Nazlı Nur Baykan: Dünyada güzellik algısı

Dünyada güzellik algısı
Giriş Tarihi: 16.1.2020 12:06 Son Güncelleme: 16.1.2020 12:06
Amerika’da yükselen popüler kültür; sinema, televizyon, reklam sektörüyle birlikte yeme içmeden tutun da güzellik anlayışımıza kadar pek çok alanda belirli kalıplara göre yaşamayı beraberinde getiriyor.

Amerika'dan tüm dünyaya yayılan bir hastalık var, adı da "Kim, 'Kardashian'a daha çok benzeyecek…." Bu öyle bir trend hâline geldi ki özellikle sosyal medyada Kim Kardashian replikası binlerce kadın profiline rastlamak mümkün. Sadece o mu? Kylie Jenner, Gigi-Bella Hadid gibi fenomenler de yaşadığımız dönemin güzellik algısını günden güne değiştiriyor. Elbette bu yalnızca bugünün meselesi değil… Her ne kadar hep varmış gibi dursa da bugün "evrensel" olarak algılanan güzellik standartları özellikle 20'nci yüzyıldan itibaren Amerika ve Avrupa menşeili popüler kültür aracılığıyla yaygınlık kazandı. Bilhassa moda sektörü, modeller, ikonlar, aktör ve aktrisler güzellikle ilgili bu algının birebir taşıyıcıları... Amerika'da yükselen popüler kültür; sinema, televizyon, reklam sektörüyle birlikte yeme içmeden tutun da güzellik anlayışımıza kadar pek çok alanda belirli kalıplara göre yaşamayı beraberinde getiriyor. Peki, küresel çapta standartlaştırılmaya çalışılan bu kalıpların dışında farklı coğrafyalarda farklı güzellik anlayışları yok mu? Var tabii ki. En azından varlığını sürdüren farklı algılar hâlen mevcut. "Kardashian"laştırma yoluyla dünyaya bir virüs gibi yayılanların dışında geçmişten günümüze varlığını sürdüren farklı kültürlerin güzellik algılarını sizin için derledik…

İRAN:
Yüksek statünün belirtisi estetikli burunlar

Güzellikle ilgili farklı algılardan bahsederken, kökleri çok eskiye dayanan İran kültüründen başlayalım. İran'da kaşların güzellikle büyük bir ilgisi var. Geçmişte çizilen çeşitli minyatür temsillerinden tutun da, İran'ın meşhur Şahmeran motiflerine kadar, hepsinde martı kaş olarak tanımlanan "tek kaş" yaygın olarak kullanılıyor.

Tek kaşın güzelliğin bir belirtisi olarak görüldüğünün bir diğer kanıtı ise, 1870 yılına ait olduğu tespit edilen ve dönemin İran Şah'ının haremine ait olan fotoğraflar. Haremdeki kadınların hepsi, tek kaşlı ve bıyıklı… Bugün bu durum İran'da yaygın olmasa da, o yıllarda güzelliğin bir belirtisi olduğu aşikâr.

İran'da bugün yaygın olan güzellik belirtisi ise rinoplasti yani burun ameliyatı. Her üç kadından birinde olan burun estetiği erkekler arasında da oldukça yaygın. Bu yaygınlığın sebebi ise toplumsal statü meselesiyle yakından alakalı. İran'da, yüksek statülü insanların sahip olduğu düz buruna sahip olmak için her şey yapılıyor. Hatta ameliyattan sonra buruna takılan bandajla gezmek de güzel ve yüksek statülü gösteren bir unsur olarak görülüyor.

ETİYOPYA VE KENYA:
Tabak dudaklar ve olgun gösteren yara izleri ile katlanan güzellik!

Güzelliğin tek bir biçiminin olmadığının belki de en belirgin örneklerinden bir diğeri Afrika'daki farklı kabilelerdeki güzellik anlayışlarında gizli. Etiyopya ve Kenya'daki kabilelerde yaygın olan bir güzellik algısı ise "tabak dudaklar". Bu geleneğin en bilinen taşıyıcıları ise Mursi Kabilesi... Bu kabilenin kızları 15-16 yaşlarına geldiklerinde tabak takmaya da hak kazanmış oluyor. Önce dudak ve çene arasında bir boşluk oluşturuluyor sonra oraya bir tabak takılıyor. Yaş ilerledikçe tabağın boyutu da büyüyor. Güzellik ise, tabaklar büyüdükçe artıyor. Dudaklardaki tabakların bir diğer anlamı ise, çeyiz... Çeyizin çokluğuna göre tabakların boyutu büyüyor. Bu durum bize gösteriyor ki, pek çok kültürde olduğu gibi Mursi kabilesinde de güzellik, sosyal ve ekonomik statüyle neredeyse bire bir alakalı bir olgu... Etiyopya'da ise, güzelliği vücutlarına ekledikleri yara izlerinde bulan Bodi ve Surma kabilelerinden bahsetmezsek olmaz. Bu kabilenin hem kadınları hem erkekleri yara izlerini çok havalı buluyor. Yara izlerine sahip olmak, bir olgunluk göstergesi. Olgunluk ise "güzelliğin" bir yolu... Bu yüzden, bu kabilelerin erkek ve kadınları, vücutlarına belirli bir düzende izler bırakıyor, her ne kadar can acıtan bir yöntem olsa da, güzellik uğruna bu acıya katlanıyorlar.

HİNDİSTAN:
Alnın ortasına çizilen üçüncü gözle gelen zarafet

Hindistan, kendine has güzellik anlayışını yansıtan pek çok ritüele sahip bir toplum. Bu ritüellerin başında "kınalar ve dövmeler" geliyor. Dinî referanslara dayanarak vücuda çizilebilen bu desenler, Hint toplumunda kadınların güzel görünmek için kullandıkları araçların en yaygın olanı diyebiliriz. Bunun yanı sıra Hindistan'da hem erkek hem de kadınlarda sıkça kullanılan "Bindi" güzellikle ilgili yaygın bir diğer kullanım. Alnın ortasına çizilen nokta olarak tarif edebileceğimiz bu gelenek esasında Hinduların "üçüncü göz" inançlarına dayanıyor. Hindular, alınlarının ortasına çizdikleri kırmızı nokta ile manevi göz olduğu inanılan bu üçüncü göze atıfta bulunuyor. Bu gelenek, ibadetlerde, festivallerde, düğünlerde sıkça kullanılıyor. Bindi, aynı zamanda düğün törenlerinde gelinlerin alınlarına çiziliyor çünkü gelinler evlerine alınlarındaki bu nokta ile girdiklerinde o eve bolluk ve bereket geleceğine inanılıyor. Erkekler ise aynı noktaya bindi dışında "tilaka" adı verilen sembollerden de çiziyor.

Hint Çingenelerinin cazibe formülü

Farklı bir diğer güzellik ritüeli ise Hindistan'daki çingene kabileler arasında sürdürülüyor. Hindistan'ın Pakistan sınırında yaşayan Banjara kabilesinin erkekleri dhoti ve kurta denilen kat kat kıyafetleri giyiyor. Bu kıyafetler çöllerde sert iklimden korunması için özel olarak tasarlanıyor ve erkekleri güçlü gösterdiği için güzel olarak algılanıyor. Aynı kabiledeki kadınlar ise, burunlarının sol taraflarına taktıkları abartılı hızmalar ile çok meşhurlar. Bu hızmalar, dışardan baktığınızda ne kadar abartılı görünse de Banjara kabilesinde kadınların güzel görünmeleri için olmazsa olmaz bir aksesuar.

TAYLAND:
Zarafetin timsali zürafanın boynuna sahip olarak güzelleşenler

Dünyanın bir başka coğrafyasında var olan bambaşka bir güzellik uygulaması var ki akıllara seza: Tayland'daki ünlü Padaung Kabilesi'nin meşhur zürafa boyunlu kadınları. Onları meşhur yapan ise, boyunlarını uzatmak amacıyla kullandıkları boyun halkaları… Bu halkaların kadınların boynunu uzattığı ve daha uzun, ince ve narin bir görüntü verdiğine inanılıyor, bu yüzden de güzel bulunuyor. Bu kabilenin kadınları çok küçük yaşlarda güzellik uğruna bu halkaları boyunlarında taşımaya başlıyor ve onlar yaş aldıkça halkaların sayısı da artıyor.

ASYA ÜLKELERİ:
Bronzlaşmayı delilik olarak gören soluk ten meftunları

Gelenekleri ve toplumsal yaşamları çok eskilere dayanan Asya ülkelerine geldiğimizde, Çin, Japonya ve Kore'nin hepsinde birden geçerli olan en yaygın güzellik algısı "soluk ten" geleneği… Asya ülkelerinde, beyaz hatta solukluk derecesinde beyaz bir tene sahip olmak güzellik belirtisi olarak görülüyor. Bunun için özel olarak kullanılan kremler mevcut. Ancak bu yaygın görüşün kökleri çok eskilere dayanıyor. Japonya'da yaygın olan "Geyşa" kültürü bunun en bilindik örneklerinden. Kadınlar yaptıkları makyajlarda yüzlerinin olabildiğince soluk görünmesini istiyor. Soluk ten isteği, erkeklerde de oldukça yaygın… Erkekler de tıraş sonrası cildi soluk gösteren kremler kullanıyor. Bu istek, güneşe karşı oldukça hassas olmayı da beraberinde getiriyor, bronzlaşma arzusu ise onlar için delilik. Çin'de güneşten korunmak isteyen çoğu erkek ve kadın, yaz günlerinde plajlarda bile maskeyle dolaşıyor.

ÇİN:
Lotus ayak: İşkence değil hem güzellik, hem soyluluk göstergesi

Kültürleri, gelenekleri, siyasetleri ve toplumsal yapılarıyla tüm dünyadan farklılaşan en eski uygarlıklardan biri de Çin… Tüm bunlarla birlikte güzellik kalıpları ve uygulamalarında da oldukça farklı örnekler görmek mümkün. Çin'in en eski geleneklerinden biri "lotus ayak". Bu geleneğe göre kadınlar küçük ayaklara sahip olduklarında daha güzel görünüyorlar. Bu nedenle, kız çocuklarına çok küçük yaşlardan itibaren acılı -ayak bandajları, hatta ayak kemiği kırma gibi– yöntemlerle ayak küçültme operasyonu uygulanıyor. Bunun dışında Çin'de uygulanan garip güzellik uygulamalarından bir diğeri de devasa tırnaklar… Hem kadın hem erkeklerde zenginlik alameti olan uzun tırnak kültürü günümüzde yaygın olmasa da Çin'de en bilinen güzellik anlayışlarından biri… Çin'e bağlı Yao Kabilesi'nde ise saçları çılgınca uzatma kültürü var. Bu kadınlar, saçlarını doğdukları günden ölene kadar kesmiyorlar ve saç kesmenin uğursuzluk getireceğine inanıyorlar. Kadınlar, yere kadar uzanan saçlarını değişik şapka motifleri yaparak kullanıyor.

GÜNEY KORE:
Estetik çılgınlığı, kalp şeklinde yüz, çene küçültme, göz irileştirme

Estetik ameliyatın en yaygın olduğu ülkelerin başında Güney Kore geliyor. Burada estetik operasyonlar yaygın olmakla da kalmıyor aynı zamanda çok doğal karşılanıyor. 49 milyonluk ülkede her bin kişiden 13'ü estetikli… En çok rağbet gören operasyonlar ise, göz kapak kaldırtma ve çekik göz irileştirme… Bunun yanı sıra kadınlar arasında kalp şeklinde yüz modeli oldukça güzel bulunuyor. Bu nedenle çene küçültme operasyonu geçirmek çok doğal kabul ediliyor.

JAPONYA:
Çarpık dişlerle daha çocuksu, daha masum

Yaygın olarak mükemmel olduğu kabul edilen Hollywood gülümsemesini hepimiz biliriz. Bu gülümsemeye sahip olmak için nice tel tedavileri olanlar, nice porselen diş yaptıranlar vardır. İnsanlar bu ideal gülümsemeye sahip olmak için sıraya giredursun, Japonlar yine aykırılıklarını ortaya koyuyor ve yamuk diş modasıyla göze çarpıyor. Çarpık diş, Japonya'da oldukça güzel bulunuyor. Yabea denilen bu moda, son zamanlarda kusursuz diş güzelliği algısını yıkmaya başlamış durumda. Özellikle köpek dişlerin doktor müdahalesiyle çarpık hâle getirildiği bu modaya göre, kişi çarpık dişlerle daha çocuksu ve masum bir görüntü elde etmiş oluyor. Dişlerinin kalıcı olarak çarpık kalmasını istemeyenler ise, bu modaya uygun geçici diş aksesuarları kullanabiliyor. Çarpık diş modası, Japonya'daki yaygınlığının yanı sıra bugünlerde Amerika'da da oldukça rağbet görüyor. Amerika'da "snaggleteeth" denilen bu modaya, ünlü model Lara Stone'un dişleri gibi ön dişlerin arasını açtırmak da dâhil.

MORİTANYA VE SAMOA:
Zayıflığın çirkin, şişmanlığın güzel görüldüğü müstesna diyar

Tüm dünyada yaygın olan zayıflık modası ve sıfır beden arzusunun geçersiz olduğu bir ülke Moritanya. Bu ülkede zayıflık çirkin, iri ve şişman olmak ise güzel olarak kabul ediliyor. Zayıflar, çok küçük yaşlardan itibaren yeme kamplarına gönderilerek şişmanlatılıyor. Çünkü şişman olmanın zengin bir görünüm verdiğine inanılıyor.

YENİ ZELANDA:
Yüz dövmeleri ile hem güzelleşiyor hem yetişkinliğe geçiyorlar

Beden üzerinde bırakılan izler pek çok kültürde çeşitli anlamlara sahip. Yeni Zelanda'da yaşayan Maori kabilesi için de yüze yapılan dövmelerin güzellikle yakından ilişkisi var. "Ta Mako" denilen bu dövmeler, hem kadınlar hem erkekler için yetişkinliğe geçmenin bir belirtisi olarak görülüyor. Özel mürekkeplerle, teknolojik araçlar kullanılmadan yapılan bu dövmelerin motifleri, kişilerin iç dünyalarını yansıtıyor, bu nedenle kutsal bir anlama da sahip. Kadınlar ve erkekler eş seçerken de kişilikleriyle uyumlu olan bu dövmelerden faydalanıyor.

TACİKİSTAN:
Tek kaş: hem şansın hem zarafetin sembolü

Tek kaş kültürü, Tacikistan'da oldukça yaygın… Özellikle kadınlarda güzelliğin belirtisi olan tek kaş, yerel halk için şans ve bereket gibi anlamlara da geliyor. Tek kaşlı kişilerin daha şanslı bir hayatları olacağı yönünde bir inanış var.

JAMAİKA:
Reggae'cilerin sembolü aslında dinî bir motif

Rasta örgülü saçlar deyince akla ilk gelen isim Bob Marley olur. Esasında "rasta", bir saç modeli olmanın ötesinde dinî referanslarla ortaya çıkmış bir gelenek. Kökeni Yahudi-Hıristiyan dinî geleneklerine kadar inen rasta inancının günümüzde farklı anlamları var. Dinî referansların dışında, ırksal eşitliğe, her tür politik ve ekonomik baskıya olan karşıtlığa olan vurgusuyla reggae, özellikle 1970'lerde Bob Marley'le birlikte tanınan ve yaygınlaşan uluslararası bir sosyal hareket. Bu referanslarla saçlarını rasta örgü yaptıranların sayısı hiç de az değil. Rasta örgü modası, Jamaika başta olmak üzere Latin Amerika ülkeleri, tüm dünyada ve hatta son zamanlarda Türkiye'de de çok yaygın.

BİZE ULAŞIN