Birol Biçer: Arap kadın dergileri Orta Doğu'da neleri değiştirdi?

Arap kadın dergileri Orta Doğuda neleri değiştirdi?
Giriş Tarihi: 25.4.2014 16:35 Son Güncelleme: 28.11.2014 10:38
Birol Biçer SAYI:01Mayıs 2014
Son yıllarda Arap kadınlarına hitap eden bazı dergilerin ortaya çıkışı Orta Doğu’da başka bir açıdan da bir Arap Baharı’nın yaşandığını, hatta bir kırılmaya doğru gidildiğini gösterir nitelikte…

Arap Baharı daha ortalarda yokken kadınlara hitap eden Arap dergilerinde bir liberalizm kıpırdanması çoktan başlamıştı bile. 11 Eylül olaylarından sonra Batı'da olduğu kadar Arap toplumlarında da başka bir yönde başlayan gelişim/değişim süreci kadınlara yönelik alanlarda da kendini gösterdi ve Orta Doğu'da alışılmadık türden mesajlar veren kadın dergilerinin ortaya çıkışına sahne oldu. Daha önceleri kadınlara hitap eden dergilerde alışıldık konu ve görüntülerin çok dışına çıkan bu yeni nesil dergiler Orta Doğu'da kadın konusunda olduğu kadar cinselliğe yaklaşımda da büyük bir değişimin habercileriydi. Cinsellik, doğum kontrolü, namus cinayetleri, tecavüzler ve Batılı kadınlarınkini aratmayan moda konuları bu dergilerle Arap kadınlarının gündemine girmeye başladılar. Özellikle 2000'li yıllarla beraber ortaya çıkmaya başlayan dergilerle kadın vücudu da ilk kez sergilenir olmaya başladı. Yıllardır Batı medyası tarafından dayatılan 'fiziken ideal kadın' bu dergilerin de oturtmaya çalıştığı rol modellerden biri oldu!

Kısacası son yıllarda Orta Doğu'da ama özellikle Orta Doğu kadın dergilerinde bambaşka bir hareketlenme yaşanıyor. Kimilerine göre bu dergilerle tabular yıkılıyor, kimilerine göre ahlaki kırılma yaşanıyor, kimileri ise 'Orta Doğu ve Arap toplumu dönüşüme uğruyor' değerlendirmesinde bulunuyor. Ancak ortada somut bir gerçek var ki, bu dergiler daha çok tartışmalara yol açacaklar gibi görünüyor.



90'lı yıllarla beraber başlayan ve daha çok Batılı örneklerine benzer modeller sunan Arap kadın dergileri, internet üzerinden yayın yapan onlarcasının eklenmesiyle günümüzde çok çeşitlendi. Bunlardan sembolik olarak 'öncülük' değeri bulunan dördü Orta Doğu'daki ciddi değişimin de göstergesi mahiyetindeler. Filistin'i ve Filistinlileri biz uzun süreden beri intifada ve işgallerle, haksız muamele ve zulümlerle anıyoruz. Ancak tüm Filistinlilerin hayatı bu pencereden gördüklerini söylemek mümkün değil. En azından 1948'de kaçamadıkları için bugün İsrail denilen işgal edilmiş topraklarda kalan ve İsrail vatandaşı olan Filistinlilerin bazıları için bunu söylemek mümkün. Özellikle Leylak (Lilac) dergisini çıkaran Mashour Ailesi ve hitap ettikleri kesim için… Hz. İsa'nın da memleketi olan Nasıra'da iki haftalık bir gazete çıkaran Lütfi ve Vida Mahour çifti ve kızları yeni nesil Filistinli ve Arapların sembolik temsilcilerinden. Ailenin 2000'li yılların başlarında çıkarmaya başladığı ardından yayın yönetmenliğini kızları Yara'ya bıraktıkları Leylak dergisi ise kadın konusundaki bu değişik yaklaşımın en cüretkâr örneklerinden biri oldu. Aylık bir kadın dergisi olan Leylak ayda 20 bin nüsha satılıyor. İsrail topraklarında yaşayan liberal eğilimli Filistinliler tarafından çıkarılan dergi İsrail'dekilerle beraber Filistin'deki kadınları da hedefliyor. Asıl sorun da burada başlıyor. Feminist eğilimli dergi çoğunlukla moda, ünlüler, sağlıklı beslenme, güzellik gibi konulara ve çoğu feminist şahsiyetlerle röportajlara yer veriyordu.

İlk yıllarında fazla gürültü çıkarmayan dergi son birkaç yılda geleneksel ahlakın dışına çıkma eğilimini zorlamaya başladı. Derginin 'Onu (eşini) terk etmek için 26 neden' türünden yazıları bölgede genel kabul görmüş değerler açısından hoş karşılanmasa da büyük bir tepki doğurmadı. Ancak 'tabu yıkıcılık' gibi bir görevi kendine misyon edinen ve 'eğitimli, modern, toplumun kendine dayattığı sınırlamaların ötesine geçebilen Arap kadınları'na hitap etmek isteyen yayın yönetmeni Yara Mashour'a göre "Leylak sıradan bir moda dergisi değil, davası olan bir dergi"ydi. O, özetle bu 'dava'yı "Arap erkeklerinin kadınlara bakışının yanı sıra Arap kadınlarının da kendilerini görme şekillerini değiştirmek" olarak açıklıyordu. Mashour'un Türkiye'de yabancısı olmadığımız bu misyonu en kısa yoldan gerçekleştirme yolu ise yine tanıdık bir metotla olacaktı: Cinsellik ve müstehcenlik…



Leylak dergisi, 2011 yılının Eylül ayında bir Arap (yerli) top modeli bikinili olarak kapağına taşıyarak piyasaya çıkınca haliyle büyük bir sansasyona yol açtı. İsrail vatandaşı bir Filistinli olan manken Huda Nakkaş'ın ilk defa bir dergide yayınlanan bikinili pozları Filistinlileri infiale getirmeye yetti. Gerçi ne Huda Nakkaş ne de dergi Filistin topraklarında çıkıyordu ancak yine de Filistinli kadınlara hitap ettiğinden ortalık bir hayli karıştı. Filistinli otoriteler ve din adamlarının büyük tepki gösterdiği dergi bazılarına göre bir 'İsrail oyunu'ydu ancak yayın yönetmeni ve ekibinin Filistinli oluşu fırtınalar koparmaya yetip de artmıştı bile.

Leylak'ın o dönem 37 yaşındaki kadın yayın yönetmeni Yara Mashur ise Filistinliler açısından 'tabuları yıktıkları'nı ileri sürüyor ve tansiyonu daha da yükseltiyordu: "Huda önce bikiniyle poz verdi, son sayımızda ise iç çamaşırlarıyla. Bir dahaki sefere çıplak olacak!". Leylak öncülüğündeki bu 'tabu yıkma(!)' operasyonu Filistin'de haliyle hiç de hoş karşılanmasa da 18 bin nüsha çıkan ilk baskı gibi ikinci baskısının da derhâl tükendiğini kaydetmekte fayda var.

Leylak'ın en fazla ses getiren bazı diğer konuları ise gerçek şahitlerinin ifadeleriyle aktardıkları eş değiştirme ve eş değiştirenlerin devam ettiği kulüpler, suni döllenme, şeytana tapanlar gibi vakalar oldu.

İsrailli Filistinlilerin çıkardığı Leylak ilk defa bir Arap kadınını açık pozlarıyla kapağa taşısa da 'tabuları yıkma' konusunda Lübnan'da çıkan liberal eğilimli bir kadın dergisi olan ve konusuyla beraber ismini de insan bedeninden alan Ceset (Jasad) dergisi kadar entelektüel bir etki yapamadı. Ceset çıktığı günden beri Arap kadınına ve cinselliğe yaklaşımıyla Arap ülkelerinde büyük tartışmalara yol açtı. 2008 yılında Beyrut'ta çıkmaya başlayan Ceset, yayıncısına göre Arap toplumundaki cinselliğe ve bedene yönelik 'tabuları ve zincirleri' kırmayı hedefliyordu. Cinselliği oldukça net ve 'sanatsal' bir şekilde sunan dergi her ne kadar 'Arapların Playboy'u' olarak nitelendirilse de geleneksel değerlere karşı oldukça karşıt bir tavır izleyen yayın yönetmeni Cumana Haddad (Joumana Haddad), Batı'dan övgüler aldı, cesaretiyle takdirleri topladı. Ceset'in aykırılığı sadece erotik makaleler ve denemelerden değil aynı zamanda bu yaklaşımın ardında fiilen bir Arap kadının durmasından ileri geliyordu.

Müstehcen pozlarla çıktığı ilk günden itibaren büyük tartışmalara yol açan Ceset sansüre uğramamak için poşette satıldı. Ama derginin asıl tartışma yaratan yönü erotik nitelikli fotoğraflarından ziyade metinlerinin cinselliği işleme ve sunma biçimi oldu. Cinsellikten, evlilik öncesi bekaretten, cinselliğe dair diğer konulardan hatta çarpık ilişkiler konusunda yazıları özgürce ele alan dergi erotizm ve cinselliğe felsefi, dini açılardan da yaklaşıyor ve özellikle dini otoriteler ve kadın örgütlerinin tepkilerini çekiyordu. Dergi yöneticileri, "Biz kadın vücudunu ürün satmak için kullanmıyoruz" deseler de fazla cüretkâr bulunan Ceset'in Lübnan gibi liberal bir ülkede bile reklam alması hayli zor oldu. Ceset'in macerası sekiz sayı sürdü ancak yine de hayli kırılgan bir zeminde bir ilk olarak önemli bir kırılma noktası oluşturdu. Playboy benzetmesine karşı çıkan Haddad'ın bazı eleştirilere verdiği şu manidar cevap, dergisinin işlevinin ne kadar farkında olduğunu açıkça gösteriyordu: "Dergi erotik temalardan çok daha ötesini ifade ediyor. Bu bir Playboy değil, ben de Arap dünyasının Hugh Hefner'ı (Playboy'un kurucusu) değilim. Ben çok daha tehlikeliyim".

Ancak Arap ülkelerindeki bu türden sıra dışı, hatta gelenekleri zorlayan kadın dergileri sadece Araplar tarafından çıkarılmıyor. Örneğin 2006 yılında Arap versiyonu çıkarılan Elle dergisi gibi 2011 yılının başlarında ve üstelik tam da 'Arap Baharı' isyanlarının en ateşli günlerinde yayınlanmaya başlayan Amerikan dergisi Cosmopolitan'ın Arapça Orta Doğu versiyonu geleneksel Arap anlayışına alternatif sunan bu tür yayınlardan sadece biri oldu. Arapça Cosmopolitan, yerel hassasiyetleri her ne kadar dikkate alsa da Arap coğrafyası için seksi ve müstehcen sayılabilecek mankenleri ve sıra dışı cinsel eğilimler gibi konu başlıklarını içeren kapaklarıyla Suudi Arabistan gibi ülkelerin kırmızı çizgilerini aşmaya aday görünüyor.

Ancak yine de Arapça Cosmopolitan'ın Arap kadınlarını fazlaca ön plana çıkarmayarak, Arap kadını ve bedenini sergileme konusunda dikkatli davranması onu Ceset ve Leylak gibi 'kökten müstehcen' Arap dergileri yanında çok daha ihtiyatlı kılıyor. Ancak yine de bu ihtiyatlılık Cosmopolitan'ı ara sıra 'Bir transeksüelin gizli ilişkileri' gibi infial yaratabilecek konuları yayınlamaktan alıkoymuyor. Önceki örnekler gibi tezat teşkil etmese de Arap yayın dünyasında farklı bir 'Arap Baharı'nı 1998'den beri estiren bir başka kadın dergisi örneği ise Katar'da yayın yapan Cemile (Jamila). Prestijli bir aylık dergi olan Cemile, diğer kadın dergileri gibi cinselliğe yönelik yayından ziyade üst düzey ve 'sosyetik' insanları konu alıyor.

Sosyal konuları da işleyen dergi temel olarak nitelikli ve güzel olana vurgu yapıyor, her konuda güzelliği işlemeye çalışıyor. Sloganı ise "Güzellik sizin içinizde".

Uluslararası ve yerel şöhretli kişileri daha çok konu edinen bu prestij dergisi yine de son dönemlerde Arap ülkeleri açısından sıra dışı sayılabilecek bir yayıncılık örneği de veriyor. Örneğin 2010 yılı Mart sayısında Katar Emiri'nin eşi Emire Şeyha Maha Mansur et-Tani'nin adeta bir film yıldızı edalı pozunu kapaktan vermesi bu türden devrimci sayılabilecek bir yaklaşımdı. Katar Emiresi'nin yerel kıyafetleriyle ama manikürlü eller, pedikürlü ayaklar ve başı yarı açık şekilde bir koltukta yarı uzanmış halde yayınlanan pozları Katar açısından alışılmadık ve tartışmaya açık bir ilki temsil ediyordu. Dergi hâlen bu tür yaklaşımlarıyla Arap coğrafyasını yeni bir hayat tarzına alıştırmanın ılımlı adımlarını atar gibi görünüyor. 'Kaliteli yaşam' dergisi Cemile'nin, getirdiği bu türden yumuşak açılımlar sadece Katar'la sınırlı değil. Ayda 25 bin satan dergi Katar dışında Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Suriye, Mısır ve Kuveyt'te de 'elit' bir okur kitlesine ulaşıyor.

Arap ülkelerinde 90'lı yıllarla beraber kadınlara hitap eden dergilerin sayısında büyük bir patlama yaşandı. Cemile dergisi gibi 90'lı yıllarda kurulup benzer dönemlerde yayın hayatına atılarak Arap kadınlarına Batılı hayat tarzı ve değerlerle yakınlaştıran Suudi dergileri Hia, Seyyide (Sayidaty), Fas'ta çıkan Nis Min Al Magrib, Cezayir'de büyük başarı elde eden DZeriyet gibi dergileri de içerik ve yaklaşımları itibarıyla bu kategoriye eklemek mümkün. Son yıllarda ortaya çıkan ve konuları itibarıyla bu dergilere yakın olan Fransızca yayınlanan Gazelle dergisini ise konuları Mağripli kadın kimliğine ve kültürün korunmasına yaptığı vurgu sebebiyle biraz daha ayrı bir yere koymak gerekiyor.

Amerikalıların Arapça Cosmopolitan'ına karşılık bambaşka bir istikamette yayın yapan "El Kaide Cosmopolitan'ı" da şüphesiz Arap kadın dergileri içerisinde son yılların en ilginçlerinden. 2011 yılında yayın hayatına atıldan ve internet üzerinden yayın yapan El Kaide bağlantılı kadın dergisi eş-Şamika (Al Shamika) da Arap kadınına güzellik tüyoları veriyor ancak bunu 'mücahit kadınlar', 'şehit kadınlar', "intihar bombacısının rehberi" gibi temalar üzerinden yapıyor. Eş-Şamika'nın mücahidelere hitap eden yayıncılığı içerisinde yer alan güzellik bölümünün konularından sadece birini saymak bile cinselliğe yaklaşım konusunda geleneğe aykırı tavırlar sergileyen diğer dergilerle arasındaki farkı ortaya koyuyor: Örneğin 'Çarşafın cildi nasıl koruyup, güzelleştirdiği' temalı yazılar bunların en başında gösterilebilir.
BİZE ULAŞIN