meydana gelen mücbir sebepler dolayısıyla dünya dengelerinin ve nizamının yeni aktörler tarafından değiştirilmek istenmesi gayet açık bir gerçek. Öte yandan bilgiyi, sermayeyi, politik ve askeri gücü ya da finansal gücü ellerinde tutan elitlerin dünya düzeni üzerinde sürekli bir ayar verme, yeniden düzenleme, güncelleme gayretleri de eşyanın tabiatına ve insanın eğilimlerine uygun gerçekler. Dolayısıyla daima bir Yeni Dünya Nizamı ve daima Dünyayı Yöneten Elitler söz konusu olacak; bu kaçınılmaz.

Komplo teorisyenleri perdesi

Asıl sorun bu dümdüz aşikâr ve mutat hakikatin bizzat komplo teorisyenleri tarafından eğilip bükülerek, belge ve delillerden mahrum şekilde savunularak, çoğu zaman abartılarak, çeşitlemelerle ve yeni uyarlamalarla zenginleştirilerek ve tutarsız fantastik senaryolara dönüştürülerek inanılmaz hatta gülünç hale getirilmeleri ve bir hakikatin şirazesinden çıkarılarak komplo teorilerine dönüştürülmesi.

Bir başka deyişle sürekli vaveylalarla sözde insanlığı, kendini bekleyen büyük tuzaklara ve komplolara karşı uyaran komplo teorisyenlerinin başlıca fonksiyonlarının fiiliyatta gerçekleri abartarak inanılmaz, itibar edilmez hale getirmek olduğu söylenebilir. Bu durumda bir komplocu olsaydım yapacağım ilk iş herhalde beni ölçüsüzce abartarak ifşa edecek bir komplo teorisyeni istihdam etmek olurdu.

İşin daha ilginç yanı ise bu kerameti kendilerinden menkul komplo teorisyenlerinin medya üzerinden kendilerine en fazla yol açılanlarının istihbaratçılar olması. İstihbarat teşkilatlarının sanırım böyle bir departmanı var ve hemen her komplo teorisi başına bir eleman yetiştiriliyor ve görevlendiriliyor olmalı. Zaten sıradan vatandaşların komplo teorilerine uygun davranışları derhal takibata uğrarken sabah akşam medya ve sosyal medya üzerinden her türlü dehşet senaryosunu seslendirenlerin asla takibata soruşturmaya muhatap olmamasının nedeni de bu olsa gerek. Bunun da sebebinin toplumsal eğilimlerin kontrollü yönlendirilmesi ve biriken tansiyonun bu şekilde kontrollü olarak deşarj edilmesi olabileceği kanaatindeyim.

Liste başı teori

Komplo teorisyenleri ve müdavimlerinin en gözde konusuna geri dönecek olursak bu hususta Yeni Dünya Düzeni fikri ve bunun sayısız uyarlamalarının liste başı olduğunu görürüz. Bunların en fazla reyting alanlarına geçmeden önce uluslararası güçler dengesinde hemen her devirde mantıklı bir yeri bulunan Yeni Dünya Düzeni fikrinin bir komplo teorisi olarak ne ifade ettiğine bakalım dilerseniz.

Özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra komplo teorisyenlerinin hemen her fırsatta sarıldığı Yeni Dünya Düzeni nakaratı, dünyayı belli amaçlarla gizli bir plan doğrultusunda istedikleri gibi yönetmek isteyen gizli hatta mistik örgütlere dayandırılıyor. Bu açıdan Yeni Dünya Düzeni komplocuları da teorisine göre çeşitlilik arz ediyor.

Sürekli olarak dünyayı manipüle edebilecekleri ve hain emellerine hizmet ettirecekleri şekilde stratejiler geliştiren ve bu amaçla dünyanın en güçlü devletlerini, teşkilatlarını, devlet adamlarını, en büyük finans odaklarını, üniversiteleri ya da bilim mahfillerini uşak gibi kullanabilen bu komplocular genellikle Illuminati, masonlar, Yahudiler, mülti-milyarderler, dünya dışı varlıklar, Reptilien denilen yaratıklar, büyük istihbarat teşkilatları, Tapınak Şövalyeleri, İblis vs. olarak nitelendiriliyor.

Bu bakış açısının kökleri çok daha eskilere uzanmakla birlikte bildiğimiz anlamdaki komplo teorisi olarak zuhuru siyasi alanda cadı avlarının yaşandığı 1950'li yılların ABD'sine ve o dönemin antikomünist aşırı sağına uzanıyor. Dünyayı yönetmek üzere yeni bir düzenin aşılandığı fikri zamanla bu cenahın elinden başka cenahlara yayılarak daha farklı komplocu inançlarla birleşerek radikal soldan muhafazakâr gruplara kadar geniş bir yelpazede kendine yer edinmesini bildi. Önce radikal sağı cezbeden bu teori kısa bir süre içinde radikal solu ve Hıristiyan dini gruplarını da baştan çıkarmayı başardı. Her görüşten komplocu cenahların gözde teorisine ve çağdaş mitolojinin vazgeçilmez bir anlatısına dönüşen Yeni Dünya Düzeni kendisini benimseyen çeşitli grupların bakış açısına göre çeşitlenirken hedef aldığı aktörler de buna göre çeşitlendi.

Öyle ki öncelikle komplo teorisi bağımlısı çevrelerin her fırsatta telaffuz ettikleri ve dünyada olan biten her şeyi eninde sonunda bağladıkları Yeni Dünya Düzeni tabiri artık devlet adamları ve politikacıların da can simitlerinden birine dönüştü. Teorinin yaygınlık seviyesini gösteren bir örnek verecek olursak; 2018 yılında Fransa'da yapılan bir ankete göre her dört Fransızdan biri Yeni Dünya Düzeni adlı tüm gezegene hükmetmek isteyen, elit oligarşisine dayalı bir diktatörlük fikrini gayet inandırıcı buluyor.

Novus ordo seclorum komitası

Yeni Dünya Düzeni, aslında bir değil aynı fikirden türemiş ve dallanıp budaklanmış birçok komplo teorisini tanımlayan bir terim. Sonuç olarak tüm gezegen sathında egemenlik kurmayı hedefleyen, gizli örgütlenmelere atıfta bulunuyor; dünya üzerinde bir hâkimiyet tekeli kurmayı hedefleyen bu yapılar ise teorinin müntesiplerine göre değişebiliyor: Bunları çoğunlukla devletler, hükümetler, uluslararası kurumlar, istihbarat teşkilatları, totaliter yönetimler, büyük finans odakları, küresel sermayeyi yönlendiren bankerler, paraya hükmeden aileler ve kimi modern kimi ise eski çağların uzantısı olan ezoterik örgütler teşkil ediyor. Bu ülküye hizmette başı çektiği ileri sürülen isimler de hayli tanıdık: Rotschild, Rockefeller Gates, Kissinger, Soros bunların ilk akla gelenleri.

Tarihin farklı bir tür okuması olarak da nitelendirilebilecek olan Yeni Dünya Düzeni ya da Latince adıyla "novus ordo seclorum" temelde hem gizli hem resmi yollardan tüm dünyaya hükmedecek olan çok güçlü bir yönetim kurmak için çalışan ve neticede şeytani bir amaç güden komplocu bir komitanın varlığını öngörüyor. Bu kapsamdaki teorilerin çoğu 20. yüzyıla işaret etseler de bir dünya hâkimiyeti peşinde koşan gölge cemiyetler hakkındaki ilk şüpheler bilhassa Masonluk ve İlluminati'nin zuhur ettiği 1700'lü yıllarda tomurcuklanıyor.

Ancak inanmayanlar tarafından paranoyakça bir düşünce olarak nitelendirilen Yeni Dünya Düzeni'nin uluslararası siyasi alana asıl yansımaları dünya savaşlarının yaşandığı devrin eseri. Özellikle II. Dünya Savaşı ve ardından Soğuk Savaş döneminin etkisiyle Yeni Dünya Düzeni komplo teorilerinin en gözde unsurlarından birine dönüştü ve romanlara, filmlere, kitaplara ve sayısız evanjelist vaizin vaazlarına konu oldu. Özellikle Soğuk Savaş'ın ardından bu terimi referans alan oldukça kalabalık bir komplo teorileri listesi oluştu. Bazıları küresel çapta yaygınlaşan bu teorilerin en ünlülerine bir göz atalım.

Kıyamet alameti Yeni Dünya Düzeni

Daha 19. yüzyılda birçok Hristiyan vaiz dünyanın sonunun yaklaştığını ve Kitab-ı Mukaddes'teki işaretlere göre bunun bariz alametlerinden biri olarak dünya çapında tiranlığa dayanan komplocu bir sistemin gelişinden bahsetmeye başlamıştı. Bunların en başında John Nelson Darby geliyordu. Darby ve benzerlerinin kurguladığı dini atıflara dayanan kıyamet soslu Yeni Dünya Düzeni komplolarını ileri sürenler bazı insanların Şeytan'la anlaşma yaparak servet ve güç kazanmak için insanlığı ütopik bir dünya yönetimi ve sistemine ikna için çalıştıklarını ve aslında bunun Şeytan, Deccal ve sahte peygamberlere dayanan yeni bir din olduğunu ileri sürüyorlardı. Hristiyanlık esaslı bu teorilerin son dönemlerdeki uyarlamalarına göre ise insanlığa dayatılacak bu yeni dini düzenin sahte peygamberinin Katoliklerin son papası, Yeni Çağ dinimsi akımlarının büyük bir gurusu ya da köktenci bir Hristiyan cemaati olan Fellowship'in lideri olacağı öngörülüyordu. Bu tür teorilere göre Deccal de İslami bir devletin halifesi, BM'nin genel sekreteri ya da Avrupa Birliği'nin Başkanı olacaktı. Köktenci Hristiyanlar arasında Yeni Dünya Düzeni komplosunu kıyamete bağlayan sayısız din adamı ve Pat Robertson adlı televaizin yazdığı ve en çok satanlar listesinin başına yerleşen The New World Order gibi birçok kitap çıktı.

Illuminati: Var olmayan cemiyetin entrikaları

Almanya'da 1776'da Aydınlanma çağına atfen bir üniversite profesörü tarafından kurulan Illuminati de başta Yeni Dünya Düzeni temalılar olmak üzere sayısız komplo teorilerine konu olmuş bir gizli cemiyettir. Hatta tüm komplo teorilerinin en gözde aktörlerinden biridir denilebilir. Bu topluluk aslında akılcılık, laiklik, özgür düşünce, cumhuriyetçi değerler ve cinsiyet eşitliği gibi ilkeleri baştacı ediyordu. O zamandan bu yana bu ilkelerin tüm dünyada geçer akçe olmasına bakılırsa Illuminati'yi de hakkında üretilen başta Yeni Dünya Düzeni temalılar olmak üzere sayısız komplo teorisinde iddia edilenleri çoktan başarmış olarak kabul etmek mümkün. Daha da ilginci bu ilkelerle yola çıkan ve çoğu entelektüel ve aydınlardan oluşan Illuminati cemiyeti daha on yaşına basmadan içine sızan hafiyeler tarafından ifşa edilerek monarşiyi yıkma tehdidi gerekçesiyle yasaklandı. 1785'te resmen ortadan kaldırılan ve üyeleri takibata uğrayan bu gizli cemiyetin bir daha faaliyete geçtiğine dair hiçbir kanıt bulunmasa da komplo teorisyenleri sayesinde bu örgüt adeta ölümsüzlük mertebesine yükseltildi.

Masonluğun gizli ajandası

Gizliden gizliye dünyaya dayatılacak yeni bir dünya düzeni için çalışmakla itham edilen gruplar arasında Masonluk ve Franmasonluk kendine oldukça özel bir yer edindi. Bilhassa 16-18. yüzyıllar arasında başında laik bir dayanışma cemiyeti görünümünde ortaya çıkan Franmasonluk sayısız komplo teorilerine konu oldu ki bunların neredeyse tamamı gizli entrikalarla bir Yeni Dünya Düzeni kurma ortak temasına dayanıyordu. Bunlara göre Masonlar ve Franmasonların gizli siyasi maksatlar güttükleri, bir Yeni Dünya Nizamı ve Masonluk ilkelerine bağlı ve sadece kimliği gizli Masonlar tarafından yönetilen bir dünya yönetimi tesisi için türlü komplolar tertip ettikleri ileri sürülüyordu. Hatta batıniliğe varan ayinleri ve kendilerine mahsus sembolizmleri nedeniyle bunun yanında Satanizm'le de sık sık suçlandılar. Öyle ki İskoç yazar John Robinson'dan başlamak üzere masonlara yönelik dünyanın yönetimini ele geçirme temalı bu ithamları tekrar tekrar dillendiren sayısız kitap ve çalışma dünyayı dolaşıp durdu ve gezegenin her tarafında Mason localarından daha fazla Masonluk karşıtı görüş ve hareketlere ilham kaynağı oldu. Bu tür görüşlerin en önemli delilleri arasında yer alan ABD'nin kurucu babalarının çoğunun Mason olduğu, Amerikan Doları'ndaki piramit ve göz gibi Amerikan kültürüne aşılanan birçok masonik sembol ve mimari yapı gibi unsurlar söz konusu masonik Yeni Dünya Düzeni'nin ilk örneğinin ve pilot projesinin bizzat ABD olduğuna da yoruldu. Masonluk ya da Franmasonluğun böyle bir komplo içinde olup olmadığı kesin olarak ispatlanamamış olsa da kesin olan bir şey var ki masonları itham altında bırakan sayısız teori bu cemiyetin olduğundan çok daha etkin ve büyük görünmesini sağlamış oldu.

Uzaylıların hakimiyeti komplosu

Komplo teorilerinin ve müntesiplerinin Yeni Dünya Düzeni temalı senaryoları şüphesiz bunlarla sınırlı kalmadı. 20. yüzyıl boyunca siyonistlere atfedilen ve Yahudi önde gelenlerinin birleşerek tüm dünyaya hakim olmayı öngören planlarını ifşa ettiği ileri sürülen Siyon Liderlerinin Protokolleri, ABD ve İngiltere'yi bir federeasyon çatısı altında birleştirerek dünyaya hükmetmeyi amaçlayan birtakım "seçilmişlerin oluşturduğu Yuvarlak Masa gizli örgütü hikayeleri ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyaya yayılması sağlananan New Age alkımı gibi bir çok gerçek ya da farazi akım Yeni Dünya Düzeni komplosuna malzeme yapıldı. Bunların en sıradışı olanı ise uzaylılar ya da Reptilyen komplosu oldu. 70'li yıllarla birlikte başta insan kılığına girerek dünyayı işgal etmeye çalışan sürüngen uzaylılar olan Reptilyenler olmak üzere dünya dışı varlıkların bir dünya hakimiyeti kurma senaryoları yayılmaya başlandı ve bunlara inanan hatırı sayılır bir kitle bile oluştu.

BİZE ULAŞIN