Birol Biçer: Dünyadan portreler/ haberler

Dünyadan portreler/ haberler
Giriş Tarihi: 9.8.2018 12:37 Son Güncelleme: 11.8.2018 11:17

Muhammed el-Hatib: Mülteci kampında kurduğu müzeyle Filistin'in hatırasını yaşatıyor

Anne ve babası Muhammed el-Hatib'i Lübnan'da sınırın öte tarafına ilk defa götürdüğünde henüz altı aylık bir bebekti. O zaman takvimler 14 Mayıs 1948'i gösteriyordu; Irak, Ürdün, Mısır ve Suriye birlikte İsrail'e savaş açmıştı ve onun ailesi gibi yüz binlerce Filistinli evlerini, köylerini bırakıp canlarını kurtarmak için kaçıyorlar ama kısa süre sonra geri döneceklerini umuyorlardı. Aradan 70 yıl geçti ve çoğu geri dönemedi. El-Hatib de bunlar arasındaydı ve 70 yaşına kadar Lübnan'da kaldı. Köyünü asla göremeyen el-Hatib'in de sürgüne giden 12 milyon Filistinlinin 5 milyonu gibi ülkesine dair bir hatırası bile olamadı ve ailesinin anlattığı anılarla yetindi. El-Hatib bu boşluğu, Beyrut'taki Şatila Mülteci Kampı'ndaki evini bir Filistin müzesine çevirerek doldurdu. 2005'te Filistinlilerden topladığı eşyalarla Hatıralar Müzesi'ne dönüştürdüğü eviyle, mültecilerin memleket hasretini kısmen de olsa gidermeye çalışıyor.

Rebacca Sharrock: Hiçbir şeyi unutmayan hafıza

"Bu ânı asla unutmayacağım" dediği zaman yalan söylemeyen çok az kişi var. Bunların başında Rebecca Sharrock geliyor. Çünkü o yaşadığı hiçbir ânı unutmuyor. Sebebi onda HSAM yani üstün otobiyografik hafıza denilen bir özellik olması. Rebecca Sharrock 7 milyar insan içinde bu özelliğe sahip 80 kişiden biri. 28 yaşındaki Brisbane'li Sharrock daha 12 günlük bebekliğinden itibaren hayatının hemen hemen tüm anlarını detaylı bir şekilde hatırlıyor daha doğrusu öyle bir hafızası var ki unutamıyor. Buna gördüğü rüyalar da dâhil. Kendi hayatını kitap haline getirmek üzere Hayatım Bir Yapboz adlı bir kitap yazmaya başlayan Sharrock, bu kitabın çok uzun olacağını söylüyor. Üstün otobiyografik hafıza Sharrock gibi insanlara hatırı sayılır bir avantaj sağlıyor. Örneğin Sharrock çok sevdiği Harry Potter romanlarının yedisini de ezbere okuyabiliyor. Ancak Sharrock'un unutamadığı detaylar sadece iyi anılardan ibaret değil.

Angela Sartin-Hartung: Hafıza kaybının geri getirdiği aşk

Güçlü bir hafızaya sahip olmanın en önemli faydalarından biri de, geçmişten ders alarak aynı hataya bir daha düşmemektir herhalde. Oklahoma'da yaşayan Angela Sartin-Hartung'un başına gelen bunun net bir örneği. 2000'lerin başında ilk kocasından boşanıp Jeff Hartung ile evlenen Angela Sartin-Hartung'a 2013 yılında bir polis otomobili çarptı. Angela beyin sarsıntısı geçirmesine ve komaya girmesine yol açan bu kazadan kurtulsa da hafızasını büyük ölçüde kaybetti. Üstelik uyandığında 1998'de boşandığı kocası ile evli olduğunu sanıyor ve asıl ailesini hiç hatırlamıyordu. Zamanla durumunu kabullenen Angela için bu hafıza kaybı aynı zamanda aşkı yeniden yaşaması adına ikinci bir lütuf oldu. Son beş yıllık süreçte kocası Jeff'e yeniden âşık olan 55 yaşındaki Angela, şu günlerde Jeff ile ikinci düğünlerinin planlarını yapıyor.

FİLİSTİN - Filistin'in tehdit altındaki hafızası

Filistinliler bir yandan topraklarını ve kimliklerini kurtarmanın mücadelesini verirken bir yandan da kültürel hafızalarını korumaya çalışıyorlar. Kültürel mirası ve hafızayı korumaya çalışan kurumların başında ise el-Revak geliyor. İşe Filistin topraklarındaki tarihi yapıların kaydını tutmakla başlayan el-Revak, 2006 yılında tamamladığı çalışmalara kadar 50 bin yapıyı kayıtlara geçirmeyi başardı. El-Revak'ın başkanı mimar Haldun Bişara bu mücadeleyi şöyle anlatıyor: "Yapıların yarıdan fazlası yıkım tehdidi altındaydı. Yapıtları kaydedemezsek ve kalan mirası koruyamazsak gelecek kuşaklara da bunları nakledemeyeceğimizi düşünüyorlardı." Filistin'in kültürel mirasını korumak isteyen el-Revak, kayıt işinden sonra binaları ve köyleri restorasyona başladı. Aynı amaca hizmet eden bir diğer kuruluş ise Kudüs'teki Filistinlilerin kurduğu ve şehirdeki tarihi binaları korumaya çalışan Grassroots Jerusalem adlı topluluk. Filistin'in kültürel varlığını kurtarmayı hedefleyen bir diğer proje ise Filistin Müzesi. İki yıl önce Batı Şeria'da Bir-Zeyt'te açılan bu müzenin amacı da İsrail işgalleri ile yok edilen Filistin kültürünü hem milli hem uluslararası açıdan dinamik bir şekilde desteklemek. Kurumun Palestinian Journey adlı interaktif internet platformu da 1750'den beri Filistinlilerin hayatlarına dair arşiv belgelerini toplayarak aynı amaca hizmet ediyor.

KANADA - Kanadalı vatandaşların hafızasını silme deneyi

Montreal şu sıralar 50 yıl önce gerçekleştirilen gizli bir deneyin yankılarıyla çalkalanıyor. Konu, yarım asır önce 10 yıl boyunca Kanada otoritelerinin kontrolü altındaki bir psikiyatri kliniğinde tedaviye gelen Kanadalı vatandaşlar üzerinde haber vermeden ve CIA hesabına gerçekleştirilen hafıza silme deneyleri. Çok sonraları ortaya çıkan bu gizli ve yasadışı programa göre psikiyatrik tedavi gören yüzlerce Kanadalı 1950-60 yılları arasında Montreal Allan Memorial Enstitüsü'nde insanlık dışı gizli bir deneye tabi tutuldular. Bu deney hastaların beynini daha sonra yönlendirme ve yeniden programlamayı hedefleyen hafızalarını silmeye yönelik bir beyin yıkama programıydı. Yasa dışı deney doğrultusunda günler hatta haftalar boyunca halüsinojen ilaç ve uyuşturuculara, uzun uyutma seanslarına, bilinçaltına yönelik mesajlara ve elektroşoklara tabi tutulan hastalar aslında Dr. Ewen Cameron adlı psikiyatristin yönetiminde CIA tarafından geliştirilen MK-Ultra beyin yıkama programının kobayları olduklarını yıllar sonra yapılan anketler sayesinde öğrendiler. Bu deneylerin yıkıcı sonuçlarını yıllarca yaşayan hastalar ve yakınlarından oluşan bir topluluk şimdi işin hesabının sorulması için mücadele ediyor.

İSRAİL - "Trump" adını almayı düşünen Kudüslü futbol takımı

Amerika'da bir siyasetçiye açıkça yakın durmak, hele hele toplumu ve dünyayı kutuplaştıran Donald Trump gibi bir politikacıyı kucaklamak taraftar zeminini kaybetme korkusuyla spor kulüplerinin kaçındığı bir durum. Ancak İsrail ve Kudüs'te bunu bir şeref sayanlar da var. Örneğin İsrail tarafından işgal edilen ve şimdi de tüm uluslararası kural ve anlaşmaları çiğneyerek İsrail'in başkenti ilan edilen Kudüs'ün İsrail Futbol Birinci Ligi'nde oynayan Beitar Jerusalem futbol kulübü yakında adına "Trump" ibaresini ekleyecek kadar bu konuda ileri gidebilir. ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan eden kararını tanıması, kulüp yöneticileri ve taraftarını o denli mest etti ki, yaptıkları açıklamada Beitar "Trump" Jerusalem adını almaktan büyük memnuniyet duyacaklarını açıkladılar. Benyamin Netahyahu'nun partisi Likud ile sıkı bağlantıları bulunan kulübün 1923'te kurulan Siyonist revizyonist Beitar Hareketi'nden adını aldığı ve kurucularının çoğunun Filistinlilere karşı katliamları organize eden yasadışı milis grubu İrgun mensubu olduğu düşünüldüğünde spor federasyonlarının da Siyonist politik eğilimlere göre teşkilatlandığı bir ülkede böyle bir karara şaşırmamak gerek.

ABD- Tehdit ya da terörist değil; Müslüman bir kadın kahraman!

Nihayet uzun bir aradan sonra Hollywood, Müslüman bir karakterin kötü kişi olmadığı ya da tehdit teşkil etmediği, tersine kahramanı oynadığı yüksek bütçeli bir film yapmayı göze aldı: Ms. Marvel ya da asıl adıyla Kamala Khan. Birkaç yıl önce Müslüman bir çizgi roman kahramanı olarak Kamala Khan'ı lanse eden Marvel Comics, çizgi romanın başarısından sonra şimdi bu süper kahramanı filme uyarlama kararı aldı. 16 yaşında Pakistanlı bir göçmen ailenin kızı olan ve tesettürlü olmamakla birlikte zamane genci bir Müslüman kimliğiyle çizgi roman dünyasına sıra dışı bir karakter olarak katılan Kamala Khan'ı konu alan filmin çok şaşırtıcı olacağını kestirmek şimdiden mümkün. Zira Hollywood yapımlarının seyircileri uzun bir aradan sonra ilk defa toplumu tehdit eden bir terörist ya da onun karısını değil, kimlik sorunları da yaşayan ancak insanları kurtarmayı seçen Müslüman bir genç kızı görecekler gelecek yıl beyaz perdede.

BİZE ULAŞIN