Samed Karagöz: Akademik yıllıklarda eleştiri konforu

Akademik yıllıklarda eleştiri konforu
Giriş Tarihi: 2.3.2016 14:28 Son Güncelleme: 15.3.2016 16:17
Samed Karagöz SAYI:22Mart 2016
Devletin kültürel ve sanatsal ifade üzerinde devam eden ‘sansür’lerini oldukça sert bir dille söyleyecek kadar ifade özgürlüğüne sahiplerken, nedir bu sansür diye sorulduğu zaman ortaya koyabilecekleri somut bir örnek yok elbette.

Bazı üçüncü sınıf roman yazarları köşelerinden 'kültürel iktidar şeysi' diye küçümseyerek inkâr etmeye çalışsa da Türkiye'de kültürel iktidar diye bir olgu var, bu kesin. Yıllardır kitlelerin, sınırları çizilmiş ideolojinin dışına çıkmaması için bütün imkânlarını kullanan bu soyut varlık, bazen 'ünlü' bir küratöre, Türkiye'nin dışında tanınan Türk sanatçılar sorulduğunda, bazen de bir üniversitenin 'Kültür Politikaları ve Yönetimi Merkezi'nin hazırladığı yıllıkla ortaya çıkıyor.

Her şeyin, bu zamana kadar hiç olmadığı şekilde rahat ve açık söylenebildiği bir ortamda akademinin konforuyla hazırlanan bu yıllıkların tam olarak ne söylediği ise muğlak. Şimdilerde, kültürel iktidar yoktur manasına gelecek cümleler kuran bir yazarımız daha birkaç yıl önce yazdığı ve çok satmayınca yayınevi değiştirdiği kitabıyla ilgili olarak, "Bir zamanlar gençlik heyecanıyla yazdığım Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları diye tuhaf bir roman vardı. Gençlik işte, aklım sıra kültürel iktidarla dalga geçip milleti kışkırtmak istemiştim" diye rahat bir şekilde yazabiliyor. 1973 doğumlu yazarımızın 40 yaşına kadar geçmeyen gençlik heyecanı son üç yılda geçirmiş anlaşılan. Kısa zamanda geçirilen bu 'büyük' değişimin mevcut konjonktürle ne kadar ilgili olduğu da ayrı bir merak konusu tabii.

Kevin Robins ve Burcu Yasemin Şeyben'in derlediği, Kültür Politikaları ve Yönetimi Araştırma Merkezi (KPY) 2014-2015 Yıllığı - Kültüre Müdahale isimli kitap Bilgi Üniversitesi Yayınları'ndan çıktı. Geçtiğimiz günlerde Can Yayınları'nca neşredilen Can Almanak isimli kitabın daha akademik dille yazılmış bir benzeri diyebilirim bu kitap için. Kitabın içindeki yazılardan bazı başlıkları aktardığımda ne demek istediğim biraz daha net anlaşılacaktır:

-Sinemada Devlet Desteği ve Sansür-Pelin Başaran
-Müşterekler Siyasetinin Dünü ve Gezi Direnişi Sonrasında Politik Potansiyelleri-Zeyno Pekünlü
-Günümüz Türkiye'sinde Çoğulculuğun Olanakları ve Eksik Yönleri: Çoğulculuk Işığında Gezi Parkı Protestoları-Cengiz Aktar
-Bir Projenin Başarısızlığı Aynasında Gezi Parkı-Vasıf Kortun
-Taraftarların Gezi'si: A.C.A.B., Anti-X ve Politizasyon-Tanıl Bora
-#occupylove-Rasim Erdem Avşar

Kitabın önsözüne göre "Türkiye'de devletin kültürel ve sanatsal ifade üzerindeki devam eden sansürü" söz konusuymuş. Ayrıca gene önsözde belirtildiğine göre "2015 yılının kuşkusuz en önemli konusu Ermeni Soykırımı'nın yüzüncü yılının dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de anılması" imiş. Ve "Egemen kültür mirası söylemini eleştiren kültürel miras çalışmaları çoğalıyor"muş.

Sondan başlarsak; demek ki Türkiye'de egemen kültürel miras diye bir şey söz konusu. Lafı bükerek 'egemen kültürel miras' dediği, bildiğimiz 'Kültürel İktidar'. Akıllıca bir manevrayla kültürel iktidar sözünün dominant karakterini biraz yumuşatıp, sol jargonla söyleyerek 'egemen kültürel miras' diyor fakat bunu derken farkında olmadan kabul ettiği şey de tam bu. Bu egemen kültürel miras hudayinabit olarak mı geldi Türkiye'ye? Bugüne kadar kim bunun sahibi idi? Bu sorular elbette ki es geçilerek asıl söylenmek istenen her zamanki gibi çarpıtılarak söyleniyor.

Ayrıca önsözde 2015'in en önemli konusunun 'Ermeni Soykırımı' olduğu dillendirilirken bu konu yıllıkta yazı olarak kendine yer bulamıyor, bunu da antrparantez söylemek gerekir. Kitabın tamamında bahsedildiği gibi 'baskıcı' bir hükümet varken, hükümetin ve devletin resmi politikasının dışında bu iddiayı kültür politikaları yıllığının önsözünde yazabilmek ise zaten sıradan bir şey.

Devletin kültürel ve sanatsal ifade üzerinde devam eden 'sansür'lerini oldukça sert bir dille söyleyecek kadar ifade özgürlüğüne sahiplerken, nedir bu sansür diye sorulduğu zaman ortaya koyabilecekleri somut bir örnek yok elbette. Beylik ve tumturaklı laflar söyleyerek 'akademik' bir yayın ortaya koymak, Türkiye'de üniversitelerin niçin bu halde olduğunu göstermeye yetiyor.

Haksızlık etmeyelim, kitabın önsözünü KPY 2015 Yıllık yayın kurulu ortaklaşa yazmış. Kimler var peki bu kurulda? Serhan Ada, Asu Aksoy, Christopher Gordon, Nina Obuljen Korzinek, Ferhat Özgür, Kevin Robins, Yasemin Şeyben, Deniz Ünsal, Mesut Varlık. Tabii ki yazıların sorumluluğu yazarına ait olduğu için ortaya çıkan bu garabetten ne derleyenlerin ne de yayınevinin bir sorumluluğu olur.

BİZE ULAŞIN