Şubat 2016 | Editör Yazısı
-Psikologlara, psikiyatrlara bakarsan hepimiz normaliz ve hepimiz normal değiliz.
-Sadece psikiyatrlara bakarsak mı? İç hastalıkları mütehassısına göre de değiliz.
-O minik küçük değer aralıklarında ne sırlar gizli, onu bu hallere bir koyan vardır.
-Eskiden hayatımız Ezop masalı gibiydi, kötü ve iyi vardı, zamanla o da kalmadı, hepimiz istersek iyi. İstersek çok kötüyüz. Çok kötülük yapınca cinnet geçiriyor, çok iyi olunca da arızalı kabul ediliyoruz.
-Geçen ay 'şifa' sayımızda bunları yazmıştık, hep aynı şeyler etrafında dönüp duracak mıyız?
-Mesela sokak, gurbet, memleket olunca dönüp durmak iyi de, insana dokunan ve romantik olmayan meseleler mi kötü?
-Çeşitlilik şiddettir. İnsana dokunma, yanarsın.
-Bizi hep medeniyet medeniyet diyerek yanılttılar, gelenek diye uyuttular, bunlar kimin cetvelleri?
-Bagajı kapatalım, hareket edelim diyorsun.
-Artık geleneksel hayata dönemeyiz, kendimizi hırpalamanın anlamı yok, diyorum.
-Bir de tekrar deneyelim, geleneksel hayat bize alışkanlık verirdi, hem ucuz hem kullanışlı.
-Amerika'da bağımlı doğan çocuklar için bir hastane kurulmuş, iki aylık bebek uyuşturucu komasına giriyor, anne ve bebeğe devlet el koyuyor, yaşasın sosyal devlet!
-TV'de bir doktor iki yaşındaki çocuğa sigarayı bırakman gerek diyordu, çok kınadım doktoru, iki yaşındaki çocukta ne sigarası…
-Gerçeklerle yüzleşmezsek her şey çok büyük bağımlılık yapabilir!
-Bağımlı annelerin bağımlı bebekleri ve bağımlı bebeklerin bağımsız babaları!
-Hayata başlamak mı daha önemli olan, hayata başlama şeklimiz mi?
-Bu yangın mı, yoksa bir yaygın mı?
-Hayır başka bir formülü var bunun: IF GAIN, NO PAIN… Yay or nay…