3 SORU 3 CEVAP

3 SORU 3 CEVAP
Giriş Tarihi: 1.4.2024 11:18 Son Güncelleme: 1.4.2024 11:19
SAYI:111
Hanzala Çeviri olarak en önemli amaçlarımızdan biri Filistinlilerin seslerini duyurmak ve maruz kaldıkları sistematik sansürü kırmalarına destek olmak.

Filistin, tüm insanları zulme karşı tek yürek olmaya çağırıyor

Hanzala Çeviri
Gönüllü platform

Instagram hesabınızda kendinizi "Zeytinin ve limonun ülkesine dair önemli gönderileri Türkçeye çevirmeyi hedefleyen gönüllü platform" olarak tanımlıyorsunuz. Öncelikle bunu neden kendinize bir amaç olarak edindiniz? Nasıl bir ihtiyaç sonucu bu yola çıktınız?

2021 yılında Seikh Jarrah (Şeyh Cerrah) mahallesinde tüm dünyayı hareketlendiren bir direniş başladı. İki kardeş olan Muna Al Kurd ve Muhammed Al Kurd başta olmak üzere birçok Kudüslü genç evlerinin haksız yere yıkılmasına ve yerleşimci zulmüne karşı ayaklandılar. Barışçıl protestolar ve sosyal medya paylaşımlarıyla seslerini dünyaya duyurmak için İngilizce paylaşımlar yapan bu gençlerin de etkisiyle, dünyanın her yerinde Filistin'in özgürlüğü için protestolar yapılmaya başladı. İnsanlık 75 yıldır devam eden zulmü tekrar hatırladı ve bu zulme karşı ayaklandı.

Filistinlilerin direniş ruhuna 2021'de tekrar şahitlik ettik ve biz de bu direnişin unutulmaması, Filistin'in özgürlüğüne kavuşması için ne yapabiliriz diye sormaya başladık. Filistin'e dair okuma yaptıkça, uluslararası haber kaynaklarını ve direnişin sesi olan Filistinli gençleri takip ettikçe çok şey öğreniyor ve kendimizi öğrendiklerimizi paylaşmakla mesul hissediyorduk.

Bir yandan İsrail'in artan zulmüne anbean şahitlik ederken bir yandan da insanlığın bir çığ gibi büyüyen birliğini görüyorduk. Filistin, tüm insanları zulme karşı tek yürek olmaya itiyor; din, dil, ırk, inanç fark etmeksizin insan olan herkesi bir araya getiriyordu.

O dönemde, sosyal medyada Filistin'e dair takip ettiğimiz kaynakların birçoğu İngilizceydi ve bu içerikleri Türkçeye çeviren bir oluşum yoktu. Biz de, dünyada ve özellikle sosyal medyada daha da fazla konuşulmaya başlanan bu direnişin sesini duyurmaya katkıda bulunabilmek için bir çeviri inisiyatifi olan Hanzala Çeviri'yi kurduk ve Instagram hesabımızı açtık.

Bize ilham veren Filistinli bu cesur gençlerin sesinin tüm dünyada duyulmasında bir etkimiz olsun, bu zulme karşı sesimizi çıkaralım, tarafımızı belli edelim ve elimizden ne geliyorsa onu yapalım istedik. 7 Ekim'den önce 200 takipçili küçük bir hesap olan sayfamız, bugün 300 kat büyüyerek 60 bin takipçiye erişti ve paylaştığımız içeriklerle yaklaşık 11 milyon insana ulaştık.

Son yıllarda afet, savaş gibi durumlarda sosyal medyanın gücünü yakından görüyoruz. 7 Ekim'den itibaren de medyada Filistin hakkında çok fazla içerik üretildi ama kimi fayda sağlarken kimi dezenformasyon yaratıyor. Sosyal medya araçlarının toplumsal hareketlerdeki gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hanzala Çeviri ekibi olarak birincil hassasiyetimiz paylaştığımız bilgilerin sağlam kaynaklardan olduğuna emin olmak ve yaptığımız paylaşımlarda da bu kaynakları mutlaka belirtmek. Bunu hem sayfamızın güvenilirliğini korumak için hem de takipçilerimizi asıl kaynaklara yönlendirebilmek adına önemsiyoruz. Zira sayfa olarak en önemli amaçlarımızdan biri Filistinlilerin seslerini duyurmak ve onların sosyal medyada maruz kaldıkları sistematik sansürü kırmalarına destek olmak. Bunun yolu da onların gönderilerine mümkün olduğunca çok etkileşim vermekten geçtiği için Filistinli içerik üreticilerinin gönderilerini çevirip yayınlıyor, çeviriye gerek olmayanaları da hikayelerimiz üzerinden paylaşarak etkileşimlerini artırmaya çalışıyoruz.

Bunların yanında hassasiyet gösterdiğimiz bir diğer önemli nokta ise ölü ve yaralı fotoğrafları paylaşmaktan kaçınmak. Zira bu tür görüntülere devamlı maruz kalmanın uzun vadede duyarsızlaşmaya ve insanların gündemi takibi bırakmasına yol açtığını biliyoruz. Bu davanın dün başlamadığının, yarın bitmeyeceğinin; hepimizin uzun vadeli savunuculuğunun elzem olduğunun da farkındayız. Bu sebeple, iyilik halimizi mümkün olduğunca koruyarak, aktivizm tükenmişliğinden ve duyarsızlaşmaya düşmekten kendimizi sakınarak ilerlemeye gayret ediyoruz.

Benzer şekilde, yaşanan acıları romantize eden yaklaşımlardan uzak duruyor, insanları çaresizliğe itecek paylaşımlardan ziyade bilgi veren, yol gösteren, eyleme geçmeye çağıran ve umut aşılayan paylaşımları tercih ediyoruz. Sosyal medya, her ferde sesini duyurabileceği bir alan sağlayarak normalde kimsenin bilmeyeceği hikâyeleri bütün dünyanın gözleri önüne seriyor. Gazze'den Motaz, Bisan, Plestia ve daha birçok kahraman gazetecinin yaptığı aslında dünyanın sessiz kaldığı, ana akım medyanın sesini kısmaya çalıştığı hikayelerini duyurmak. Bir yandan insanları çok ciddi etkileme ve yönlendirme kapasitesine sahip olan bu mecra, bir yandan da gerçeklerin bir haber kanalının filtresinden geçmeden duyulmasını sağlıyor. Bu sayede Gazze'de, Kongo'da veya Sudan'da olanlardan anbean haberdar olabiliyor, yaşanan adaletsizliklere ses çıkarmak için platformlarımızı kullanabiliyor ve küçük gibi gördüğümüz hikâyelerin dünyayı değiştirme gücüne şahitlik ediyoruz. Hanzala Çeviri olarak biz de kendimizi bu değişimin parçası olan bir toplumsal hareket olarak görüyoruz.

Sosyal medyadaki paylaşımlarınızla yaklaşık 6 aydır Filistin'de yaşanan olayları ülkemizin gündemine taşımaya çalışıyorsunuz ve binlerce insana ulaşıyorsunuz. Filistin'e dikkat çeken eylemler ve paylaşımlar arasında en çok ses getireni hangisi oldu?

Sosyal medyanın Filistin ile ilgili kolektif bir bilincin oluşmasına sağladığı katkı sayesinde 7 Ekim'den sonra yapılan eylemlerin çok daha hızlı ve kalabalık bir şekilde organize edilebildiğini görüyoruz. İnsanlar gördükleri bir çağrı paylaşımı ile kimseyi tanımasalar bile kefiyelerini alıp sokağa çıkıyor, yalnız hissedenler internet üzerinden direniş grupları açıp birbirleriyle tanışıyor, boykot için birbirlerini destekliyor ve aynı acının etrafında seslerini yükseltiyorlar.

Günümüzdeki bireyselleşmenin en önemli etkenlerinden olan sosyal medya, Filistin direnişi özelinde kendi kurallarını baştan yazarak başta Amerika ve Avrupa'da insanların birlik olmasını sağlayan bir platforma dönüştü. Sosyal medya paylaşımlarının önemli bir diğer etkisi de, zihinlerdeki Orta Doğu algısını değiştirmesi.

Özellikle Bassem Youssef, Piers Morgan ile yaptığı ilk röportajında ana akım medyada çok sık gördüğümüz ve genelde "Hamas'ı kınıyor musunuz?" ile başlayan algı operasyonunu çok zekice söz ve tavırlarıyla yıktı. Röportajın sosyal medyada viral olması Filistin'i geleneksel olmayan yollarla savunmanın mümkün olduğunu gösterdi. Ana akım medyanın maskesi düşmüş, Orta Doğu'yu savunmak artık çekinilecek bir şey olmaktan çıkmıştı.

Yıllarca hor görülen ve insanların hakkında bilgi sahibi bile olmak istemedikleri bu coğrafyadaki insanların gördüğü zulüm, sosyal medyadaki gerçek paylaşımlar sayesinde tüm çıplaklığıyla öğrenildi ve bu bilinç sokaklara insan kalabalıkları olarak yansıdı. Böylece, fiziksel aktivistlik ve sosyal medya aktivistliği birbirlerini besleyerek dil, din, ırk fark etmeden tüm dünyayı ortak bir eylem meydanına çevirdi diyebiliriz.

BİZE ULAŞIN