Samet Şahin: İŞLENMİŞ GIDALAR: YER MİSİN YEMEZ MİSİN?

İŞLENMİŞ GIDALAR: YER MİSİN YEMEZ MİSİN?
Giriş Tarihi: 26.05.2025 13:23 Son Güncelleme: 26.05.2025 13:23

Günümüzde işlenmiş gıdalar, modern beslenme alışkanlıklarının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu gıdalar, çoğu zaman yanlış bilgiler ve önyargılar nedeniyle haksız bir şekilde eleştiriliyor. İşlenmiş gıdaların ne olduğu, ne olmadığı, sağlık üzerindeki etkileri ve doğru tüketim şekilleri gibi konulara açıklık getirmek gerekiyor.

İşlenmiş gıda nedir?

Öncelikle, işlenmiş gıdaları tanımlamakla başlayalım. İşlenmiş gıda, ham haldeki bir gıdanın fiziksel, kimyasal veya biyolojik yöntemlerle işlenerek
tüketilebilir, saklanabilir veya daha lezzetli halidir. İşleme yöntemleri pastörizasyon, dondurma, konserveleme, fermantasyon, kurutma gibi geniş bir yelpazeyi kapsar. Yanlış bir algı olarak, tüm işlenmiş gıdaların zararlı olduğu düşünülür. Oysa süt pastörize edilerek mikroplardan arındırılır, yoğurt fermantasyonla daha besleyici hale gelir, sebzeler dondurularak besin değerleri korunur. Tüm bu işlemler, gıdaların sağlık üzerindeki olumlu etkilerini artırabilir. Gelin bu konuyu birlikte ele alalım.

Yanlış algılar ve doğrular
1.
"Tüm işlenmiş gıdalar zararlıdır." Bu, en yaygın yanlış algılardan biridir. Aslında işlenmiş gıdalar arasında sağlık için faydalı olanları da vardır. Örneğin, tam tahıllı ekmekler, yoğurt, fermente ürünler ve dondurulmuş sebzeler besin değerlerini korur ve sağlıklı beslenmeye katkı sağlar.

Yanlış: "İşlenmiş gıdalar tamamen kimyasaldır."

Doğru: İşlenmiş gıdaların içinde kullanılan maddelerin büyük bir kısmı, doğal kaynaklardan elde edilir. Örneğin, pektin meyvelerden çıkarılan doğal bir jelleştirici maddedir.

2. "Katkı maddeleri tamamen zararlıdır." Katkı maddeleri, genellikle işlenmiş gıdaların daha uzun süre dayanması, güvenli tüketilmesi veya lezzetinin artırılması için kullanılır. Bu bağlamda her katkı maddesi zararlı değildir. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer otoriteler, katkı maddelerinin güvenli dozlarını belirler ve kontrol eder.

Yanlış: "Katkı maddeleri zehirdir. Katkı maddeli gıda tüketmeyin."

Doğru: Katkı maddeleri, gıdaların raf ömrünü uzatmak veya güvenliğini artırmak için kullanılır. Ancak kullanımı belirli sınırlar dâhilindedir ve bu sınırlar insan sağlığı için güvenlidir. Örneğin, E vitamini (E306) bir katkı maddesi olarak kullanılsa da doğal bir antioksidandır. Yine C vitamini (askorbik asit) gıdalarda doğal bir koruyucu olarak kullanılır.

3."İşlenmiş gıdalar besin değerlerini kaybeder." Bazı işleme yöntemleri besin kaybına neden olabilir, ancak bu her zaman geçerli değildir. Dondurulmuş sebzeler genellikle taze sebzeler kadar besleyicidir çünkü dondurma işlemi besin maddelerini korur. Fermantasyon işlemi ise probiyotikler açısından gıdaları zenginleştirir.

Yanlış: "Ambalajlı ürünler tazeliğini kaybetmiştir."

Doğru: Ambalajlama, gıdanın tazeliğini ve güvenliğini korumak için yapılan bir işlemdir. Vakumlu paketler ya da gaz ortamında ambalajlama yöntemleri, ürünün bozulmasını geciktirir ve besin değerini korur.

4. Yanlış: "İşlenmiş et ürünleri kesinlikle sağlıksızdır."

Doğru: İşlenmiş et ürünlerinde kaliteli ham madde ve uygun üretim yöntemleri kullanıldığında bu ürünler, dengeli bir beslenmenin parçası olabilir. Ancak, içerdiği tuz ve yağ oranına dikkat edilmelidir.

5. Yanlış: "Ucuz gıda her zaman kalitesizdir."

Doğru: Ucuz gıdalar genelde maliyet azaltma yolları nedeniyle daha riskli olabilir, ancak bu her zaman kalitesiz oldukları anlamına gelmez. Özellikle indirim dönemlerinde kaliteli ürünler de uygun fiyatlarla sunulabilir.

6. Yanlış: "Doğal gıdalar her zaman daha sağlıklıdır."

Doğru: Doğal ibaresi, ürünün sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Örneğin, doğal ortamda yetişmiş bir ürün, uygun hijyen koşullarında işlenmemişse risk oluşturabilir.

7. Yanlış: "Gluten zehirdir. Glutensiz ürünler herkes için daha iyidir."

Doğru: Gluten intoleransı veya çölyak hastalığı olmayan bireylerin glutensiz ürün tüketmesi sağlık açısından herhangi bir avantaj sağlamaz. Hatta bu ürünler genellikle daha fazla işlenmiş içerik ve kalori içerebilir.


8. Yanlış: "Tüm konserve gıdalar besin değerini kaybeder."

Doğru: Uygun yöntemlerle konserve edilen gıdalar, besin değerini büyük oranda korur. Örneğin, dondurulmuş sebzeler ve konserve ürünler, vitamin kaybını en aza indirecek şekilde işlenir.

İşlenmiş gıdalardan neden korkuyoruz?

İşlenmiş gıdalara dair önyargılar genellikle bilgi eksikliği ve medya kaynaklı korku söylemlerinden kaynaklanıyor. "Doğal olan her zaman daha iyidir" şeklindeki yaklaşım, işlenmiş gıdaları haksız bir şekilde kötü bir yerde konumlandırabiliyor. Ancak doğal olan her şeyin de sağlıklı olmadığını (örneğin, bazı doğal bitkilerin zehirli olabileceğini ve doğal olması hijyenik olduğu anlamı taşımadığını) unutmamak gerekiyor.


İşlenmiş et ürünleri zararlı mı?

Modern beslenme alışkanlıklarının temelini oluşturan işlenmiş gıdalar, özellikle et ürünleriyle ilgili birçok yanlış bilgi ve önyargıya konu oluyor. İnsanların sağlıklı beslenme çabaları, işlenmiş gıdalara karşı temkinli yaklaşmalarını haklı çıkarabilir; ancak bu gıdaları tamamen dışlamak yerine doğru anlamak, daha bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmek açısından önemlidir.

İşlenmiş et ürünleri nedir?

İşlenmiş et ürünleri, ham haldeki etin çeşitli işlemlerden geçirilerek dayanıklılığının artırıldığı, lezzetinin iyileştirildiği ya da farklı bir forma dönüştürüldüğü gıdalardır. Bu işlemler arasında tuzlama, kurutma, tütsüleme, fermantasyon, haşlama ve dondurma gibi yöntemler bulunur. Salam, sosis, sucuk, jambon, kavurma ve pastırma bu ürünlere örnektir.

Yanlış algılar ve doğruları

Yanlış Algı 1:
"İşlenmiş et ürünleri
tamamen sağlıksızdır."

Gerçek: İşlenmiş et ürünleri, üretim süreçlerinde belirli kontrol mekanizmalarına tabi tutulur. Sağlıklı ve güvenilir firmalar tarafından üretilen sucuk, salam, sosis gibi ürünler, uygun şartlarda üretildiğinde ve tüketildiğinde güvenlidir. Ancak yüksek miktarda tuz, doymuş yağ veya katkı maddesi içeren ürünler aşırı tüketilirse sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, dengeli tüketim ve güvenilir markaların tercih edilmesi önemlidir.

Yanlış Algı 2: "İşlenmiş et ürünleri koruyucular nedeniyle doğal değildir"

Gerçek: İşlenmiş et ürünlerinde kullanılan bazı koruyucular, ürünün bozulmasını önlemek ve gıda güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılır. Örneğin, tuz veya bazı doğal asitler, hem raf ömrünü uzatır hem de mikroorganizma üremesini engeller. Bu işlemler, ürünün doğal yapısını tamamen değiştirmez.

Yanlış Algı 3: "Kavurma ve sucuk, işlenmiş et ürünlerine göre daha doğal ve sağlıklıdır."

Gerçek: Kavurma ve sucuk gibi geleneksel et ürünleri doğru koşullarda hazırlanmadığında sağlık riski oluşturabilir. Ev yapımı kavurmalar veya sucuklar hijyenik ortamda yapılmazsa mikrobiyal kontaminasyon riski taşır. Ayrıca, doğru oranda tuz ve baharat kullanılmazsa besin değeri olumsuz etkilenebilir. Bunun yerine, güvenilir firmalar tarafından üretilen ve kalite standartlarına uygun ürünlerin tüketilmesi önerilir.

Yanlış Algı 4: "İşlenmiş et ürünleriprotein değerini kaybeder."


Gerçek: İşlenmiş et ürünleri protein açısından oldukça zengindir ve işlem sırasında protein değerinde kayıplar minimaldir. Ancak bu ürünlerin yağ, tuz ve kalori içeriği daha yüksek olabilir. Bu yüzden dengeli tüketilmesi önemlidir.

Yanlış Algı 5: "Paketli işlenmiş et ürünleri güvensizdir."

Gerçek: Paketli işlenmiş et ürünleri, hijyenik koşullarda üretilip denetimden geçtikleri için genellikle güvenilirdir. Ancak bilinmeyen markaların ve etiketsiz ürünlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Bu nedenle ürünlerin üretim yeri, tarih ve içerik bilgileri kontrol edilmelidir.


Sağlıklı tüketim için ipuçları
1.
Güvenilir üreticileri tercih edin: Ev yapımı ürünler, hijyen ve güvenlik açısından kontrol mekanizmalarına sahip olmadığı için risk taşıyabilir. Bunun yerine, iyi üretim uygulamaları (GMP) ve iyi hijyen uygulamaları (GHP) standartlarına uygun, denetlenen ve geleneksel yöntemlere sadık kalan güvenilir üreticileri tercih edin.

2. Etiket okuma alışkanlığı geliştirin: Ürün etiketlerinde yer alan katkı maddeleri, tuz ve yağ oranlarına dikkat edin. Daha düşük tuzlu ve katkı
maddesi içermeyen ürünlere yönelin.

3. Tüketim sıklığını sınırlayın: İşlenmiş et ürünlerini haftada bir veya iki kez tüketmek, sağlık üzerindeki olası olumsuz etkileri sınırlayabilir.

4. Alternatif protein kaynaklarını ihmal etmeyin: Tavuk, balık ve baklagiller gibi alternatif protein kaynaklarına beslenmenizde daha fazla yer verin.

5. Gıda sertifikalarını kontrol edin: Ürünün üzerinde "ISO", "HACCP", "GMP" gibi kalite standartlarına dair sertifikalar olup olmadığını kontrol edin. Bu sertifikalar, ürünün güvenli ve hijyenik koşullarda üretildiğini gösterir.

İşlenmiş et ürünleri, bilinçli bir şekilde tüketildiğinde beslenme düzeninde yer alabilir. Ancak bu ürünlerin yüksek tuz, yağ ve katkı maddesi içeriği nedeniyle tüketim sıklığını sınırlamak önemlidir. Etiket okuma alışkanlığı seçeceğimiz ürünlerin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirebilir. Unutulmamalıdır ki, dengeli bir diyetin temel unsuru çeşitlilik ve ölçüdür.


Ucuz gıdalara dikkat: Fiyat gerçekten kaliteyi gösterir mi?
Piyasada çok düşük fiyatlarla satılan gıda ürünleri, genellikle tüketiciler için cazip bir seçenek gibi görünür. Ancak, bir ürünün fiyatı ham madde maliyetinin çok altında satılıyorsa, burada bir problem aramak gerekir. Çünkü bir ürünün fiyatını sadece ham madde belirlemez; işletme maliyetleri, üretim süreçleri, kalite kontrol, lojistik ve kâr marjı gibi birçok etken de devreye girer.

Örneğin, sucuk, salam veya sosis gibi işlenmiş et ürünlerinde temel maliyet unsurlarından biri ettir. Eğer bir sucuğun kilogram fiyatı, ham madde maliyetinin çok altında satılıyorsa, bu durum ya kullanılan etin kalitesiyle ya da içine eklenen katkı maddelerinin oranıyla ilgili olabilir. Bu tür ürünlerde düşük maliyet sağlamak için genellikle şu yollar izlenebilir:

1. Düşük kaliteli ham maddeler: Et yerine geçen, protein kaynağı içeren dolgu maddeleri (örneğin soya veya nişasta) kullanılabilir.

2. Yüksek oranda katkı maddesi: Ürünün hacmini artırmak ve maliyeti düşürmek için koruyucular, su bağlayıcılar ve dolgu malzemeleri eklenebilir.

3. Hijyen ve üretim standartlarında taviz: Bazı üreticiler üretim maliyetini düşürmek için hijyen standartlarından veya denetim süreçlerinden ödün verebilir.

Tüketiciye ne öneriyoruz?

Aşırı düşük fiyatlara şüpheyle yaklaşın: Bir ürünün maliyeti üretim zinciri boyunca birçok kalemden etkilenir. Eğer fiyat normalden çok düşükse, içeriği mutlaka inceleyin.

İndirimli ürünleri araştırın: Firmalar bazen indirim yapar, ancak sürekli düşük fiyatlar genelde kalite düşüklüğüne işaret edebilir. Kalite firmaların indirimleri son tüketim tarihi yakın ürün habercisi olabilir.

Etiket bilgilerini inceleyin: Ürünün içeriği hakkında bilgi edinmek için etiket bilgilerini okuyun. Katkı maddesi oranı yüksek, protein oranı düşük
ürünlerden uzak durun. Unutmayın, bir gıda ürününün fiyatı sadece lezzeti değil, aynı zamanda sağlığınızı da etkiler. Daha ucuz bir ürün almak, kısa vadede ekonomik görünse de uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden fiyat yerine kaliteyi önceliklendirin.

Gıda sertifikalarını kontrol edin: Gıda ürünlerinde yer alan sertifikalar, üretim sürecinin belirli standartlara uygun olduğunu gösterir.

Örneğin:

ISO (Uluslararası Standartlar Örgütü): Gıda güvenliği yönetimiyle ilgili standartların sağlandığını gösterir.

HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları): Ürünün üretimden tüketiciye kadar olan süreçte tüm risklerin kontrol edildiğini garanti eder.

GMP (İyi Üretim Uygulamaları): Hijyen, kalite ve güvenliğin üretim sürecinde ön planda tutulduğunu ifade eder.


Bu tür sertifikalara sahip ürünler, hem güvenlik hem de kalite açısından tüketiciyi korur. Sertifikasız ürünlerde ise denetim eksiklikleri olabileceği için daha temkinli olmak gerekir.

Bilim, işlenmiş gıdaların tek başına kötü ya da iyi olmadığını, tüketim şekline ve miktarına bağlı olarak sağlık üzerinde etkileri olduğunu söylemektedir. Örneğin, gıdaların işlenmesiyle oluşabilecek zararlı maddeler (örneğin, nitritlerden kaynaklanan kanserojen bileşikler) aşırı tüketimle risk oluşturabilir. Ancak bu durum, tüm işlenmiş gıdaları tehlikeli olarak sınıflandırmayı gerektirmez.


İşlenmiş gıdalar, günümüz beslenme düzeninde önemli bir yere sahip. Ancak bu gıdalara karşı geliştirdiğimiz önyargıları yeniden gözden geçirmek, bilimsel gerçeklere dayalı bir yaklaşım geliştirmek gerekiyor. İşlenmiş gıdaları tamamen hayatımızdan çıkarmak yerine, doğru seçimler yaparak dengeli bir şekilde tüketmek, sağlıklı bir yaşam için yeterli olacaktır.

BİZE ULAŞIN