Meryem İlayda Atlas: Eylül 2017 - Editör yazısı

Eylül 2017 - Editör yazısı
Giriş Tarihi: 13.9.2017 12:51 Son Güncelleme: 13.9.2017 12:54
Meryem İlayda Atlas SAYI:38Eylül 2017
Akıl, beden, mekân… Zaman bendedir ve mekân bana emanettir… Evimiz ise evrenimizdir ve hafızamızın dekorudur…

Her apartmanın kendi biyografisi var.

Ev, tavan arası, mahzen, kulübe, evren, sandık, çekmece, dolap, kuş yuvası, kabuk, köşe, yuva… Mekâna ilişkin her kelime aslında insana da yakın geliyor. Yuva dediğimde aklımda bir sıcaklık; kabuk dediğimde üzerimde bir hafiflik hissediyorum.

Akıl, beden, mekân… "Zaman bendedir ve mekân bana emanettir…"

Evimiz evrenimizdir.

Evlerde yaşamayız, kendi ev düşümüzde yaşarız çoğunlukla. Şuraya kilim sereriz, buraya çerçeve asarız, oradaki halıyı kiremit rengi olanla değiştiririz. Bu değiştirme çabasının altında yenilenme değil, kendimizi de değiştirme çabası yatar.

Ev hafızamızın dekorudur.

Gaston Bachelard'ın dediği gibi: "Yaşam ileriye doğru atılarak değil, dönerek başlar." Odadan odaya dönerken, o serazat uzlet içinde pişeriz.

Pencereden bakarken, merdivenlerden inip çıkarken, kapıyı açıp kapatırken aynı kişi miyiz?

Hangi ülkeye seyahat edersen et, bedenin hep kendi evini özler. Doğduğun ev içine kaydedilmiştir. Mekânı onun duvarları sayesinde tanırsın. Artık büyüdükçe değişen reflekslerine rağmen, doğduğun evdeki kabuğu ararsın.

Evler çevresine duvar örülmüş dramlardır.

Kendi yazgımızı okuduğumuz bir delilik yumağıdır evler.

Evlerde yaşamayız biz; ev hayalinde yaşarız.

BİZE ULAŞIN