Sağlık Hastalığı
Bu sayımızda, sağlığın anlamını yeniden ele almak niyetindeyiz. Modern tıbbın soğuk ışıklarıyla aydınlattığı koridorlarda, geleneksel tıbbın loş odalarıyla çatışan hikâyelere kulak veriyoruz. Kimi zaman bir doktorun laboratuvar sonuçlarına dayalı hükmüyle, kimi zaman bir ninenin avucunda ezdiği otla verdiği öğüdün yan yana geldiği yerde duruyoruz. Çünkü şifa, bazen rakamlarda değil, anlatılarda gizlidir.
Aşı meselesi, bu çatışmanın nabzının en hızlı attığı yer belki de bugün. Bilim ve birey, toplum ve vicdan, güvenlik ve özgürlük… Her biri farklı bir dilden konuşuyor. Kimi, koluna uzanan iğneyi bir korunma değil, bir teslimiyet olarak görüyor. Kimi, aynı hareketi yaşama tutunmanın mecburi adımı sayıyor. Biz de bu dosyada, taraf tutmadan, yalnızca soruların ağırlığını hissettirmek istedik.
Bir de modern çağın yeni hastalığı var: Sağlıklı olma zorunluluğu. Giderek daha çok kişi, iyileşmekten çok "hatasız yaşamak" için uğraşıyor. Her lokmada, her adımda, her duyguda hesap kitap yapılıyor. Kalp yalnızca atmakla yetinmiyor, düzgün atması gerekiyor. Zihin sadece düşünmekle değil, olumlu düşünmekle yükümlü. Artık hastalık korkusu, hastalığın kendisinden daha bulaşıcı. Diyet tavsiyeleri tabaklara sığmıyor, insan spor salonlarından sosyal medyaya taşırdığı "ben hepinizden daha sağlıklı, daha sportmenim" gösterisinde yine asıl benliğini unutuyor.
Dosyamız, sağlığı bir sistem değil, bir arayış olarak okuyor. Bu arayışta kimimiz bilimsel verilere sarılırken, kimimiz kadim bilgeliklere yaslanıyoruz. Kimimiz ise hâlâ hangi soruyu soracağımızı bile bilmiyoruz. Ama belki de mesele tam da
burada: Hastalığı değil, gelin soruları konuşalım.
Şifa arayanlara değil sadece, soranlara da açık bir sayı bu. İyi okumalar…