Birol Biçer: Arap Baharı’nda isyan silahlarından biri de kadın bedeniydi

Arap Baharı’nda isyan silahlarından biri de kadın bedeniydi
Giriş Tarihi: 1.4.2015 15:03 Son Güncelleme: 1.4.2015 15:09
Birol Biçer SAYI:12Nisan 2015
Arap Baharı denilen ancak şimdi kara kışa dönen Ortadoğu ve Kuzey Afrika hareketlerinde önemli yer edinen vakalardan biri de kadın hareketleriydi. Kadınlar bu dönemin hazırlayıcısı olan süreçten itibaren toplumsal alanda ve sosyal medyada önemli bir görünürlük kazandılar. Rejimlerinin despotik uygulamalarına karşı çıkanlar arasında 'kadınlar' önemliydi. Mısır'daki gösterilerde bakirelik kontrolü yapan askerlere ilk karşı çıkan Samira İbrahim'i İran'dan Tunus'a, Suriye'ye kadar örnek alan benzerleri çıktı. Sosyolog Nadia Leila Assaoui'ye göre Arap dünyasındaki bu hareketler yeni bir kadın direnişi türünün ortaya çıkışına sahne oldu. Assaoui'ye göre bu direnişin bayrağı 'beden', daha doğrusu kadınların kendi bedenleri oldu. Aynı hareketlerde "Bedenim bana aittir, kimsenin namusu değildir" gibi sloganlarla kadınların bedenleri üzerinden özgürlük ve totaliter uygulamalara kafa tutmalarına şahit olundu. Bunun nedenini şöyle açıklıyor Assaoui: "Arap dünyasında kadının kontrolü hep 'beden'den geçti. Örtülü, saklı, bakire ya da doğurgan… Bu vasıflar üzerinden kadın bedeni de politik ve ideolojik çatışmaların alanı oldu. Kadınlara yönelik mevzuat çoğunlukla onları ve bedenlerini hâkim düzenin hizmetindeki objeler olarak görme eğilimindeydi. İşte bu nedenle bazıları kendilerine karşı psikolojik, fiziki ve kurumsal şiddet üreten bu ataerkil düzene karşı bedenlerini silah olarak kullandılar." Bu tavır aslında daha 60'larda Batı'da başlamış bir tavırdı ancak Arap Baharı'nda Arap kadınları için bir ilk oldu.
BİZE ULAŞIN