Remzi Kopar: Berber aynasından sokağa bakmak

Berber aynasından sokağa bakmak
Giriş Tarihi: 4.11.2015 14:29 Son Güncelleme: 4.11.2015 14:34
Remzi Kopar SAYI:18Kasım 2015
Tanıl Bora, Adem Erkoçak'la birlikte derlemesini yaptığı Bir Berber Bir Berbere adlı kitabın 'Berber ortamı' adlı sunuş yazısında berber dükkânlarının erkekliğe adım atılan yerler olduğunu anlatıyor "Berbere gidip o erkek meclisindeki iddialı, iddiacı, ahkâm ve racon kesen sohbete katılmak veya efendiabi rolüne bürünüp ağır takılmak, erkekliği yeniden üretmenin ritüeli..."

Tanıl Bora, Adem Erkoçak'la birlikte derlemesini yaptığı Bir Berber Bir Berbere adlı kitabın 'Berber ortamı' adlı sunuş yazısında berber dükkânlarının erkekliğe adım atılan yerler olduğunu anlatıyor. Babası tarafından berbere götürülen oğlan çocuğu, bir ömür muhatap olacağı berberle tanışmış ve erkekliğe giriş ritüellerinden birini yerine getirmiştir. Üstelik erkeklik bir defa adım atmakla olunan bir şey değildir, sürekli kanıtlanması gereken bir kimliktir. Adem Erkoçak da hayatını değiştiren tıraşları anlattığı yazısında, "Toplumun en küçük biriminin aile olması gibi, erkekliğin yeniden üretildiği en küçük birim de berber dükkânlarıdır" diyor.

Aralarında Hasan Ali Toptaş ve Barış Bıçakçı gibi edebiyatımızın güçlü kalemlerinin de yer aldığı 17 kişinin yazılarından oluşan kitap, berberliğin sosyal tarihine, berber anılarına, berberlik üzerine izlenimlere, düşüncelere ve hikâyelere yer veriyor. 1900'lerin başına kadar çoğunlukla sokaklarda seyyar olarak çalışan berberler, uzun zamandır mahallelerin yerleşik zanaatkârları durumundalar. Erkek dünyasında özel bir yeri olan berberler özellikle gençliğe geçiş döneminde ayrı bir önem kazanır. Çünkü erkek çocuğunun mahalledeki imajı, biraz da berberin elindedir. Berberler, bulundukları mahalleye hem tıraşlarıyla hem de sohbetleriyle şekil verirler. Kitaptaki yazıların tamamında berber sohbetine değiniliyor, çünkü Bora'nın da dediği gibi; "Berber sohbeti, müşteri veya müşterilerle berberin beraberce geliştirdiği bir performanstır. Kâh diyalog sanatının, kâh retoriğin, kâh efsane ve hikâye anlatıcılığının, kâh palavracılığın önemli bir dalı."

Hasan Ali Toptaş, 'Bayram tıraşı peşindir' başlıklı yazısında çocukluğunun geçtiği kasabada ikiz dayılarına ait olan berber dükkânında tıraş olanları izlediği vakitleri, orada dinlediği sohbetleri anlatıyor. Dayıları her seferinde diğer müşterileri kendisinden önce aldıkları için berberde saatler boyu oturan Toptaş, burada yaptığı gözlemleri kısaca anlatırken, bu dükkânların bir çocuğun dünyasındaki önemini de göstermiş oluyor. Toptaş, yıllar sonra yazacağı Gölgesizler romanının merkezindeki berber dükkânını inşa ederken bu ortamdan mutlaka faydalanmış olmalı. "Derken, müşteriye hal hatır soruyordu dayılarım yüksekten dökülen munis bir sesle. Koltuktaki müşteriye değil, gözlerini dikip özellikle müşterinin aynadaki görüntüsüne soruyorlardı. Müşteri de aynadaki berbere veriyordu cevabını. Yahut bir şey soracaksa aynadaki berbere soruyordu. Böylece ikisi de içinde bulundukları dünyanın içinden çıkıp başka bir dünyaya taşınıyorlardı sanki ve ben onları her iki dünyada da görüyordum." Toptaş ayrıca Osmanlı döneminde berberlerin ustura kullandıkları için asabiyet testine tabi tutulduklarını aktarıyor. Elindeki usturayla ölümcül bir kazaya yol açabilecek berberler şimdilerde böyle bir testten geçmedikleri için sakal tıraşını berberde olmadığını da ekliyor.

Öykü yazarı Tarhan Gürhan da 'Barınak belbeli' adlı yazısında çocukluğunun berberlerini, kokuları ve Toptaş gibi aynadan gördüğü dünyayı anlatıyor. "Çocukluk her şeyin ilk defa denendiği, tecrübe edildiği bir dönem. Örneğin, kokuları fark etmek. Her şeyin bir kokusu olduğunu sezmek. Berber dükkânı en çok kokudur bence. Hiç uçmayan bir koku. Kolonya, sakal tıraşı sabunu, krem, pudra, sprey karışımı bir koku. Her berber dükkânında buna benzer bir koku var sanki. Beni hep çocukluğuma götürür. Sonra da alıp buraya getirmez, işte." Toptaş gibi Gürhan da çocukluğunda vaktini geçirdiği berber dükkânlarının atmosferinden, buralarda şahit olduğu ve zihninde yer etmiş hikâyelerden, karakterlerden, sahnelerden faydalanmış ve bunları öykülerinde kullanmış bir edebiyatçı.

Berberler, edebiyatta ve sinemada çokça anlatılmış, ilginç kişilikleri ve sohbetleriyle hikâyelere konu olmuşlardır. Çünkü mahalle berberleri, erkek çocuklarının en önemli deneyimlerinden birisine ev sahipliği yapan, hep ilginç şeylere tanık olunan mekânlardır. Oralarda çeşitli hikâyeler dinlenir, bazen aynı hikâyenin farklı kişilere farklı biçimlerde anlatıldığına şahit olunur, insan davranışları gözlenir, farklı karakterler ilk defa berber dükkânlarında dikkatlice izlenir. Yıllar yılı düzenli olarak gidilen bu dükkânlar, toplumdaki değişimlerin gözleneceği en uygun mekânlardır. Son yıllarda kendilerini 'kuaför', hatta 'hair dresser' gibi isimlerle tanımlayan berberler ve berber dükkânları hızla değişti. Bu değişim, sokaklardaki erkeklerin, özellikle gençlerin tarzına da yansıdı. Hangisi önce değişti, bunun cevabını vermek zor, fakat berberlerin bu değişimiyle birlikte Tanıl Bora'nın bahsettiği racon kesen sohbetler de yerini başka sohbetlere bıraktı. Berberler, belki de erkekliğin değil imajların yeniden üretildiği yerler haline geldi şimdilerde. Bu yönüyle berber dükkânlarının; sokakların, şehirlerin, kültürün değişiminin gözlenebileceği yerler olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Kitaptaki anlatılarda, berber dükkanlarındaki ilginç diyaloglara, absürt sahnelere bolca yer veriliyor. Yazılarda tıraşın incelikleri, raconu, berberle müşteri arasındaki adı konulmamış bağlılık, düzenli gidilen berberde koltuğa oturduktan sonra aynaya bakıp "Her zamanki gibi" demenin getirdiği huzur ve daha pek çok ayrıntı okunabilir. Kitapta berber dükkânlarının tarihi, edebiyattaki yerleri gibi incelemeler de yer alıyor. Bunların yanı sıra, kadınların gözünden berberlerin anlatıldığı yazılar da mevcut. Ayrıca kadın kuaförlerinin anlatılacağı yeni bir kitabın hazırlanmakta olduğu da belirtiliyor.
BİZE ULAŞIN