DÜNYADAN PORTRELER/ HABERLER

BİRLEŞİK KRALLIK
GARY STEVENSON
ESKİ MÜLTİMİLYONER ARTIK ZENGİNLERİN DÜŞMANI

Kazıtılmış saçları, başında kapüşonu ve iki kırık dişiyle Gary Stevenson'un dış görünüşüne bakarak ekonomi hakkındaki devrimci fikirleriyle milyonlar tarafından takip edilen bir düşünür olduğuna inanmak hayli güç. Ancak son dönemlerde liste başına yerleşen kitabı The Trading Game (Ticaret Oyunu) ve 1,23 milyon aboneli Youtube kanalı "Gary's Economics" ile Büyük Britanya'da en fazla ses getiren ekonomist olduğu söylenebilir. Aslında Gary Stevenson finans ve ticaretle uğraşıyordu ve bu sayede hatırı sayılır bir servete sahip olmuştu. Bugün 38 yaşında olan Stevenson daha 20'li yaşlarında mültimilyonerler sınıfına girmişti. Ancak bir şeyler onu ciddi olarak rahatsız etmeye başlamıştı. Finans dünyasında çalıştığı yıllar boyunca iyi kazanmış olmasına rağmen gördüğü eşitsizlik ve adaletsizlikler onu her şeyi bırakmaya yönlendirdi. Sonunda eşitsizliklere karşı mücadele etme arzusu her şeyin önüne geçti ve 2014 yılında yine yirmili yaşlarında parlak kariyerini bıraktı. 10 yıl ülkesinden uzak kaldıktan sonra bir döndü pir döndü. Stevenson bugün "zenginler ve servetleri vergilendirilmeli" diyor ve bu mesajıyla milyonlar tarafından ilgiyle izleniyor.

NİKARAGUA
ROSARIO MURILLO
DEVLET BAŞKANININ KARISI ORDUYA BAŞKOMUTAN ATANDI

Nikaragua'da ordunun başkomutanlığına resmen Devlet Başkanı yardımcısı Rosario Murillo atandı. Ancak Murillo'nun başkomutan atanması sıradan bir olay değil. Bir kadının orduya başkomutan olması alışılmadık bir durumsa da bu atamayı tartışmalı ve kritik hale getiren asıl nokta Rosalia
Murillo'nun yardımcılığını yaptığı devlet başkanının karısı olması. Diktatör olarak nitelendirilen Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega'nın karısını başkan yardımcısı yaptıktan sonra şimdi bir de orduya başkomutan ataması, silahlı kuvvetler üzerinde tam bir kontrol sağlamayı ve böylece iktidarını pekiştirmeyi hedefliyor. Bundan böyle başkan yardımcısı Murillo, kocasının sahip olduğu askeri yetkilerin aynısına sahip olacak; orduyu yönetebilecek, ülkenin savunmasını örgütleyebilecek ve "ulusal egemenliğin tehdit altında" olduğunu düşündüğü takdirde askeri operasyonlar emredebilecek. Böylelikle Rosalia Murillo bir yandan kocasının en büyük desteği olurken öte yandan da eğer araları bozulursa onu koltuğundan indirebilecek yegâne güç haline gelmiş oldu.

ABD
LAURA LOOMER
TRUMP'IN PEK SEVDİĞİ LİNÇ INFLUENCER'I

Laura Loomer, Amerikalı bir influencer ve komplo teorisyeni. Aşırı sağ görüşleriyle biliniyor, Yahudi ve İslam karşıtı olmakla övünüyor, İsrail'i her fırsatta savunuyor, göçmenlere düşman ve tam bir Donald Trump destekçisi. 32 yaşındaki Loomer milyonlarca takipçiye sahip. Başta Müslümanlar olmak üzere düşman bellediklerine yönelttiği nefret kokan görüşleriyle tam bir linç makinesi. Aşırı görüşleri nedeniyle neredeyse bütün büyük sosyal medya platformlarından atıldı, hatta Uber'den ve PayPal'dan bile… Ama hala büyük bir etkiye sahip. En başta da Trump üzerinde. Beyaz Saray'a ulaşabiliyor ve nasihatlerini dinlediğini bizzat Trump itiraf ediyor. ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı NSA'nın başkanının ve üst düzey birkaç görevlinin görevden alınmasında bile Trump'a onun etki ettiği söyleniyor. Irkçı, komplocu ve nefret söylemli paylaşımlarıyla ABD'de hedef almadığı siyasi isim kalmadı, iki defa seçime girdi ve kaybetti ama Trump'a verdiği büyük destekle bunlara rağmen Beyaz Saray'a davet edilip, itibar görebiliyor.

ALMANYA
EN BÜYÜK DİNİ TOPLULUK ARTIK DİNSİZLER

Protestanlığın kalelerinden biri olarak bilinen Almanya ahalisi her ne kadar çok dindar olmasa da bugüne kadar en büyük inanç gruplarını Protestanlar ve Katolikler teşkil ediyordu. Ancak son yapılan Weltanschauungen in Deutschland araştırmasına göre ülkede bu durum yüzyıllar sonra değişmiş görünüyor. Ülkede ateist ve agnostik sayısının 39 milyon, Protestan ve Katolik nüfusunun ise 38 milyon olduğu belirtiliyor. Bu rakamlar 1990'da nüfusun yüzde 22'sini oluşturan dinsizlerin bugün Almanya nüfusunun yüzde 47'sine ulaştığı anlamına geliyor. Bu durumun oldukça önemli bir toplumsal değişim olduğunu ileri süren Die Welt gazetesine göre kiliseler artık iyiden iyiye boşalmış durumda ve bunun nedenini de ülkede bir maneviyat boşluğu teşkil ediyor. İnsanlar kendilerini manen ikna ve tatmin edemeyen kiliselere inanç vergisi ödemek de gitmek de istemiyorlar. Gazeteye göre bu durumun sorumlusu ise bizzat kilisenin kendisi. Kiliselerin tek taraflı siyasallaştığı, sağa karşı olup sola yaklaştığı, dini görevlerinden uzaklaştığı ve soruşturulmayan cinsel taciz skandallarıyla insanları soğuttuğu ileri sürülüyor.

BİRLEŞİK KRALLIK
LİNÇ KÜLTÜRÜNE KARŞI SİGORTA HİZMETİ

Özellikle ünlülerin, yöneticilerin ve spor yıldızlarının yaptıkları paylaşımlar nedeniyle sosyal medyada anında tepki oluşabiliyor ve bu durum kalıcı hasarlara ve maliyetlere yol açabiliyor. Ancak artık bu riske karşı da bir sigorta var. Bir sigortacılık kuruluşu olan Samphire Risk ile Londra merkezli kriz iletişim grubu Borkowski PR dünyada yaygınlaşan bu durumu fırsata ve girişime çevirerek verdiği sigorta hizmetleri arasına linç/iptal kültürü mağduriyetine karşı sigorta imkânını da ekledi. Bireyleri iptal/linç kültürüne karşı korumak ve olumsuz medya ve sosyal medya haberlerinin neden olduğu itibar hasarını azaltmak için özel olarak tasarlanmış bir sigorta poliçesi sunmaya başladı. Poliçenin şartlarını hazırlayan yöneticilerden Mark Borkowski yeni sigorta hizmetini şöyle açıklıyor: "Bir tweet'i paylaşmak veya beğenmek tüm dünyayı başınıza bela edebilir. Bu poliçe ile dijital istikrarsızlığa karşı sigorta sağlıyoruz. Bu poliçe yasaları çiğneyen veya suç işlemiş kişileri için değil, ancak sözleri veya eylemleri bağlamından çıkarılıp yanlış "anlatılmasından" endişe edenleri hedefliyor."

ALMANYA-İSRAİL
NAZİ SOYKIRIM MAĞDURLARININ TORUNUNA İSRAİL İPTALİ

Omri Boehm Alman-İsrailli bir felsefeci. Bir diğer özelliği İsrail gizli servisi Shin Beth'in eski çalışanlarından olması. Bir başka özelliği ise hümanist görüşleriyle tanınan ve işgal edilmiş topraklarda iki devletli sistemi savunan bir insan hakları aktivisti olması. Bununla beraber Nazi kamplarından kurtulan Holokost mağduru bir aileden geliyor. Yakın zaman önce Nazi soykırımı kurbanlarını anmak üzere Almanya'da Buchenwald toplama kampında düzenlenecek olan bir anma seramonisine hem felsefeci hem de soykırım mağdurlarının torunu olarak davet edildi. Burada bir konuşma yapmak üzere anlaştı. Ancak bir pürüz vardı; Boehm İsrail'in Gazze'deki eylemlerini eleştiriyordu. Ve bu da onun İsrail açısından dışlanması için yeterli bir sebepti. Devreye derhal İsrailli yetkililer ve İsrail büyükelçiliği girdi, Boehm'in soykırım mağdurlarını anma konuşması yapmasına bile
tahammül edemediler ve baskı yaparak konuşmasını iptal ettirdiler.

KENYA
EGZOTİK HAYVAN KAÇAKÇILIĞI NERELERE KADAR UZANDI

Vahşi hayvan kaçakçılığı ya da biyo-korsanlık, insanlar egzotik hayvanlara merak saldıkça artıyor. Bu kaçakçılık türü ürün çeşitliliğinin zenginliği nedeniyle çok değişik şekillerde görülebiliyor. Ancak nasıl bir talep varsa iş artık akla hayale gelmedik türleri kaçırmaya kadar vardı. Geçtiğimiz günlerde Kenya'da iki gencin üzerinden çıkanlar biyokorsanlığın yeni boyutlarını da ortaya serdi. 19 yaşındaki iki Belçika vatandaşı, 2 bin 244 deney tüpünün ve modifiye edilmiş şırıngaların içine gizlenmiş 5 bin karıncayı canlı olarak kaçırmak isterken yakalandı. Bu iş için aldıkları paranın 1 milyon Kenya Şilini (yaklaşık 6.800 avro) olduğu açıklandı. Yakalanan karıncalar arasında, Doğu Afrika'da yaşayan ve böcek koleksiyoncuları tarafından şekli, parlak renkleri nedeniyle çok aranan bir tür olan Messor cephalotes'in kraliçeleri de dahil olmak üzere örnekler de bulunuyordu. Bu vakanın hemen ardından 300'den fazla bahçe karıncasıyla ilgili iki kişi daha tutuklandı. Bu karıncalar da 140 deney tüpüne paketlenmişti.