Lacivert Yazı İşleri: Makarna verdiler troll oldum!

Makarna verdiler troll oldum!
Giriş Tarihi: 30.4.2015 18:52 Son Güncelleme: 8.5.2015 11:56
Lacivert Yazı İşleri SAYI:13Mayıs 2015
Biz 100 yıldan fazladır kendimizi izah etmeye çalışıyoruz. Karşımızda ise 100 yıldır her tür gücü elinde tutan bir güruh var. Baskın karakterler. Mizah, tiyatro hepsi ellerinde. Fakat makul bir dilden anlamıyorlar. Bir anda kendilerine karşı mizahi bir dil oluşturunca şaşırdılar, buna hazırlıklı değillerdi. Hep onlar söyleyecek biz açıklayacağız, buna alışmışlar.
Son zamanların en çok konuşulan ve güldüren ünlü trolleri, diğer bir ifadeyle Twitter fenomenleri Ölüm Var Hacı, Ömerico Vespucci, Timar, Makarnacı ve Detroitli Kızıl'ı Lacivert'in yuvarlak masa sohbetine konuk ettik. Birbirleriyle nasıl tanıştıklarından espri yaparken otosansür uygulayıp uygulamadıklarına kadar pek çok şeyi sorduk. Mizahın tek taraflı ele alınmasına karşı çıkan fenomenler, Twitter'da mizahın kaostan beslendiğini de itiraf ediyorlar. Gezici gençliğin Atatürk'le alay edemediğini, saldırarak, küfrederek mizah yapmanın daha kolay olduğunu söylüyorlar.

Ak troll denenler sizler misiniz?

ÖVH: Hayır, biz eski trollerdeniz.

Hani Gezi'de bir anda ortaya çıkanlardan değil misiniz?

ÖVH: Hayır, bizim çok evvelden trollük vukuatlarımız var. Önce Atatürk ile ilgili tweetler atarak başlamıştık. Timar'la beraber ceza alacak mıyız diye yapıyorduk. Hatta hatırlarsınız, Atatürk bir 'caps'de bilgisayar başında, "İsmet, geçmişi nereden siliyorduk lan?" diyor. Bu capsler önce bizim cenahta yayıldı. İlk duyulan trollük hadisemiz ise şöyle oldu. 'TBMM'nin altında tünel açıyorlar, Atatürk'e ulaşacaklar' diye bir haber yaydık. Ve bu tweetleri olmayan bir habere dayandırdık. Haberin içinde Atatürk mermer bir yerde yatıyor filan diyor. Biz de bu haberle dalga geçiyorduk aslında. Ama bir hayli etki yaptı, Milletvekilleri çıkıp canlı yayında açıklama yaptı, sonra o gün 300 kadar kişi Anıtkabir'e yürüdü.

Ama isminiz daha ziyade Gezi sonrası dönemde duyuldu değil mi?

Timar: Biz Taksim'de Gezi zamanı gusül vaazı verdik. Bazı insanlar bunu o an anlayamadı, bazı insanlar bunun trollük olduğunu hiçbir zaman anlayamadı. İnsanlar çok korkmuştu, Taksim'i girilmez bir yer sanıyorlardı. Yurt dışında olan arkadaşlarımız ülke yanıyormuş diye bizi arıyorlardı. Biz de Taksim'e gittik, İhsan Eliaçık bir evvelki cuma, namaz kıldırmıştı. O hafta biz de gidip gusül vaazı verdik. Sonuçta TOMA var, su var, gusül neden olmasın dedik. Ne dediğimizi anlayınca 1000 kadar kişi bizi Kabataş'a kadar kovaladı.

ÖVH: Bu hafta cumayı biz kıldıracağız diye bir laf da çıkarmıştık. Herkes bizi antikapitalist zannetti. Sonuç olarak beş Müslüman genç, en alevli dönemlerinde Taksim'e gittik ve bir şey olmadı, biraz da insanlara bunu göstermek istedik.

Peki tanışıyor muydunuz hepiniz birbirinizle?

ÖVH:
Biz başlarda sadece Muvahhidzade ve Timar'la tanışıyorduk. Sonra zamanla tanıştık diğerleriyle.

Sizi ne bir araya getirdi peki? Mesajınız nedir, neyi değiştirmek istiyorsunuz?

Ömeriko: Biz 100 yıldan fazladır kendimizi izah etmeye çalışıyoruz. Karşımızda ise 100 yıldır her tür gücü elinde tutan bir güruh var. Baskın karakterler. Mizah, tiyatro hepsi ellerinde. Fakat makul bir dilden anlamıyorlar. Bir anda kendilerine karşı mizahi bir dil oluşturunca şaşırdılar, buna hazırlıklı değillerdi. Hep onlar söyleyecek biz açıklayacağız, buna alışmışlar.

Makarnacı: Evet, yani bir anda gusül vaazı gibi bir şey çıkınca karşılarına ne yapacaklarını bilemediler. Şaka mı gerçek mi?

ÖVH: Biz hep müdafaada kalmaya alışmışız.

Bu alanda nasıl bir fark oluşturdunuz?

Makarnacı: Bizden evvel mizah yapanlar vardı elbette. Belki bu derece dalga geçmiyorlardı. Bizim camia genellikle kaos durumlarında yapıcı olmaya çalışır.

ÖVH: Bizim yaptığımız daha ziyade anlık olaylara tepki vermek. Gündeme dair durum tespiti, durum mizahı.

Timar: Biz adeta kaostan besleniyoruz. :)

Türkiye'de kaosun olmadığı gün yok gibi.

Makarnacı: Malzeme var da bizde özgüven yoktu.

ÖVH: İçinde bulunduğumuz mecra ile ilgili başka sıkıntılar var, özgüven yetmiyor. Sonuçta bir kimliğin arkasında yazıyorsun, bir sene sonra o kimliği kullanmak isteyecek misin? Her şey çok hızlı değişiyor, bu alanda da var olmak kolay değil.

Timar: Ben mesela evde kendi kendime tweet atıyordum, fenomen olduğumu bilmiyordum, insanlar yazdıklarımı beğenmiş, benim bir fikrim yok.

Eskiden caps vardı, şimdi vine var. Bu trendleri kim belirliyor, yurt dışı ile etkileşim nasıl?

Ömeriko: Eskiden kırmızı şeritler vardı. 2010'dan sonra, şeritler arasına yazı yazılıyordu, sonra capse döndü.

ÖVH: Sanal alemde her trend çok hızlı yayılıyor, bir bakıyorsunuz içindesiniz.

Şu orantısız zekâları ile övülen, parlak Türkiye'nin harika geleceği Gezici gençlerin mizahı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Makarnacı: Komik bulduk, sloganik ve bayağı.

Ömeriko: Saldırarak ve muhalif olarak mizah yapmak çok kolay. Biz din üzerinden mizah yapmıyoruz, küfür etmiyoruz, arada aklıma bazı şeyler geliyor ama yazmıyorum.

Detroitli: Din üzerinden mizah yapmak için ille de din dışında olmaya gerek yok. Kendimizi eleştirdiğimiz çok oluyor, ninelerimiz, dedelerimiz bence malzeme bol.

Ömeriko: Ama bunu yaptığımız zaman mahalle baskısı daha fazla, yanlış anlaşılmaya müsait.

ÖVH: Ama Gezi'nin çocukları da Atatürk ile dalga geçemiyor. Bize dindar oldukları için mizah yapamıyor diyorlar, hâlbuki mizahı belli kalıba sokmuşsun ondan olmadığını düşünüyorsun. Twitter'a varana kadar Anadolu'da ne örnekler var.

Geçen gün Trabzon'da bir tabela gördüm, gideceğimiz yerin tabelası için '200 m. geride' yazıyordu, bu başlı başına çok komik bir şey.

Ömeriko: Bazen şöyle şeyler oluyor, hava durumu ile ilgili espri yapıyorum, insanlar tepki veriyor, hâlbuki orada niyet hava durumundan çıkan insan hallerini irdelemek.

Makarnacı: Mizahı cinsellik, küfür, muhaliflik gibi çizgilerle sınırlayınca diğer söylenenler olmamış gibi gözüküyor. Bu çok dayatmacı bir zihniyet.

ÖVH: Hani hep diyoruz ya bizim cenahta mizah dergileri satmıyor. Çizer az bir kere, düzenli dergi alıp okuma alışkanlığı yok. Belki de karikatür dergisi üzerinden mizah bizim yapımıza uygun değil. Espri yapamadığımız zamanlar da oluyor ama çizgi var, bir organizasyon eksikliği demek ki, sonuçta bu alanda da Asım Gültekin'in verdiği bir emek var.

Oturmayan konuda problem nedir peki?

Ömeriko: Bir nesilden diğer nesle bunu dert edecek, bir yerden bir yere getirecek insanlar olması gerekir. Biz çoğunlukla bu tarz konuları lüzumsuz bulduk. Bir pratiklik geliştiremedik.

Timar: Ustura dergisi ilgisizlikten kapandı diye biliyorum. Mizahi açıdan güçlü olduklarını biliyorum. Biraz şöyle bir durum var, 90'larda çok güçsüzdük, çaresizlik vardı, espriyi güçsüz olanlar yapar. Şimdi güç bizde ama bu sefer de şöyle bir durum var, çok fazla üzerimize geliniyor.

Güçsüzlük değil ama resmen elverişli bir ortam var. Toptan bir saldırı halindeyiz, bu da bize mizahi açıdan bir ivme kazandırıyor. Ama karikatür konusunda kendimizi geliştiremiyoruz.

Siz mizah alanlarına sadece politik açıdan mı bakıyorsunuz, yani bir kriz çıkar biz de algı oluştururuz?

Ömeriko: O kadar çok alanda yazıp çizdik ki, mesela bizim camiada bir türlü oturmayan kadın-erkek ilişkileri üzerine, evlilik mizahı yaptık. Hayatın her alanı üzerine söz söylüyoruz aslında, kendimizle de dalga geçiyoruz.

Makarnacı: Bazen çok ahlakçı takipçiler oluyor ve her şeye tepki veriyorlar. Her yazdığımızı gerçeklik gibi görüyorlar.

Twitter kapatıldığında ne yaptınız?

Timar: Twitter kapatılınca ben şöyle bir tweet attım: "Siz de her şeye muhalefet olmayın kardeşim. Biraz alttan alın ya. Adam sinirleniyor kapatıyor biz de arada kaynıyoruz."

ÖVH: Ben bi ara çok sevindim, mesaiye ara vermiş gibi.

Sık sık AK Parti ile arası iyi olan fenomenler için para aldıkları söyleniyor, siz güçlü olanı mı gözetiyorsunuz?

Makarnacı: Ben de ismimi buna göre koydum zaten. Bana makarna verdiler, troll oldum.

ÖVH: Ben hâlâ fakirim, para verdilerse bana gelmedi. :)

Detroitli: Bunu başka gençler yapınca devrimci çiçek çocuk oluyorlar, bizim çocuklar yapınca para almış oluyor. Sanki siyasi tercih yapmak suçmuş veya muhalif olanların siyasi tercihleri yokmuş gibi.

Ömeriko: Gerçi artık bize Ak troll diyen bir cemaatçiler kaldı, onların da mizah yeteneği çok gelişkin değil.

Makarnacı: Makarna, kömür nerede, ben orada. Budur yani.

Mizah dergilerinde uzun soluklu işlere, düzenli bir şeylere el atmayı düşünüyor musunuz?

ÖVH: Biz uzun metinde kötüyüz, düzenli olamayabiliriz.

Timar: Parti para veriyor ya, çalışıp ne yapalım?

Makarnacı: Zorunda olmak orijinalliği yitirmeye sebep oluyor, şu kadar saatte bu işi yapacaksın, zor bir şey.

ÖVH: Biz mizah dergilerinden birkaçına aklımıza espri gelince söyleme sözü verdik.

Görev bilinci bizi köreltir diyorsunuz yani?

ÖVH: Bizde çok anlık gelişiyor her şey. Bir gün At Pazarı'nda oturuyorduk, canımız sıkıldı, Süleyman Demirel öldü diye haber yaydık, başsağlığı diledik. NTV, CNN son dakika olarak girdi haberi. Ölmediğine dair açıklama yapıldı sonra. Bunlar çok anlık şeyler.

Bu tarz trollükler Twitter'ın inandırıcılığını öldürdü ama Gezi zamanı tankın üzerinden geçtiği kızın görüntüsü gerçek ve saygın isimler tarafından RT edilmişti, bugün inanan olur mu bunlara?

Timar: Şu an yapsak kimse inanmaz tabii.

ÖVH: Ama biz Twitter'da bir tek böyle şeyler yapmıyoruz. Mesela o Rabia işaretini biz çizdik. Sarı siyah olan. Miting organizasyonuna ve insanların bilinçlenmesine sebep olduk, hatta Müslüman kardeşler bizimle iletişim kurdu. Sonra Zekeriya Öz hakkımızda dava açtı, devletin kaynağını terörist gruplara kullandırıyormuşuz diye.

Yok canım, Zekeriya Öz de sizi mi trollemiş?

ÖVH: Yok, maalesef bu gerçek.

Mizah yapamadığınız alanları söylediniz, o alanlar neler?

Timar: Somali üzerine mizah yapamazsınız mesela. Ciddi meselelerde ciddi tweetler atıyoruz. Ben Charlie Hebdo'da çok sinirlendim, tweet atamadım.

ÖVH: Ben kaosu seviyorum. Küfür etmeden girişiyoruz bazen. Bazen bize mention atıyorlar, onu kim yapıyorsa tepki alacağını bile bile yapıyor. O tarz durumlarda birimiz RT yapıyor, diğerlerimiz de konuya giriyor.

Ömeriko: Bilinip tanındıkça birileri bizden fikir önderi gibi davranmamızı bekliyor. Yok o öyle değil, bu böyle olmaz, toplumu yönlendirdiğimiz düşünülüyor.

Tabii Detroitli Kızıl'ın Ekşi Sözlük'ten beri gelen bir otoritesi var, biraz daha kıdemli sayılır, sen hangi alanlardasın, tepki alıyor musun?

Detroitli: Beni biraz kabullendiler galiba, Kemalist trollerle çok dalga geçiyorum ben, rahat rahat yazıyorum, bir şey de olmuyor.

Otosansür var mı?

Ömeriko: Benim kendi vicdanım var. Ama gelenekçi gruba da çok tepki vermem.

Timar: Elalem ne der diye düşünmem. Ben zaten Çin'den geldim, cemaatte idim eskiden, sonra bir anda ortada kaldım, bazı şeyleri atlamışım. Mesela bir kere İsmailağa cemaatinin ismiyle dalga geçtim, pide salonu ismine benziyor diye. İsmailağa cemaatinin etkinliğinden haberim yoktu, böylece öğrenmiş oldum.

AK Parti'yi eleştiriyor musunuz?

Ömeriko: Biz dönemsel tepkiler vermiyoruz, reisi seviyoruz ama AK Parti saçmalarsa onu da eleştiririz.

ÖVH: Bazen AK Partililerden de tepki aldığımız oluyor, karşıt diye. Biz kuru kuruya muhalif olmayı uygun bulmuyoruz. Eğer biri eleştirecekse benim eleştirmem daha doğru değil mi, en azından düşmanca davranmıyorum. Beni dikkate almak daha önemli olur.

Timar: Bence biz her türlü takılıyoruz. Genellikle dinî konularda tepki alıyorum, siyasi meselelerde her şeyi yaptığım oldu, Erdoğan capsleri de yaptım.

Çok teşekkür ederiz.
BİZE ULAŞIN