Dindar orta sınıflaşma ve tatil alışkanlıklarındaki değişim

H. Şule Albayrak 01 Temmuz 2014, Salı
Aslında dindar muhafazakârların hikâyesi Türkiye'nin hikâyesidir.
Son yıllarda muhafazakârlara yönelik tatil alternatiflerinde gözlenen artış, Türkiye'de orta sınıflaşan dindarlar üzerindeki tartışmaların yeni boyutlar kazanmasına yol açıyor. Sosyolojik bir perspektiften bakıldığında, dinî ve geleneksel değerleriyle modern hayatta 'Ben de varım' diyen bir kitlenin toplumsal hareketliliğini dışa vuran önemli ipuçları barındıran bu olgu, çoğunlukla normatif bir düzlemde değerlendiriliyor. Müslümanların genel olarak modern hayata entegrasyonları, özelde ise tüketim olgusuyla olan ilişkileri hem 'endişeli modernler' hem de 'endişeli dindarlar' tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Sekülerliği bir ideoloji olarak benimseyen endişeli modernler, son yıllarda artan fırsat alanlarını lehine çevirmeyi başaran dindar kitlenin benzer imkânları elde edişini kendi ayrıcalıklı konumlarına saldırı olarak telakki ediyorlar. Bu kitle, bir taraftan dindarlar hesaba katılarak tasarlanan tatil mekânlarını ideolojik bir olumsuzlama ile karşılarken, diğer taraftan kendi hayat tasavvurlarının sonucu olarak dizayn edilmiş seküler tatil mekânlarına sızan dindarlardan büyük rahatsızlık duyuyorlar. Örneğin bir tatil beldesindeki plajda çocuğunu eğlendirirken göze çarpan tesettürlü bir anne ya da yüzmek için üzerine geçirdiği deniz giysisiyle (tesettür mayosu) küçümseyici bakışları üzerine çeken bir kadın, sekülerist perspektiften aslında olmaması gereken yerde, olmaması gereken kıyafetleriyle, olmaması gereken bir varlık gösterir.
İlginç biçimde, 'endişeli Müslümanlar' olarak niteleyebileceğimiz bir grup da farklı perspektiften benzer bir sonuca ulaşarak özellikle Müslüman kadının tatil alanlarındaki görünürlük biçimine mesafeli durur. Böylece tesettür mayosuyla denize giren bir kadın, endişeli dindarlar için de aslında olmaması gereken bir yerde, olmaması gereken kıyafetleriyle varlık göstermektedir. O halde, tüm bu olmaması gerekenlerin normatifliğine rağmen olan bir şeyler varsa -ki sanırım bundan kimsenin şüphesi yok- olgusal gerçekliği nasıl anlayacağız? Bu yazıda bunun cevabını arayacağım.
Aslında orta sınıflaşan dindarlar 1980'lerden beri artan oranda tatil alternatifleri oluşturma çabası içindeler. 90'larda İslami kesimin tatil mekânı olarak ün kazanan Yalova'nın Esenköy beldesi taşlık alanda bile olsa bir kadınlar plajına sahip olduğu için özellikle İstanbul'dan gelen dindar kesimlerin uğrak mekânıydı. Bu yıllarda Didim'de açılan bir otel de toplumsal hareketliliği artan dindarlar arasında heyecan oluşturdu. Ancak her ikisinin de kadınlara özel sunduğu plaj imkanları, agresif bir laiklik anlayışını benimseyen 90'ların devlet politikalarının tezahürü olarak yıktırıldı. Yine de dindar kesimlerin modern tatil anlayışına alternatif yollarla eklemlenme çabası son bulmadı. O günlerden bugünlere gelinen süreçte açılan yeni oteller, tatil beldeleri Esenköy ve Didim'i çoktan gerilerde bıraktı. Her ne kadar alternatif azlığı nedeniyle hizmet-ücret düzleminde hâlen bir dengesizlik gözlense de dindar orta sınıfların gözü-kulağı yeni açılacak otel ve tatil beldelerinde.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.