Meryem İlayda Atlas: Ekim 2017 - Editör yazısı

Ekim 2017 - Editör yazısı
Giriş Tarihi: 12.10.2017 12:34 Son Güncelleme: 12.10.2017 12:34
Yarım bırakılan film, yarım kalmış bir rüya gibi. Tekrar uykuya daldığında veya her ışıkları kapattığında, perdeleri çektiğinde, içeriden bir ışık sızsın diye holün lambasını açık bıraktığında, sonra bir filme iki üç saat kapıldığında gelir aklına…

Yarım kalmış filmleri kim hatırlamaz ki…

Hep bir kıymık gibi batar insana hikâyesi. En son bir uçakta Allied filmini yarıda bırakmak zorunda kaldım. Şahane bir film olduğu için değil ama yarım kalmış bir film olduğu için aklım orada kaldı. O kız Alman ajanı mıydı, değil miydi? Kocası bu durumda ne yapacaktı? Cevabını almak için Türk Hava Yolları'nın bir sonraki uluslararası uçuşunu bekleyeceğim.

2008 yılında da yarım bıraktığım bir filmi hatırlıyorum: Mangolia. Film gitmiyordu, ondan yarım bırakmıştım, zihnimde asılı kaldı. Er Rayn'ı Kurtarmak filmini izlerken kötü bir haber almıştım, bir daha hiç dönemedim. Film yarıda bırakmak hayatı yarıda bırakmak gibi, istediği sabrı verememiş olmak insanı mahcup ediyor. Hani fikir kitaplarını, bölüm bölüm yazılmış ilmi kitapları ara ara okur ve bırakırız ya, roman öyle değildir ama… Romanın kemali okunmak, hikâyenin kemali hitamına ermektir. Film yarıda bırakmak, roman yarıda bırakmak gibi, vicdan azabı gibi batan bir göz gezdirme, kitaplıktan üzerimize üzerimize…

Yarım bırakılan film, yarım kalmış bir rüya gibi. Tekrar uykuya daldığında veya her ışıkları kapattığında, perdeleri çektiğinde, içeriden bir ışık sızsın diye holün lambasını açık bıraktığında, sehpayı kenara çektiğinde, üzerinde kuruyemiş olduğunda, çay koyup demlemeye bıraktığında, battaniyeye saklandığında, sonra bir filme iki üç saat kapıldığında gelir aklına… Ve hemen ardından bir filmi bitirmenin, yani bir ejderhayı yutmanın, bir devri kapatmanın, bir yapıtı tüketmenin hazzı ile unutuluverir. Bilgisayarı kapattığımız, jenerik müziği ile gerinerek ayağa kalktığımız, CD'yi yerinden çıkardığımız, stop düğmesine bastığımız o andan bahsediyorum… Bitmek ve başlamak, start/end, düğmeler ve seanslar arasında küçük hayatlarımızı yaşarız.

Hikâyelerimiz birbirine benzer, hikâyelerimiz apayrı…

BİZE ULAŞIN