SORUN NEDİR VE HER SORUN ÇÖZÜLÜR MÜ?

Saliha Erdim 02 Aralık 2025, Salı

Sorun; insanın duygularını ve davranışlarını etkileyerek işlevselliğini bozan ve sürecin normal akışını aksatan her şeydir diyebiliriz. Kimi sorunlar vardır kalıcıdır, kimleri de vardır geçicidir. Aslında pek çok sorun (tedavisi olmayan ya da tedavi olunmayan hastalıklar hariç) başlangıçta sıkıntı halindeyken ihmal edilmiş, yanlış yaklaşılmış ve bu yüzden soruna dönüşmüştür. Yani sorun, ihmal edilmiş sıkıntıların büyümüş ve gelişmiş halidir diyebiliriz. Bazen, bizim sorun olarak görüp değişmesi gerektiğini düşündüğümüz, fakat aslında normal olan ve bizim algımızı değiştirmemiz gereken durumlarda, muhatabımızı değişim için zorlamak da sorun yaratabilir.

Sorunların da dili vardır

İhtiyacı giderilmeyen organizma sıkıntı üretir ve bunu kendi diliyle ifade eder. Her iyi oluşun bir dili olduğu gibi, sorunların da bir dili vardır. Eğer muhatabımızda huzursuzluk ve normalde görülmeyen tepkiler görülmeye başlanmışsa bu, "yolunda gitmeyen bir şeyler var" demektir. Mesela, başı ağrıyan birisi ağrı kesici aldığında ağrısı geçer. Ancak kişi ağrısı oldukça ilaç almaya devam ederse, ağrı geçer fakat ağrının sebebi de büyümeye devam eder. Görme kusuru, migren, sinüzit, stres, tümör ya da başka bir sebeple baş ağrıyabilir.

Her belirti bir işarettir ve bize ağrının kaynağını bulabilmemiz için yol göstericidir. Semptomlar yok edildikçe, mikroplara alan açılmış olur, çoğalır ve yayılırlar. Giderek ağrı kesici ile durdurulamayan ağrılar başlar ve neticede Allah korusun ciddi bir hastalık tablosu ortaya çıkabilir. Tıpkı bu durum gibi, biz anne babalar çocuklarımızın ya da eşimizin bizim davranışlarımıza verdiği tepkileri bastırarak yok sayarsak, rahatsızlığın giderek büyümesine sebep olabiliriz. Çünkü bastırılan tepkiler, bir zaman sonra problemli davranışlar olarak karşımıza çıkma riski taşırlar.

Diyelim ki şu anda baş etmeye çalıştığımız bir sorun var ve önceden bize ufak ufak kendisini belli etti fakat biz ciddiye almadık. "Aza sormuşlar: 'nereye?', 'çoğun yanına' demiş" atasözünde ifade edildiği gibi, biz de az olan sıkıntıyı çözmeyip ihmal edersek sıkıntı giderek artacaktır. İnsan yanlışını görmeye ve düzeltmeye çabalamadığında; gözleri karşısındakine kayar ve onda ne varsa onu görür. Biz de sürekli olarak olmayanı ve yapılamayanı görüp şikâyet edersek, bu karşımızdaki insanı beğenmediğimiz ve yetersiz gördüğümüz algısını oluşturur.

Kendisini beceriksiz, başarısız hisseden ve sürekli eleştirilen birinin daha iyisini yapmasını beklemek hayaldir. Çünkü iş yaparken yine beğenilmeyeceğini düşünen birisinin daha iyisini yapma isteğinden ziyade, eli ayağı birbirine dolanacak ve hata yapmaya daha müsait hale gelecektir.

Bize yanlış gelen her zaman yanlış değildir


Eşyanın oluş ve bozuluş kanunları olduğu gibi, insanın da oluş ve bozuluş kanunları vardır. Oluş kanunları devrede değilse, sistem bozulmaya başlar. İyi söz muhatabın iyi hissetmesine ve bize güzel bir şekilde karşılık vermesine yardımcı olur. Amacımız hem iyi hissettirmek hem de ne olması gerektiği konusunda yardımcı olmaksa, uygun bir dille konuşmak şarttır. Bazen de bize yanlış gelen şey, sadece bizim bakış açımızdan
öyle görünüyor olabilir. Oysa o işi yapan için ancak o mümkün olabilmiştir.

Bize yanlış gelen şey her zaman yanlış değildir. Doğru bile söylemiş olsak, muhatabımızın o esnada o yaptığı işi yapması daha uygun olabilir. Öyleyse her yanlış dediğimiz yanlış olmayabilir, bizim daha uygun dediğimiz de uygun olmayabilir. Bu yüzden, "Doğrusu benim dediğim gibidir" tarzında bir ifade kullanmamak hem mahcup olmamamız hem de yanlış yönlendirmememiz açısından daha uygun olabilir.

İnsan özenli davranmaya değer

İnsanlar arası ilişkilerde yaşadıklarımızdan dolayı oluşan duygular, davranışlarımızı büyük ölçüde etkiler. Dilimiz üslubumuz ve ifadelerimiz eğitilmemişse, kırıcı ve incitici olma riski taşırlar. Başlangıçta ufak gibi görünen huzursuzluklar ve iletişim çatışmaları gittikçe derinleşmeye ve yaralayıcı olmaya başlar. Bu da kopmanın bir önceki basamağıdır. Eğer başlangıçta muhatabımızın tepkilerini doğru okusaydık ve kedimizi düzeltseydik, iletişim bu kadar yara almayacaktı.

Bazen de biz doğru davranmışızdır fakat o esnada yer ve zamanı doğru olmayabilir. İşte tam da burada semptomları doğru okumak çok önemlidir çünkü en ufak belirti bile ihmal edilirse bu daha sonra büyük bir soruna dönüşebilir. Bu yüzden insan özenli davranmaya değer. Ondan da önemlisi
"ben buna değerim" demeliyiz. Karşımızdaki kim olursa olsun, insanın hatırının âlî olduğuna inananlarımız için özenli davranış kaçınılmazdır.

İnsanları kırmaktan çekinmeyenler haklı oldukları varsayımı ile incitmeye devam edebilirler. Fakat bilmeliyiz ki, ne kadar haklı olursak olalım gönül kırmaya devam ediliyorsak orada patlama öncesi birikme başlamış demektir.

Giderek insanın sevgisi, muhabbet isteği, şefkat ve merhameti ve dayanma gücü tükenmeye başlayacaktır. Bu durum ümitsizlik noktasına kadar ilerlerse, çoğunlukla ya birbirlerine karşı soğuk bir hayata devam edilecektir ya da kopma ile neticelenecektir. Bu da ne yazık ki, muhatabımızın neden öyle davrandığını ve nasıl bir muameleye ihtiyaç duyduğunu bilmeden davranmanın trajik bir sonucudur.

Her sorun çözülür mü?
Her sorun çözülemez. Bazen bazı sorunların çözülemeyeceğini bilmek, bazen de benim kendimi değiştirebilmem bir çözümdür. İnsanlar arasındaki ilişkilerde bizi zorlayan söz, tutum ve davranışlar, kimi zaman muhatabımızın yaptığının doğruluğuna inanmasıyla, kimi zaman da değiştiremediği için devam eden bir imtihanına dönüşebilir. Ne söylersek söyleyelim yaşından ya da sabit fikirli olmasından dolayı ulaşamadığımız insanlar da olacaktır.

Burada bizim iyiliğimizin karşımızdakinin değişimine göre olmaması, hem kendimizi hem de muhatabımızı koruyacak doğru ve stratejik bir yaklaşım biçimi olacaktır. Bu bizim insanları olduğu gibi kabul edip doğru davranmaya devam etmemize, kendimizi geliştirmemize ve duruşumuzu korumamıza, aynı zamanda da Allah katında mükâfat kazanmamıza vesile olacaktır. Herkes yapıp ettiklerinden sorumlu olacağı için, "Yaptığım ona fakat Allah için yaptım" anlayışı, ciddi bir koruyucu kalkan niteliğinde olacaktır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.