YALNIZLIK ZEKÂSI

Leyla İpekçi 08 Aralık 2025, Pazartesi

İster elinizdeki tablete veya telefona dalıp kalabalıklar içinde yalnızmışsınız hissiyle kahvenizi çayınızı yudumlayın. İster evinizde ekran karşısında tek başınıza kalma ihtiyacıyla ayaklarınızı sehpaya uzatıp gevşeyerek zihninizi boşaltmaya çalışın. Kitapla, filmle veya çeşitli kişisel gelişim terapileriyle, farkındalık yöntemleriyle vücudunuzun faydası için yalnızlıkla kalabalığı dengeye getirmeye filan çalışın. Hiç fark etmez.

Bu kişisel faydacılık ihtiyacına yalnızlık denilemez. Aksine. Buna olsa olsa yalnız kalamamak denir. Zaten gerçek yalnızlık, Yunusça "garip" ifadesiyle belirtilen, "piyasa malı" olmayan bir yalnızlıktır ki, konumuz bu değil.

Toplumsal davranış kalıplarından ve bize yansıyan ruh hallerinden dem vururken öncelikle şunu vurgulayalım: Acizane, gerçek olmak öyle basit bir çaba değil, niyet ve samimiyetle gelen zorlu bir kabiliyet. Hatta bir tür birikim. Bana soracak olursanız, kitap okumakla gelen küçük yalnızlık da iyidir. Bu tekil eylem, kişiyi kendine yaklaştırır. Ama bu da yetmez.

Elimizden geldiğince gerçek olmaya çalışarak biraz daha açalım: Ne kalabalıklar içinde ne de tek başımıza iken eğer elimizde tablet varsa asla yalnız değiliz.

Kendi kendine yetebilmek
Yalnız kalabilmek kendi kendine yetebilme zekâsıdır. Kalabalıkta veya tenhada. Mesaili her çalışmada, işçilik veya memuriyette, gönüllü işlerde, imece usulüyle üretimde veya ekip işlerinde... Ne yaparsak yapalım; eğer yalnızlığı bir kişisel yetersizlik gibi algılıyorsak, gerçek olabilme şevkiyle o saf ve katmanlı niyette değiliz demektir.

Zaten bugün bir toplumsal davranış olarak kitap okuma ihtiyacı giderek azalıyorsa; yalnız kalıp kendine yaklaşma becerisini geliştirmenin
kıymetini unutmakta olduğumuzdandır.

Bunun sonucu olarak bize kalan "toplumsal yalnızlık"tan başka bir şey değil. Böyle kameralar önünde sergilenen bir tür "podyum yalnızlığı" ile aksine daha çok yalnızlık çekiliyor. Daha çok tatminsiz hale geliniyor.

Bunca gürültülü kalabalıklar ve gündemler içinde eğer yalnız kalmayı sığınılacak bir liman gibi görme ihtiyacındaysak; en fazla -Instagram detoksu, cep telefonu dinlendirmesi gibi kendimizi oyalama yöntemleriyle- geçici bir tatmin duygusu yaşıyoruz.

Çünkü gayet iyi biliyoruz ki bu ihtiyaç giderilince yeniden kaldığımız yerden o curcunaya dalmak durumundayız. Kısacası: Yalnızlığı da ekran karşısında bir tür kalabalıklar içinde, bir tür gösterişle yaşıyoruz. Burada kastettiğim yalnızlık zekâsının bunlarla da ilgisi yok.

Oyalanmak, gevşemek, nefsini eğlendirmek elbet gürültülü hayatta farzdır ve elbet başlangıç noktası bu da olabilir. Ama bizi yalnızlık içinde bir bütün halinde tutarak, kendimize yeterli kılacak olan yalnızlıktan kastım şu: Üretmek, hayatı ve dünyayı dönüştürmek, kendi şahsi katkını insanlığa fayda için genişletmek gibi bir "birlik içinde biriciklik" üslubundan bahsediyorum. Bir tür kendi kendine yetme halinden. Her an, her yerde.

Gerçek olma çabası
Bu gerçekleşirse, kendi iç aleminin derinliklerini kazıya kazıya (ister tabletle, ister nefes egzersizi, türlü ibadet veya zikirle, isterse de üreterek vesaire olsun) dipteki inciyi çıkarabilme imkanına kavuşuruz. Kalabalıkta yalnız olmuşuz veya yalnız başınayken çok kalabalık olmuşuz; hepsi bir olur. Bütün kuru gürültülülerin veya rengarenk kalabalıkların, bütün kurgulanmış gündemlerin tamamı artık ağyar değil yâr olur. İndimizde bir yansıması olduğunun bilinciyle. Artık içimizde koca bir alem taşıyoruz demektir.

Vahdette kesret ya da kesrette vahdet misali. Neresinden yakarsak ya da ne kadarıyla yanarsak.

Toparlayalım: Bu katmanlı ama sade, saf niyetimiz "kendimizle kesintisiz iletişim" haline gelirse (enfüste ve afakta) kendimize yeterli halde yaşayabiliriz. Ve asıl olarak kendimizden nice suretler, sıfatlar, fiiller çıkarabiliriz. İnsanlık için bu dönüştürme hali mesela sanat eserlerini ortaya çıkarır.

Gençliğimde "sanat toplum için mi, sanat için mi" gibi çok yüzeysel bir tartışma vardı. Kişi niyet ederse kendinden değil bir toplumu, tüm insanlığı çıkarabilir. İçindeki evrenselliği en yerel özelliklerle de yakalayabilir. Gerçek olma çabasının kodları işte buralarda gizli.

Bunu yapabildiğimiz ölçüde piyasadaki güncel dalgalar veya bakışlarla yalnızlık zekâmızdan sınırsız ve sonsuz âlemler çıkıyor, çıkar. Bu zekâ, nasıl bir üretime ve paylaşıma dönüşürse dönüşsün, gerçeğin anlamını da o kadar çoğaltmış oluruz.

İşte bu "çoklukta birlik" haline saf niyetle yaklaştıkça tabletle de ibadet edilebilir, kafelerde "tek başımayım ama yalnız değilim" görüntüsüyle de. Kişi, yeter ki kendi kitabını okuyacak bir yalnızlık zekâsına dokunsun.

Benzer Haberler

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.