Serkan Akkoyun: Düşünen sporcu | Mayıs 2018

Düşünen sporcu | Mayıs 2018
Giriş Tarihi: 16.5.2018 15:24 Son Güncelleme: 16.5.2018 15:25
Ronaldo ve arkadaşları kale ve gol olmayan bir futbol icat etmişlerdi. Herhangi bir araba geçene kadar ayağında top olanın herkesi çalımladığı, topu kapanın da aynı şekilde devam ettirdiği bir futbol türü. Ancak araba geldiğinde durmak zorundalardı; yoksa ezilebilirdi.

Portekizli futbolcu Carlos Martins'in oğluna "aplastic anemia" teşhisi konduğunda yardımına koşan ilk kişi, milli takımdan arkadaşı Cristiano Ronaldo oldu. Ölümcül bir kemik iliği hastalığı ile mücadele etmek zorunda kalan küçük çocuğu, bütün imkânlarını seferber ederek Portekiz'in en önemli hastanesine yatırdı ve başta kendisi olmak üzere bütün Portekiz'i kemik iliği bağışı için seferber etti. Günler boyunca sosyal medya hesaplarından mesajlar atan, ilik ve kan bağışı için kampanyalar düzenleyen Ronaldo sayesinde, Carlos Martins'in oğluna uygun donör bulundu ve ufaklık hayata tutunmayı başardı.

Ronaldo, Carlos Martins'e ve ailesine arkadaşı olduğu için yardım etmedi. Onun hayattaki en büyük motivasyonlarından bir tanesi insanların, özellikle de çocukların yardımına koşmak. Bunun için ne coğrafya ne ırk ne din ne de renk ayrımı yapıyor. Kapısını çalan kimseyi geri çevirmiyor, hele çocuklar söz konusu ise eli oldukça açık. Milyon avroluk sözleşmelere imza atmaya başladığı 2000'lerin ilk yıllarından günümüze kadar yaptığı maddi yardımlar 10 milyon avroya yaklaştı. Peki neden böyle? Dünyanın en çok para kazanan sporcularından birisi. Hayatında lüks diyebileceği hiçbir şey yok; onun normallerine ancak bizler lüks diyebiliriz. Şöhret, saygı, popülerlik, sağlıklı bir beden... Bütün bu ışıltıların arasında Ronaldo, neden elini alnına siper edip kısık gözlerle yardıma muhtaç çocukları arıyor? Bunun için birkaç yıl geriye gidelim. 1980'lerin sonuna Portekiz'e…

Ailesinin sevgili çocuğu

Ronaldo, Portekiz'in Madeira Adası'nda, başkent Funchal'ın en yoksul mahallelerinden birinde doğup büyüdü. Annesi aşçı, babası ise Andorinha adlı yerel takımın malzemecisiydi. Ronaldo'nun yapmaktan en çok keyif aldığı şey sokakta futbol oynamaktı ancak burada kastedilen sokak, arabaların gelip geçtiği gerçek bir sokaktı. Ronaldo ve arkadaşları kale ve gol olmayan bir futbol icat etmişlerdi. Herhangi bir araba geçene kadar ayağında top olanın herkesi çalımladığı, topu kapanın da aynı şekilde devam ettirdiği bir futbol türü. Ancak araba geldiğinde durmak zorundalardı; yoksa ezilebilirlerdi. İşte bu yüzden baba Ronaldo da daha güvenilir bir şekilde futbol oynamasını sağlamak için çalıştığı kulübün altyapısına götürdü oğlunu. Ronaldo yıllar sonra adının verileceği Androhina Futbol Akademisi'ne adım attığında henüz 6-7 yaşlarındaydı. Çelimsiz, sıska, ufak tefek bir çocuktu ama futboldan başka bir şey düşünmüyordu. Oyuna karşı olan bu karşılıksız tutkusu yetenekleriyle birleşince kısa sürede akademinin en dikkat çeken çocuğu olmayı başardı. Babası saha kenarında her maçını izliyor ve eve geldiğinde büyük bir heyecanla; "Cristiano bugün gol attı" diye karısı ve kızlarına anlatıyordu ancak bu durum evin kadınlarının pek ilgisini çekmiyordu. Bir başka gün iki gol attı küçük Ronaldo. Evde yine heyecan yaratmadı. Sonra üç gol attı ama nafile. Annesi ve kız kardeşleri için futbol hiçbir şey ifade etmiyordu.

Ronaldo artık durumu kabullenmişken, bir gün saha kenarına baktı ve bütün ailesini tribünde otururken gördü. Anne ve babası, yanlarında da kardeşleri… İşte o günü hayatı boyunca unutmadı. Futbolcu olmaya, dünyanın en iyisi olmaya o gün karar verdi. Aradan geçen onlarca yıla rağmen o günkü duygularını hep içinde sakladı ve bu sayede dünyanın en iyisi oldu. İşte Ronaldo'nun çocuklara karşı olan ilgisinin altında yatan hikâye buydu; her aile çocuğu ile gurur duymalı ve her çocuk ailesinin sevgisini hissetmeliydi. Bu yüzden çocuklar mutlaka yaşamalı ve her çocuk, "ailesinin sevgili çocuğu" olarak kalmalıydı...

Çocukların kahramanı

Arkadaşı Carlos Martins'in oğlu için kemik iliği bağışında bulunan Ronaldo, sonra bunu düzenli hale getirdi. Portekizli düzenli olarak kan bağışında da bulunmaya başladı. Hatta sırf her an kan verebilmek için vücuduna hiç dövme yaptırmıyor. Babası alkolik olan ve bu yüzden annesi kendisine hamileyken kolonya içerek düşük yapmak isteyen Ronaldo, alkollü içki de kullanmıyor. Birçok insan tarafından lüks içinde yaşayan, sonradan görme bir futbolcu zannedilse de kalbinin en derininde, Madeira Adası'nda sokaklarda top oynayan yedi yaşındaki o çocuğu hâlâ bir yerlerde saklıyor Ronaldo.

Çocuklar Ronaldo'nun en hassas noktası. Belki de yoksulluk yüzünden ayakkabı alamazken kuzeninin ona spor ayakkabılarını vererek hayatını değiştirdiği gibi o da çocuklara dokunarak onların hayatlarını değiştirmeye çalışıyordur. Saha içinde takımının, saha dışında ise çocukların süper kahramanı o. 2011 yılında Avrupa'nın en çok gol atan futbolcusu olduğu için "Altın Ayakkabı" ödülünü aldı. Bu bir futbolcunun bireysel olarak alabileceği en prestijli ödüllerden bir tanesi ancak Ronaldo ödülü, daha da prestijli bir hale getirmeye karar verdi ve açık artırma sonucu 1,5 milyon avroya sattı. Elde edilen parayı da Gazze'de okul yaptırmak için bağışladı. İki sene sonra bu sefer de bir futbolcunun şahsi olarak kazanabileceği en büyük ödülü; Avrupa'da yılın en iyi futbolcusu ödülünü kazandı. Onu da açık artırma ile 700 bin avro karşılığında sattı ve Make-A-Wish yardım kuruluşuna bağışladı. Aynı yıl Avrupa'nın en iyi takımı kadrosuna girdiği için aldığı 100 bin avroyu da Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay kurumlarına bağışladı. Bir yıl sonra takımı Real Madrid'le Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu ve 500 bin avroluk başarı primi aldı. Tabii ki bu para da banka hesabına girmeden bağış olarak UNICEF'e yönlendirildi. 2014 yılında beyninde ciddi bir hastalık olan 10 aylık minik Erik'in annesi, Ronaldo'dan oğlu için imzalı forma istediğini duyurdu; Ronaldo ise hikâyesini öğrendiği Erik'in 60 bin avroluk ameliyatını ve sonrasında gerekecek bütün sağlık masraflarını ömür boyu karşılama sözü verdi. Ayrıca imzaladığı bir formasını açık artırmada satışa çıkartıp parasını da minik Erik'in ailesine bağışladı. Ronaldo her fırsatta Suriye'deki savaş mağduru çocukların yanında olduğunu duyuruyor ve onlar için maddi yardımda bulunuyor. "Save the Children" adlı örgütün sözcüsü olan Ronaldo, sosyal medya hesaplarından da Suriyeli çocuklar için farkındalık yaratan videolar paylaşıyor. Portekizli futbol yıldızının bu örgüt için yaptığı bağışın 5 milyon avrodan fazla olduğu söyleniyor...

Bir çocuğun hayalinin gerçeğe dönüşme romanı onun hayatı. Çelimsiz bir çocuktan, dünyanın en ünlü futbolcusuna giden bir yol. Sayısız şampiyonluk, kupa, ödül ve bunlarla beraber gelen milyonlarca avroluk servet… Neyse ki Ronaldo hâlâ ailesinin onu ilk defa izlemeye geldiği yedi yaşındaki halini yaşatıyor ve dünyanın her köşesinden çocuğun, hayallerini aileleri ile birlikte yaşayabilmeleri için sahip olduğu bütün gücü kullanıyor.

Onun için robot diyen de var uzaylı diyen de. Oysa o sadece bir insan ama gerçek bir insan.

BİZE ULAŞIN