Bazen esaret, bazen özgürlük

Deniz Renkveren 01 Temmuz 2014, Salı
Endüstriyel Devrim’le birlikte, insan hayatında zaman ilk defa böylesine keskin hatlarla ‘mesai ve mesai dışı’ olarak ikiye bölünmüş durumda.
Kapitalist sistemin içinde sıkışıp kalan insana pencere misali sunulan tatil, çoğunlukla serbest zamanla özdeş kabul ediliyor. Hatta bayram gibi özel günler bile turistik geziler yapılan tatillere dönüştürülerek mevcut kültürel değerlerden soyutlanıyor. Farklı coğrafyalarda ya da sadece kumsallarda geçireceğimiz tatil, bize kendimizi gerçekleştirdiğimiz, biraz olsun soluk aldığımız, hatta özgür olduğumuz tek zaman aralığı gibi görünüyor ama şunu sormak lazım; bu şekilde tatil yaparken gerçekten özgür müyüz? Bu soruyu cevaplarken serbest zaman kavramını da masaya yatırmak gerekiyor belki de.
Her geçen gün daha fazla gelişen üretim araçları ve çoğalan tüketim ürünlerinin yanında teknolojik uygarlık boş zaman (spare time), yani mesai zamanından geriye kalan artık zaman kavramını ortaya çıkardı. Zira Sanayi Devrimi'nin gerçekleştiği yıllarda İngiltere'de 14-15 saate varan günlük mesai, bugün bazı ülkelerde 6 saate kadar düşmüş durumda.
Endüstri Devrimi'nden önce belli kriterlerin yokluğunda, günlük çalışma süresi kesin olarak belirlenmemişti. Özellikle tarım toplumlarında saate itibar edilmezdi. Çalışmaya ara verilen zaman kültürel, mevsimsel ve sosyal döngülere bağlıydı. Sanayi Devrimi öncesi toplumlarda tatil zamanlarını ekinlerin ekilme, yetişme ve büyüme periyodu, günlük işlerden arta kalan zamanlar, dinlerin özel günleri ve bayramları belirliyordu.
Zaman taksiminde modernite öncesi toplumların modern toplumlarla kıyaslandığında çok daha insan ve kültür odaklı olduğu görülür. Ancak modernitede 'zaman', kapitalist düzenin çarklarını çeviren en önemli unsurlardan biri olduğu için, bireye ayrılan süre de ancak çarkın dişi olmasını sağlayacak uzunlukta oluyor. Endüstriyel Devrim'le birlikte, insan hayatında zaman ilk defa böylesine keskin hatlarla 'mesai ve mesai dışı' olarak ikiye bölünmüş durumda. Bu ayrım yakın zamana kadar kabul görmüyordu. Hatta 1960 yılında UNESCO tarafından yayınlanan Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi'nin 'Sociological Aspects of Leisure' bölümünde, bu keskin ayrımın insan doğası bakımından doğal olmayan bir şey olarak tanımlandığı görülüyor.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.