7’den 70’e binlerce insan sokağa vatan savunmasına çıktı. Elleri sopalı nineler, bastonuyla yürümekte zorluk çeken dedeler, tarlasını yakanlar, F-16’nın üzerine taş atanlar, tek başına Genelkurmay Başkanlığı savunmasına gidenler… Baktığımızda önce hepimize komik gelen olayların sonradan aslında bize bir karakter çizdiğini gördük. Bütün bu yaşananlar bir ufuktu, bu milletin neler yapabileceğini bütün dünyaya gösteren bir ufuk. Bu sayfada ise o gecenin kahramanlarını hiç unutulmasınlar diye andık.
Mehmet Köse
Tankın içinde atletiyle kendi videosunu çeken abi "Tankı Göztepe'de aldık, şu an ben kullanıyorum, biraz sıcak ama idare edeceğuk" diyor güzel Karadeniz ağzıyla. Yüzünde zafer kazanmanın mutluluğu... Abimizin adı Mehmet Köse. 55 yaşında bir kamyon şoförü. Halk tarafından ele geçirilen tankların yolda kaldığını gören Köse tankın içine giriyor ve tankı İETT garajına götürmek üzere yola çıkıyor. Birkaç gün sonra verdiği bir röportajda ise, "Normal bir araç gibi sürmeyi denedim ve başardım Allah'ın izni ile" diyerek sanki her gün tank sürüyormuş edasıyla konuştu.
Kazanlı Mustafa Dede
İzler izlemez yüzümüzde tebessümle beraber müthiş bir muhabbetin oluştuğu güzel insan Mustafa Dede. Kazan'da darbecilere karşı köylülerle beraber çıktığında yanındaki herkesi tarayarak şehit eden darbecilerin arasından gazi olarak kurtuluyor. "Benim ne çıkarım var, ben vatanım için gittim oraya, emekli adamım ben, 70 yaşına girdim: Görüyon demi Türk'ü. Bizi kimse yenemez. Bizde bu iman oldukça bize silah kurşun tesir etmez" sözleriyle bir milletin hislerine tercüman oldu.
Şerife Boz
İstiklal Harbi'nde kağnılarla askere mühimmat taşıyan, mermiler ıslanmasın diye üstündeki hırkasını çıkarıp mermilerin üstüne örten kadının ismi de Şerife'ydi, 15 Temmuz gecesi kocasının iş kamyonunu alarak Taksim Meydanı'na çıkan kadın da… Şerife Boz'un o gece bütün Türkiye'ye verdiği mesaj ise çok açık ve netti: Türk kadını 100 sene önce de aynıydı, 100 sene sonra da aynı. Bütün fedakârlığı ve cesaretiyle hiç değişmedi.
Metin Doğan
O gece insanların çoğu tankların önüne çıktı, üstüne atladı ama biri vardı ki o 15 Temmuz'un simge fotoğraflarından biri oldu; Metin Doğan. Atatürk Havalimanı'nda darbeci askerlere 'Ben Türk askeriyim, siz kimin askerisiniz' diye bağırdıktan sonra tankın önüne dikildi. Tank hareket etmeye başlayınca ise tank paletinin altına yattı. Bu durumu normal bir şekilde açıklamanın imkânı yok. Metin Doğan orada tank tarafından ezilseydi bu darbecilere hiçbir şey kaybettirmeyecekti ama o, karıncanın 'belki ateşi söndürmeyecek ama safım belli olsun yeter' diyerek Hz. İbrahim'e taşıdığı bir damla suyun ne anlama geldiğini biliyordu.
F-16 üzerine taş atanlar
Kim olduğunu bilmiyoruz, F-16 uçaklarının Ankara'da alçak uçuş yaptığı sırada çatının üstüne çıkarak ellerindeki taşları uçağa fırlatmaya çalışan insanlardan bahsediyoruz. Meydan nöbetleri sırasında bir pankart açılmıştı: "Tankı yürütürüz sıkıntı değil de, uçağı biraz kurcalayıp çözmek lazım." Ses hızına erişebilen uçaklara herhangi bir cismi atmayı düşünmek bir mizah unsuru değil aksine bize bir ufku haber veriyor: "İman varsa imkân da vardır."
Hicabi Bitik
Kazan ilçesinin Bitik Köyü Muhtarı Hicabi Bitik, uçakların kalkmalarını engellemek için köyden 4 römork saman getirdi ve tarlasındaki saman balyalarını yaktı. Bu 15 Temmuz gecesinin dönüm noktalarından biri oldu. O gece darbeciler uçaklarla pistten kalksalardı her şey daha farklı olabilirdi. "Cumhurbaşkanımız inin aşağı dedi, biz de indik. Arabanızı yakın dese yakacaktık. Biz bunları maddiyat için yapmadık. Allah için, vatan için yaktık" diyerek, devletin yaktığı samanlardaki zararını karşılama isteğini reddetti.