Nur Dombaycı: 3 SORU 3 CEVAP

3 SORU 3 CEVAP
Giriş Tarihi: 16.6.2023 11:19 Son Güncelleme: 16.6.2023 11:20

Çocuklar için çalışmak geleceğe mesaj yollamak gibi

Nur Dombaycı
Yazar- Çizer

Çocuk kitapları yazıyorsunuz, aynı zamanda hem kendi kitaplarınızı hem de diğer yazarların kitaplarını çiziyorsunuz. Resimli çocuk kitaplarında yüzlerce kelimenin anlatamayacağı duygu, resimlerle hatta bazen tek bir görselle okuyucuya daha kolay ulaşır. Bu bağlamda hem yazarlığı hem çizerliği aynı anda deneyimlemenin avantajları ve dezavantajları neler?

Bu soruyu bana en çok çocuklar soruyor. Onlara cevapladığım şekilde anlatmak isterim. Farz edelim ki zamanda yolculuk yaptık. İlk çağa gittik, insanlar mağaralarda yaşıyor. Dinozorlar, mamutlar, dev kaplumbağalarla beraber yaşıyoruz. Ama henüz diller, kelimeler Tarzanca. Eh acıktık da, derdimizi en iyi nasıl anlatırız? İşaretlerle anlatmaya çalışsak bir yere kadar. Çocuklar bu kısımda bağırarak "Çizeeeriiizzz!" diyorlar. Kitaplarım, hiç bilmediğim 13 dile çevrildi. Geçen yıl Kazakistan'ın en çok okunan yazarı seçilerek onur konuğu olarak davet edildim. Ve oradaki çocuklarla etkinlik yapmamı rica ettiler. Başta çok çekindim. Dillerini bilmiyordum ve çoğu İngilizce de bilmiyordu. Ortak konuşabileceğimiz bir dil yoktu derken çizim dili vardı! Büyük bir kâğıt ve kalemler istedim. Bir salon dolusu Kazak ve Rus çocukla harika bir çizim etkinliği yaptım. Anneleri gelip sarıldılar, teşekkürlerini ilettiler. Çocuklarla sarıldık, aynı dili konuştuk çünkü… Bu yüzden çizim yapmak benim için kelimelerin ötesinde bir iletişim. Dediğiniz gibi yüzlerce kelimeyi anlatmanın en güzel yolu. Yazarlık da bir yerde çizimleri desteklemek için kullandığım bir yol. Kelimeler de her zaman hayalimde çizim gibi canlanıyor. Hikâyenin ilk önce karakterlerini, atmosferini çizgi animasyon gibi hayal edip öyle yazıyorum. Bir yazar olarak kitabımı çizecek çizer arayışına girmiyorum. Çizer olarak iletişimde zorlanabileceğim bir yazarın kitabını çizmek zorunda kalmıyorum. Bunlar çok büyük avantaj ama her ikisinin de tek bir dezavantajı var; yirmi dört saatin asla yeterli gelmemesi.

İnternet teknolojileri artık çocukların da hayatlarının vazgeçilmez bir parçası olmuş durumda. Öyle ki, en sık uğradıkları yer, dijital dünyanın kapısı. Sizin de bu konu hakkında Hacker Nine isimli bir kitabınız var. Bu konuyu neden bu kadar önemsiyorsunuz? Çocukları dijital teknolojilere nasıl hazırlamalıyız?

Hepimiz dijitalin bir parçasıyız, bizden önceki jenerasyonun kusurlu ve düzeltilmesi gerektiğini düşündüğü çocuklarız. Çocukken atarimiz vardı ve kör olana kadar Mario oynardık. Şimdiki çocukların tek farkı ise oyun kalitesinin değişmiş ve artmış olması. Biz şimdiki jenerasyonu düzeltilmesi gereken çocuklar olarak görmemeliyiz. Onlara nasıl yetişiriz onu düşünmemiz, kendimizi eğitmemiz gerek. Önce onları anlayarak başlamalıyız. Oyun dünyası inanılmaz renkli, heyecanlı, aksiyonlu bir yer. Bir tek çocuklar değil, yetişkin terapilerinde dahi dijital oyun bağımlılığı diye bir kavramla karşılaşır olduk. Yetişkinler bile kendini bu kadar kaptırabilirken, çocuklar bu durumda ne yapsın. Çocuklara bu durumu yetişkin, oyun ve teknoloji bağımlısı birinin gözünden anlatmak istedim. Hatta öyle bağımlı ki, ee tabii bir yandan da hacker olunca dijital bir keşifle yapay zekayı yazılımlayıp neredeyse insanlığın sonunu getirecekken çocukların bu olaya "dur" demesini istedim. Bizim, çocukları teknolojinin bu kadar geliştiği, yetişkin ya da çocuk fark etmeksizin ayrılmaz bir parçamız olduğu bu dünyaya hazırlamamız ancak bilinçlendirerek olur. Çocuğa kendisine sınır koymayı öğretebilirsek asıl o
zaman kazançlı oluruz. Bir yerde kontrolü, kumandayı, klavyeyi çocuğun eline verip "durman gereken zamanda durabilirsin" demeye çalıştım. Ben lisede ve üniversitede bilgisayar programcılığı ve Türk dili edebiyatı okudum. Kitabımda ise bu ikisini birleştirerek "Hacker Nine"yi kurguladım. En büyük hayalim de, çocuklar oyunu sadece oynamasınlar, o oyunları yazan tasarlayan birileri var. Bunu kendileri yapabilir ve geleceği şekillendirebilirler. İnternet yıllarca toplumları, kültürleri yönlendirmek için kullanılmış. Aileyi, inancı, ahlakı en kolay internetle bozuyorlar. Biz bunu iyileştirmek için kendi çocuklarımızı gençlerimizi yetiştirmeliyiz ki aynı savunma sistemine sahip olalım. Çocukları oyundan tamamen koparmak yerine, oyun tasarımcısı, yazılımcısı iyi hackerlar olmaya yönlendirebilirsek bu dijital savaşın içinde Hacker Ninemiz gibi bizim safımızda çalışan dehalar yetiştirebilelim…

Çocuklar için atölyeler düzenliyorsunuz ve en son da geçtiğimiz Ramazan ayında "Benim Ramazanım" adlı dijital çocuk programında çizim eğitimleri verdiniz. Çocuklar için bir şeyler üretmek, onlara dair çalışmak hayatınızı nasıl etkiliyor?

16 yaşımdan bu yana yayınevleri ile çalışıyorum, sayısız çizim yaptım. Beş yıldır aralıksız olarak çocuklara çizim eğitimleri veriyorum. İtiraf edeyim bu eğitimlerde onlardan daha çok ben besleniyorum. Öyle bir hayal dünyaları var ki, klasik bir resmi yorumlarken bile akla hayale gelmeyecek fikirleri oluyor. Bir çizer mutlaka çocuklarla çalışmalı, atölyelerde gözlerinin ışığına bakmalı. Bu durum işi bambaşka bir boyuta taşıyor. Çocukça bakmayı kolaylaştırıyor, büyümeyi dirençli bir hale getiriyor. "Benim Ramazanım" programında çocuklarla birlikte her gün farklı bir çizim yaptık. Yolda, markette, kütüphanede çocuklar beni tanıyıp "Aaa, Nur Dombaycı abla" diye annelerine göstermeleri şahane bir histi. Kollarımı açıyorum ve yıllardır arkadaşmışız gibi koşup sarılıyorlar. Kitap fuarlarında, imza günlerinde, atölyelerde her alanda çocuklarla iç içe olmak beni iyileştiriyor. Hayatın hepimizi yoran, yaralayan yanına yara bandı oluyor, ilham veriyor. Çocukların yüzleri kalpleri hep gülsün. Beklenti içinde olmaları telaşlandırıyor da biraz. Daha çok gülmeleri için ne yapabilirim, ulaşamadığım yaralı kırgın çocukları nasıl iyileştirip umut verebilirim… Çocuklarla ilgili aklımda hep "nasıl" sorusu var. Depremzede çocuklarla çizim yaptım birkaç defa, çizim yaparken "Öğretmenim biliyor musun, benim babam depremde öldü" dedi bir yavru. O an kaybolmak istedim, o bir yandan gülüp bir yandan dudağını düşürmemek için gayret ediyordu. Hayatımın en zor anlarından biriydi. Haftaya Hatay'a gideceğim. Güçlü olmak için günlerdir kendimi tembihliyorum. Birbirimize sarılıp çizim yaparak iyileşeceğiz. Çizim yapmanın iyileştirici gücünü biraz olsun merhem olarak kullanabilsem ne mutlu. Çocuklar için çalışmak, üretmek geleceğe bir mesaj yollamak gibi…

BİZE ULAŞIN