H.Sena Kural: Yasak beni daha duyarlı yaptı

Yasak beni daha duyarlı yaptı
Giriş Tarihi: 3.12.2014 14:20 Son Güncelleme: 3.12.2014 16:48
H.Sena Kural SAYI:08Aralık 2014
Tüm zekâ, birikim ve enerjimi aynı faydasız polemiklerle, aynı kısır döngü içinde hoyratça kullanmak zorunda olmak beni çok üzüyordu. Bir kafesin içine hapsedilmiş gibi hissediyordum kendimi! Uzaklaşıp bir nefes alma ihtiyacı hissetmeye başlamıştım. Yakın tarihe tanıklık etme niyetiyle kişisel tecrübelerin kaleme alındığı Uzaktaki Yakın adlı kitabın yazarı Nurdan Özyılmaz, kitapta Türkiye'den İngiltere'ye gidişini nerdeyse bir kaçışa çeviren hikâyesini anlatıyor. Özyılmaz, 15 senedir İngiltere'de yaşayan, üst ihtisasını Çocuk Nefrolojisi alanında yapmış, bir üniversite hastanesinde araştırma ve çalışmalarını sürdüren bir tıp doktoru. Her şeyin, başörtülü okula devam edemediği için liseyi dışarıdan vermek zorunda kalması ile başladığını düşünüyor. Bu büyük bir olumsuzluk gibi görünmesine rağmen olumlu sonuçlara yol açmış aslında hayatında. Bu kadar erken yaşta yasaklarla karşılaşmış olmak sadece kendisine yapılana değil, çevresinde olup bitenlere karşı da duyarlı bir insan olmasını sağlamış. O yaşlarda akranlarından çok farklı bir gündemi ve dertleri olduğunu söylüyor.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıftayken tekrar başörtüsü yasağıyla karşılaşmak bambaşka bir hayata yöneltmiş onu ve ailesini. Önündeki yılları planlayarak yaşamayı bırakmış o tarihten sonra...

"Hikâyemin değişmesinde rol oynayan en önemli olaylar, Muhammed Esed'in hayat hikâyesi ile tanışmam ve 1999 İzmit depremi oldu. Çocukluğumdan beri çok düzenli olarak kitap okuyan bir insanım. Ama okuduğum çok az kitaptan etkilenen biriyim. Muhammed Esed'in hayat hikâyesinden çok derinden etkilendim. Deprem sırasında ise Karamürsel'deydim. O 45 saniye hayatımın en uzun anı olmuştu. 'Aman Allah'ım!' diye düşündüğümü hatırlıyorum. Birazdan azametinden titrediğim 'yaratıcım'la buluşacaktım. Peki ya hazır mıydım? Şunu hissetmiştim: Tek bir şey vardı önemi olan. Bana bir nimet olarak bahşedilen bu ömrü, ne kadar yaratılış amacıma uygun olarak yaşayabildiğim! Depremin etkisini aylarca yaşadım. Ölüme bu kadar yaklaşmak beni derinden etkiledi. Tüm bunlar, başörtüsü yasağı ile birlikte ülkeyi terk etmemde önemli bir rol oynadı."

Hayatının büyük bir kısmının başörtüsü mücadelesi ile geçişi, çevresinde yılgın ve yaralı insanlar görmek, sürekli savunma halinde olup kendini tekrarlamak çok sıkmış Nurdan Özyılmaz'ı.

"Bana hitap ederken arkamda bir ordu varmış gibi konuşan, başörtüme ısrarla türban diyerek beni, bu coğrafyada yüzyıllardır başını örten kadınlardan ayırmaya ve tüm başörtülü kadınları özel hatta gizli bir siyasi amaca hizmet eden tehlikeli homojen bir grup olarak etiketleyip, bir kalıba sokmaya çalışan, niyet okumaya dönük bir iletişim kurma biçiminden başka bir iletişim kuramayan, ya bir gün gelir de başımı örtmeye zorlanırsam diyerek kendi hayat tarzını bana dayatan, üstelik sıkılmadan bunu demokrasi siyaseti olarak sunabilen insanlardan bunalmıştım. Tüm zekâ, birikim ve enerjimi aynı faydasız polemiklerle, aynı kısır döngü içinde hoyratça kullanmak zorunda olmak beni çok üzüyordu. Bir kafesin içine hapsedilmiş gibi hissediyordum kendimi! Uzaklaşıp bir nefes alma ihtiyacı hissetmeye başlamıştım."

İngiltere'ye gittikten sonra da gücünün tükendiği, ölümlü dünyada bu kadar mücadele ve sıkıntıya değmeyeceğini düşündüğü birçok an yaşamış genç doktor. Zaman zaman her şeyi bırakıp Türkiye'ye dönmeyi düşünmüş. "Üç kez ciddi ciddi bavulumu toplandığımı hatırlıyorum" diyor. Ama hep bir şeyler durdurmuş onu. Kendisinden sonra iki kardeşinin de yanına gelip eğitimlerine İngiltere'de devam etmeleriyle birlikte ailesini İngiltere'de bir araya getirmiş Nurdan Özyılmaz ve İngiltere vatandaşı olmuşlar.

"Dışarıdan bakıldığında nokta vuruşu olarak değerlendirilebilecek çok olay var kariyer hayatımda. Altı yüz kişinin içinden iki kişinin alınacağı işleri aldığım oldu. Çocukluğumuzdaki liseyi bir yılda dışarıdan bitirmenin de etkisi olsa gerek, ilk kez İngiltere'de üç yıllık junior asistanlığımı iki yılda bitirdikten sonra, beş yıllık kıdemli çocuk sağlığı ihtisasını da dört yılda bitirip üst ihtisasıma geçtim. Bu durum çok büyük bir takdir ve hayranlıkla karşılandı üstlerim tarafından. Ama ben hiçbir şekilde nokta vuruşuna inanmıyorum. Allah'ın lütfedip bazı yetenekler bahşettiği bir insanım. Allah kolaylaştırıyor, kapılar açıyor. Bir nevi elinizden tutuyor."

Türkiye'ye uzaktan bakan biri olarak nasıl gördüğünü sorduğumda, yavaş yavaş normalleşiyor ama hâlâ özgürlük adı altında özgürlüklerin kısıtlanmasını savunan insanlar var ülkede diyor.

"Birbirimizi kamplara bölerek, dış görünüşümüze bakarak, karşımızdakinin de bizim gibi korkuları, sevinçleri, heyecanları, idealleri olan bir insan evladı olduğunu unutmadan davranmak çok önemli. Birbirimizi sevmek zorunda değiliz, ama saygılı davranmayı, birbirimizin yaşam tarzını tolere etmeyi öğrenmek zorundayız."

İngiltere'de yaşamaktan memnun olduğunu söylüyor Nurdan Özyılmaz. Uygulamak için gayret ettiği çeşitli projeleri var. Kısa bir süre Kenya'da gönüllü olarak çalışmış ve hâlâ uzaktan ders vermeye devam ediyor. Gazze'de de düzenli olarak eğitim vermek ile ilgili şu an üzerinde çalıştığı bir projesi mevcut. Bu tarz projeleri hayatına oturtmak ve bunları hayatının bir parçası haline getirmek gayretinde. Salih amelin şart olduğunu düşünüyor.

"İngiltere'de göçmen Türkiyeli vatandaşlarımız arasında, çok önemli sağlık sorunları var. Ben, düzenli seminerler vererek, bir nebze de olsa, halkın sağlıklı yaşam bilinç düzeyini yükseltmeye yönelik çalışmalar yapıyorum."

Bütün bunların dışında sürekli İslam ile alakalı sorularla karşılaştığını dile getiriyor. Medyanın negatif imaj oluşturmaya çalışmasına rağmen artan merak ve ilgiden dolayı çantasında sürekli hediye edilmek üzere İngilizce Kur'an meali gezdirdiğini söylüyor. "Bu sıkça sorulan soruları, merkezi Kuran'a dayalı, cevaplarını Kuran'dan ve gerektiğinde hadisten alan, bir platformda toplamaya çalıştığımız bir 'İslam Nedir' web sitesi projemiz var. Yakın zaman içinde tamamlanacak inşallah."

"Türkiye'ye geri dönmeyi düşünür müydünüz?" diye sorduğumda, "Türkiye'ye tabi ki dönmek isterim. Fakat bu konuda kesin bir kararım yok. Öğrendiklerimi, birikimimi Türkiye'deki meslektaşlarım ile paylaşabilmek, hizmet edebilmek gerçekten beni çok mutlu eder. Özellikle benim uzmanlık alanımda, yani Çocuk Nefrolojisi alanında aktarılabilecek çok şey var. Ama yaklaşık 15 yıldır İngiltere'de yaşıyorum. Yeniden başlamak, köklerinizi koparıp dönebilmek kolay bir süreç değil" diye cevap veriyor.
BİZE ULAŞIN